25

1.5K 79 59
                                    

Aras'a mesaj geldiği zaman

Telefonu kapatıp yüzümdeki salak gülümsemeyle boş boş bakındım. Bu çocuk iyice benim dengelerimle oynamıştı anasını satayım kendimi tanıyamıyordum artık. Bir erkeğe bunları hissetmek en başından beri garip gelirken şimdi ona aşık olduğumu hissediyordum ve onu kaybetmeye ölesiye korkuyordum.

Dolabın önünden bir kaç kıyafet çıkarıp yatağın üzerine attım. Onu çok özlemiştim ve biran önce kollarımın arasına alıp utancından hemen kızaran yanaklarını öpmek istiyordum birde o tadına doyamadığım pembe dudaklarını tabi ki.

Üzerimi hızla değiştirip banyoya ilerledim. Uzun süredir ailemin yanına gelmeyip onunla kaldığım için ailem artık laf yapmaya başlamıştı sürekli dışarıda kaldığıma ve onları unuttuğuma dair ama durum öyle değildi tabi ki müstakbel damatları ile vakit geçiriyordum ama bunu bilmiyorlardı tabi.

Banyodaki işlerimi halledip çıktığımda kapıda bekleyen Gülsüm ablaya gülümsedim. Oda bu aralar beni fazla mutlu ve enerjik gördüğünden dolayı oldukça memnundu bu halimden oda haklıydı eski halimi bildiğinden dolayı bu halim ona aşırı derece huzur veriyordu.

"Aras oğlum akşam yemeğe gelecek misin? Bak sakın gelmeyeyim deme sakın baban tüm aile masada olmadığından huysuz huysuz dolaşıyor ortalıkta." Ben onun bu hallerine gülümserken bu evde benim üstümde ve ailemde ne kadar emeği olduğu aklıma geldi. Ben doğmadan önce bile bu evdeydi Gülsüm abla artık bu evin çalışanından çok bu ailenin bir parçası olmuştu.

Ben küçükken ne zaman anneme küssem ya da ne zaman annemi kızdırsam ona sığınırdım o beni her seferinde onlardan korurdu ve onun benim için yıkılmaz bir kalkan olduğunu düşünürdüm hala bu fikrimden vazgeçmiş değildim. "Gelmesem bile sen istediğin için gelirim."

İki yanağına sulu sulu öpücük kondurup odama geçtim. Sabahtan beri içimde olan huzursuzluğa ve sıkıntıya rağmen onu görmezden gelip enerjik olmaya çalışıyordum ve bunda başarılı oluyordum bence. Telefonuma gelen mesajla şarja taktığım telefonuma doğru gittim.

Telefonu elime alıp Su'dan gelen mesajı açtım.

Su: *fotoğraf*

Bunu bilmen gerektiğini düşündüm. Açıkçası daha çok Efe'nin içine beni katarak söylediği yalanı duydum ve bu yüzünden sana söylemeye karar verdim. Efe saatlerdir eski sevgilisiyle gayet samimi bir şekilde oturuyorlardı. Senin aradığın sürede sanırım dışarı çıktı ve daha sonra Umutta peşinden gitti. Eh sonucu da gördün. Efe ne kadar yakın arkadaşım olsa da bir insanın aptal yerine konmasına göz gelemezdim.

İçimdeki o his yavaş yavaş büyüyüp tüm vücudumu ele geçirirken aynı zamanda sanki tüm vücudum o hisle birlikte uyuşuyordu. Şok olmuştum ve ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum.

Bedenimi yere bırakıp boş boş fotoğrafa baktım. O çok sevdiğim, kıyamadığım Efe ve Umut el ele tutuşuyordu. Fotoğraf dışarıdan uzak mesafeden çekilmişti. Shop ya da eski bir fotoğraf olabileceğini düşünüyordum ama Efe'nin üzerindekiler beraber aldığımız kıyafetlerdi.

Kaç dakika o fotoğrafa baktım bilmiyorum ama en sonunda yaptığım tek şey o fotoğrafı Efeye atmaktı. Kalbimde hissettiğim değişik sızı o kadar kötü hissettiriyordu ki vücudumun bu acıdan titremesine engel olamamıştım.

Oturduğum yerden kalkıp telefonu, araba anahtarını ve cüzdanımı alıp odadan ayrıldım. Hızlı adımlarla aşağı inip Gülsüm ablanın yanından hızlı bir şekilde geçip arabaya doğru adımladım. Arabaya yerleşip arkamdan bağıran Gülsüm ablayı umursamadan hızlı bir şekilde evden ayrıldım. Çok fazla endişeleneceğini biliyordum ama hissettiğim şeyler beni ele geçirmiş gibi hareket ediyordum ona açıklama yapacak halim yoktu. Düz yolda ilerlerken ben nereye gideceğimi ve ne yapacağımı bilmiyordum.

Sadece uzaklaşmak bağırmak, kırmak, dökmek ve hıçkırarak ağlamak istiyordum. Telefonumda on dakika önce çalsa kalbimin ritmini hızlandıracak melodi çalarken şu sadece öfkeme kömür atmaktan başka bir işe yaramamıştı. Arama kendi kendine çalıp bir süre sonra kapandı ama tabi bu bir sefer değil defalarca sürmüştü.

Bu siktiğimin semtinin her yerinde onunla anılarım vardı. Bu durumlar için ailemden bile gizlediğim eve gitmeye karar vermiştim ama oraya en son ona olan duygularımı dile getirdiğim ve her şeyin asıl o gece başladığı aklıma gelmişti. Oraya gitmek istemiyordum onunla ilgili bir şeylerin olmayan bir yere onu hatırlamayacağım bir yere gitmek istiyordum.

En son bu duruma düştüğümde gittiğim seyir tepesi gibi olan uçuruma sürdüm arabayı. Orada kimsenin beni bulamayacağına emindim.

***

Arabayı uçuruma biraz daha yaklaştırıp kontağı kapattım. Arabadan indiğimde buraya gelirken engel olamadığım göz yaşlarımın ıslattığı yanaklarım rüzgarın etkisiyle üşütmesi gerekirken yakıyordu. Bedenimi arabanın önüne bırakıp çime oturdum. Sırtımı plakama yaslayıp hıçkırarak ağlamaya başladım.

Bunu hak etmemiştim, bunu hak ettiğimi düşünmüyordum. Ben onu çok sevmekten başka hiçbir şey yapmamıştım onu kendimden bile çok sevmiştim ve aldatmasını kendime yediremiyordum kaldıramıyorum amına koyayım.

Neden olduğunu düşünüp duruyorum sadece ona hiçbir şey yapmadım daha çok canı yanmasın diye çabaladım ben. O ne yaptı peki onu aldatan siktiğimin salağı ile beni aldattı. Aldatılan birinin asla birini aldatacağını düşünmüyordum çünkü o kişi aldatılmanın nasıl bir duygu olduğunu iyi bilirdi ve bunu karşısındakine yaşatmazdı bana kalırsa ama bu tezim şimdi tamamen çürümüş ve çöpe çıkmışa benziyordu.

Telefonumun tekrar aynı melodiyle çalmasına küfür ettim. "Arama amına koyayım daha ne istiyorsun benden?" Arabaya doğru bağırmıştım sanki beni buradan duyabilirmiş gibi.

Bir yanım Efenin bunu yapmayacağını o tezimin doğru olduğunu onu dinlemem gerektiğini söylüyordu fakat ben o tarafımı sikime bile takmak istemiyordum. Bir kere daha aynı aptallığa kanmak istemiyorum.

Saliseler saniyeleri saniyeler dakikaları dakikalar saatleri kovalıyordu. Karanlık havada geldiğim evin ışıklarına baktım. Bundan yarım saat önce Su aramıştı ve ben hiç düşünmeden teklifini kabul etmiş ve attığı konuma gelmiştim.

Şu an o eve girersem geri dönülmez bir yola gireceğimi biliyorum ve yaklaşık on dakikadır bunu düşünüp duruyordum. Efe beni aldatmış mıydı? Evet. Bunu sadece bir mesajla biri bana söyleseydi ona küfür eder ve engellerdim ama fotoğraf atılmıştı.

Tamam yanlış anlaşılma olabilir ama neden onu aldatan biriyle görüşmek istesin ve elini tutmasına izin versin? Eğer onu rahatsız etse bana söyleyebilirdi. Onu o gece sarhoş olup kapısına dayandığından beri rahatsız etmiyor diye biliyordum. Şimdi birden onunla görüşmesi ve onunla görüşmek için bana yalan söylemesi akıl işi değildi.

Arabanın kapısını açıp indim arabayı arkamdan kilitleyip bu seferde dışarıdan baktım eve. Bunu yapmak istiyor muydum? Hayır. Yapacak mıydım? Sanırım evet. Kısa kısas olarak düşünüyordum bu yapacağımı ve bu şekilde nötrleşmiş olabilirdik değil mi? Merdivenlerden çıkıp zile bastım.

Ruhsuz gibi hissediyordum. Sanki içimdeki tüm duygular arabadan indiğim an ölmüş gibilerdi bir tanesi hariç ama onun ne olduğunu bilmiyordum. Kapının açılmasıyla önümde bana tebessüm eden kıza yaklaşıp dudaklarımı bastırdım.

***

Ben söyleyeyim o duygunun ne olduğunu PİŞMANLIK canım. Asıl hikayenin başladığını söyleyebilirim.

Bu arada fotoğrafı su çekmedi. Aslında fotoğrafı çeken Efe ve Umut'un konuştuğu zaman ortalarından geçen kız çekti. Suyun sinsi arkadaşı.

Neyse diğer bölüm bizi ne bekliyor hiç bilmiyorum düşünmem gerekiyo biraz.... Yazar kaçar

İZ [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin