5//Özür

1.3K 194 280
                                    

İyi akşamlar👋🏻👋🏻

İyi okumalar ve yorumlar dilerim~~

...

    Genç çocuk batan güneşin kızıl ışıkları boş ve ıssız sınıfı doldururken gözlerini araladı. Bir odağa bile sahip olmayan kahverengi gözleri odaklanabilmek için birkaç saniyeyi ondan çaldı ve en sonunda görüşü netleştiğinde, gördüğü ilk şey müzik sınıfını dolduran sıraların ayakları oldu. Gözlerini yumdu ve sakin birkaç soluk aldı. Başının yaslı olduğu sert zeminde yan dönmüş bir haldeydi. Sırtı arkasında kalan duvara yaslıydı. Bacaklarını biraz kendisine doğru çekmişti ve kendisi gibi hissetmiyordu. 

Ürpertici bir durgunluk dört bir yanındaydı. Özellikle de sol tarafında, kalbinin etrafında bir donukluk vardı. Gözlerini yeniden aralarken önünde uzanan sınıfa doğru uzattığı elinin parmaklarını kıpırdattı çok ufak. Uyuşmuştu parmak uçları ve kızarmışlardı da hafiften. Onları kendisine getirebilmek için elini birkaç defa sıkıp bıraktı. Ardından üzerindeki okul gömleğinin pis sınıf zeminine sürtündüğünü umursamadan kolunu kendisine doğru çekti. Yorgun bakan gözleri odaklandığı ufuktan ayrılmazken öteki elini zemine doğru yasladı. Kendisini uzandığı zeminden yavaşça kaldırdı. 

Oturur pozisyona geldiğinde, ilk uyandığı ana nazaran çok daha iyi hissettiği bir gerçekti. Buna rağmen hâlâ belli başlı basit işlevleri yerine getiremiyordu zihni. Nerede olduğunu, saatin kaç olduğunu ya da kim olduğunu kestiremiyordu. Bir süre daha boş boş sınıfı inceledi bu yüzden. Yabancıydı. Gözünün önündeki her şey oldukça yabancı geliyordu kendisine. Tanıdık olan neydi peki? "Oyun parkı." Belli belirsiz bir mırıltıyla kendi sorusunu kendisi cevapladığında, cevap olarak neden bunu seçtiğini bile anlayamadı. Başını arkasında kalan duvara yaslayıp gözlerini yumdu. Ancak bunu yaptığında, zihni tıpkı uykusunda olduğu gibi ona oyunlarını oynamaya başlamış, sanki dün yaşanmış gibi capcanlı olan anı parçası kapalı gözlerinin ardında belirerek irkilmesine sebep olmuştu.

Kalp atışları korkuyla hızlanırken gözlerini araladı. Sık nefesler almaya başlarken dizlerini katlayıp kendisine doğru çekti. Ardından kollarını da bacaklarına sarmış, yutkunurken sorgulamıştı.  Neden çocukluğuna dair bir hatırayı böylesine sıradan ve alakasız bir anda hatırladığını. Fakat bu kendi kendisini sorgulama süreci o kadar da uzun sürmedi. Çünkü bir an sonra, kendini sorgulamasına sebep olan anının ona ait olduğu gerçeği şüpheli gelmişti. Kaşlarını çatarken gözlerini diktiği sınıf zeminine daldı. Kulaklarında çocuk sesleri yankılanıyordu. Gözünün önünde ise bir film şeridi gibi aynı anı oynayıp duruyordu. 

Henüz küçük bir çocukken oyun parkına gitmişti elbette. Anılarının arasında evlerinin yakınındaki çocuk parklarından birinde ailesiyle onlar ölmeden önce vakit geçirdiği zamanlara dair hatıralar vardı. Etrafta koşturduğunu, şimdi sahip olduğunun aksine çok daha dışadönük bir karaktere sahip olduğunu hatırlıyordu. Demirlerinin boyası soyulmuş oyun parkında arkadaşlarıyla oynar, her an kırılacakmış gibi görünen salıncakta ayakta sallanırdı. O park tanıdıktı. O parkı liseye gittiği her gün yanından geçtiği her seferde zihnine kazımıştı. Peki şimdi gözünün önüne serilen park, o da tanıdık mıydı? 

Yepyeni, capcanlı renklere sahip çeşit çeşit oyuncak, öyle ki bazılarının ne işe yaradığını anlayamıyordu bile. Köşede bir kum havuzu var ve bu havuzun içi tertemiz. İçinde ne çer çöp ne de toprak var. Yalnızca sarı kum. Büyük bir kaydırak var. Küçük boyuyla tepesine çıkıp kaymaktan içten içe çekineceği kadar büyük hem de ve oradan kayan çocuklar eğleniyormuş gibi görünüyorlar. Salıncaklar var. Emniyetleri sapasağlam ve kimse onlarda ayakta sallanmayı aklından bile geçirmiyor. Tahterevalli var parkın farklı köşelerinde birkaç tane. Oturma yerindeki plastik alışık olduklarının aksine kırılıp bükülmüş değil, aksine sağlam görünüyor. Yaylı oyuncaklardan var. Üzerindeki çocuklar onlara binmişken ileri geri sallanıyor ve gülüyorlar. Bazıları at, bazıları tavşan, bazıları da köpek suretine sahip. Kenarda bir çarkıfelek var. Diğerlerine oranla daha büyük görünen bir çocuk tuttuğu sarı demirlerden oyuncağı döndürürken üzerinde olanlar kahkahalarla çığlıklar atıyorlar. 

dreaming life Where stories live. Discover now