Bölüm 6

36 6 7
                                    

Ciel sakin ve yavaş adımlarla yatakhaneden çıktı. Koridoru koşarak geçti ve Bayan Lay'in odasına ulaştı.

-Of amma da uzakmış! Bir bakalım... Sebastian!

-Yes my lord?

-Aramaya başlayalım. Vaktimiz kısıtlı.

-Anlaşıldı.

Sebastian ve Ciel gördükleri her kağıdı inceliyorlardı. Uzun bir aramanın ardından tek bulabildikleri birkaç mektuptu. Mektupta yazılan her şey çok sıradandı. Esrarengiz hiçbir şey bulamadılar.

-Bu ne şimdi Sebastian? Doğru yerde olduğumuza emin misin?

-Kesinlikle efendim. Sadece kanıtları saklayan kişi çok zeki olmalı.

Sırıttı.

-Veya öyle olduğunu düşünüyor olmalı.

Sebastian elinde birkaç kağıt ve bir kutu tutuyordu.

-Onlar da ne?

O sırada yakınlardan ayak sesleri gelmeye başladı. Ciel endişeyle elindekileri bırakıp Sebastian ile camdan bahçeye atladı. Bayan Lay ve Rose içeri girdiler.

-Rose mektubu sana yarın vereceğim.  Mektuba eklemem gereken şeyler var. Yarın sabah erkenden yola çıkarsın. Bugün çok tembellik ettin. Düzgünce yapacağınız umuyorum.

-Anladım efendim.

-Şu yeni çocuk. Adı Finnian mıydı neydi, onla iyi anlaşıyor musunuz?

Ciel irkildi. Rose gülümseyerek:

-Evet! O iyi birisi. Sanırım hala alışmaya çalışıyor. Ona yardımcı olm-

-Anladım yeterli. Yarın istersen onunla beraber gidebilirsin.

-Çok iyi olur! Teşekkürler efendim.

-Evet evet. Şimdi uyumaya git.

Bayan Lay masasına yöneldi ama Rose kıpırdamıyordu. Bayan Lay ona döndü. Rose çekine çekine sordu.

-Bayan Lay... Luca'dan bir haber var mı? Nasıl olduğunu biliyor musunuz? Uzun zamandır mektup veya bir haber bekliyorum ama hiçbir şey gelmiyor! Daha ne kadar beklemem gerekiyor? Bana söz vermişti... Yazacağına dair... Söz vermişti... Hıck

-Rose.

-Biliyorum! O şu an ailesine alışmaya çalışıyor olmalı. Muhtemelen artık bana ayıracak vakti bile yok ama siz öğrenebilirsiniz değil mi? Lütfen Bayan Lay...

-Rose ağlamayı kes.

Bayan Lay Rose'a yaklaştı ve sırtına rahatlatmak için yavaşça vurdu.

-Bazen büyüklerin bile yapamayacağı şeyler vardır. Dediğin gibi, muhtemelen zenginlik mutluluk ve rahatlık arasında seni, beni yani bizleri unuttu. Bu çok normal. Sende onu unutmalısın.

-A-Ama söz vermişti-

-Verilen sözler her zaman tutulmaz maalesef ki! Bugünlük bu kadar goygoy yeter. Uyumaya git Rose.

-... Peki.

Rose odadan çıktı. Bayan Lay doğruldu. Kahkaha atmaya başladı.

-Pffftt! Meğersem hala o çocuğu düşünüyormuş hahahahha! O çocuk zekiydi... Hemde çok zeki ama bir o kadar da şanssızdı. Muhtemelen şu an tahtalı köydedir. Belki bir mezarı bile yoktur sadece kül olmuştur! Hahahaha...

Ciel az önce yaşananlar karşısında şoka girmişti. Bu da neydi? Az önce resmen suçlu olduğunu kendi ağzıyla söylemişti. Şu an ihtiyaçları olan tek şey kanıttı. Ciel  hemen Sebastian'a döndü.

-Sebastian Luca kim ve neymiş hakkında her şeyi öğren. Ve yarın gideceğimiz yeri iyice incele. Muhtemelen sabah konuşmak için vaktimiz olmayacak o yüzden biz dönünceye kadar vaktin var.

-Yes my lord. Ah bu arada!

Sebastian az önce aldığı kağıtları ve kutuyu Ciel'e verdi.

-Belki ilginizi çeker lordum.

Kağıdın üstünde Rose yazıyordu. Kutuda  ise anahtarlar vardı.

-Bu anahtarlar da ne?

-Çocukların odalarının olduğunu düşünüyorum.

-5. Odanın anahtarı burada değil.

-Kesinlikle.

-Tamam ben bakarım buraya. Sen araştırmanı yap.

-Yes my lord.

Sebastian uzaklaştı. Ciel içeri sessizce girdi. Yatakhaneyi kontrol edip yukarı çıktı. 5 numaralı odaya şimdi bakmak istiyordu. Odanın kapısının önüne geldi.
Yanında taşıdığı küçük bir tel parçası ile kapıyı açtı. Çok gergindi açması normalden uzun sürmüştü. Kapıyı açtığında karşısına çıkan şey onu çok şaşırtmıştı.



Selamlar minna-sann! ♤

Nasılsınız? Umarım harikasınızdır.
Keşke bende bir Oda Eiichiro veya Yana Toboso kadar olmasam da bazı şeyleri düzgünce birbirine bağlayabilseydim... Buna çok takılıyorum, siz de takılıyor musunuz?

Fark ettim de bölümleri hep heyecanlı yerde bırakıyorum sanırım.. İçime bir Acun Ilıcalı kaçmış olabilir :D

Minashigo | ♱Kuroshitsuji♱Where stories live. Discover now