-43-

718 32 2
                                    

6 KASIM 2015

Yarın benim doğum günümdü. Ayrıca herkes bundan haberdardı. Yani en azınsan Calvin haberdar olmalarını sağlamıştı. Kutlamayı bu gece yapıyorduk çünkü annem yarın adıma bir balo veriyordu. Gereksizdi. Yine de aşırı derecede ısrar etmişti ve ayrıca Calvin'de bunu kabul etmem için çok ısrar etmişti. Ben de bütün arkadaşlarıma bir davetiye gönderilmesi şartıyla kabul etmiştim. Hep aynı kişiler olacaktı işte. Bu güzeldi. Sadece annemin vereceği baloda bütün sınıfım gelicekti ve tabi herkesin kavalyeleri.

Bu gece ise Calvin'in kutalaması vardı sevgilimin benim için düzenlediği bir kutlama. Aslında hastaneden çıktıktan sonra bana bunlar o kadar uzaktı ki. Ama bu gece. Bu gece ilk defa gerçekten mutlu olduğum bir doğum günü partim olucaktı. Bu yüzden çok heyecanlıydım. Oldukça sıradan başlamıştı günüm. Okula gitmiş ve bir aydır yaptığım gibi Evan, Kyle ve Juliet'i sıkıştırılmıştım. Bir parti olacağını biliyordum. Hem de bir aydır. Çünkü bir aydır herkes bu parti için uğraşıyordu ama kimse bana ne oluduğuna dair bir ipucu bile vermemişti. Sadece rahat giyinmem gerekiyordu. Bunu biliyordum. Bunun dışında 0. Hiç bir şekilde başka ipucum yoktu. O kadar heyecanlıydım ki.

Okuldan sonra eve yanlız döndüm. Evan ve Kyle'ın işleri varmış. Eve geldim ve hazırlanmak için yukarıya çıktım. Yukarı çıktığımda yatağının üzerinde bir kutu buldum. Heycanla içini açtım ve içinde bir kıyafet kombinasyonu buldum. Beyaz bir şort, beyaz bir bustiyer, beyaz bir yarım kısa kollu kotmont ve beyaz supralar. Neden ful beyazdı ? Ayrıca ben Supra tarzı ayakkabılar giyimzedim. Yine de kıyafet leri çıkartıp yatağımın üzerine koydum. Tam üzerimi çıkartıcakken kutudaki notu fark ettim.

Bunları giy.
-*SC CLUP.

Notu görünce heycanlanmıştım. Hızlıca üzerimi giydikten sonra saçlarımı taradım ve aşağı indim. Tam apartmanı n önüne çıktığım zaman kafama bir şey dank etti. Ben partinin yapılacağı yeri bile bilmiyordum.  Bir süre boş boş etrafa baktıktan sonra tam eve geri dönecektim ki kızıl saçlı bir kız önümü kesti. Kızın üzerinde SC CLUP yazan siyah bir tişört vardı. Elime bir kutu utuşduktan sonra hızla koşarak uzaklaştı. Demek bir hazine avı olucaktı. Harika !

Elimdeki siyah  kutuyu hızla açtım. İçinden siyah bir kağıt çıktı.  Kağıdı hızlıca açtım ve içindeki yazıyı okudum.

Prime caddesinin sonuna kadar yürü.
-SC CLUP.

Ben de caddenin sonuna kadar koştum. Caddenin sonuna geldiğimde etrafıma bakındım ve tam duvarda bir karton vardı ve kartonun üzerine bir yazı.

Kağıdı yerinden çıkart.
-SC CLUP

Kartonu yavaşca duvardan çıkarttım ve arkasında duvarın içinde  oldukça büyük bir sırt çantası buldum. Çanta da her şey gibi beyazdı ayrıca içi de doluydu. İçini açtım ve bir su matarası en büyük boy M&M, bir paket cips, 3 tane beyaz kutu buldum. Tam kutuların birine uzanmışken gözüm duvardan çıkardığım kartona takıldı.  Arkasina bir şeyler daha yazıyordu.

ÇANTANIN İÇİNDEKİ HİÇ BIR KUTUYU AÇMA. PASTOR SOKAGI BOYUNCA YOLA DEVAM ET. SENİ IZLIYORUZ.

-SC CLUP

Ürkütücüydü. Bemim de oyunu bozmak gibo bir isteğim yoktu. Bu yüzden kartonu ve siyah kutuyu çantaya koyup yoluma devam ettim. Pastor sokağını yürürken pür dikkat etrafıma bakarken yerde bir ok gördüm ok bir mağzayı gösteriyordu. Burası kasa satan bir mağzaydı. İlginç.

İçeri girdiğimde içerde beni oldukça sevimli kel gözlüklü yaşlı bir adam karşıladı. Üzerindeki kahve rengi buluzda SC CLUP yazısı vardı. Adam beni görür görmez tek bir kelime bile etmeden elime üzerinde SC CLUP  demir bir çanta bıraktı. Çanta ağırdı ayrıca kilitliydi. Bir süre çantayı nasıl açacağımı düşündüm ve aklıma iki hafta önce Juliet'in bana hediye ettiği kolye geldi. Anahtar şeklindeydi. Boynumdaki kolyeyi çıkarttım ve bingo. Çantanın kilidi açıldı.

Tezgahın üzerine çantayı koydum ve açtım içinde bir kağıt vardı ama altında birseyler olduğu belliydi. Kağıt da şöyle yazıyordu.

Karşı mağazanın kabini ne gir ve kağıdı kaldır.
-SC CLUP.

Bu cidden saçmaydı. Yinde de kağdın altından ne çıkacağını tahmin edemediğim için denileni yaptım ve karşıdaki mağazaya girip öylesine eliem gelen ilk pantolonu aldım ve i0kabinlere girip çantayı açtım kağdı kaldırıp arkasına baktım bir şey yapmadığını horjnce katladım ve yere koydum. Henüz çantaya odaklanmasıştım ve. TANRIM!!!

Çantanın içinde plastik şeffaf bölmelere ayrılmış bir kutu vardı. Kapak kapalıydı ama içinde ki türlü türlü uyuşturucuyu görebiliyordum. Kutunun kapağını açtığımda koku birden içeriyi doldurdu. Kaliteli uyuşturucu kokusu. Ayrıca içinde bir sürü tabaka ve sırınga da vardı. Haplar, ot, toz rengarenk ve harikaydı. Kutuyu kapattım ve kabinden dışarı çıktım. Dışarı çıktığım an esmer bir çocuk önümü kesti.  Bu sefer tişört yeşildi.

"Kutuları açma zamanın geldi"

Dedi. Çantayı çıkardım ve içindeki kutuları çıkardım. Birinin icinden bir ses kayıt cihazı. Diğerinden bir fotoğraf makinesi çıktı. Sıra son kutuya geldi. İçini açtım. İçinden bir otobüs bileti ve bir kart çıktı. Kart hani şu konserlerde kulise gireken boyuna takılan kartlar gibiydi. Bunların altında ise bie kağıt vardı.

Ses Kayıt cihazını aç ve dinle.
-SC CLUP

Cihazı çıkardım ve çalıştırdım. Çalıştırmamla bir grup sesi geldi.

Heeyyy.
Calvin: Simone umarım eğleniyorsundur. Biz burda seni bekliyoruz. Şimdi kamerayı açmanı istiyorum... seni seviyorum bebeğim.

Dedi. Ve kayıt bitti.  Bu sefer kamerayı açtım ve videoyu izlemeye başladım. Ekranda Calvin belirdi.

Calvin: Bebeğim bize adım adım yaklaşıyorsun. Şimdi sen tam olarak burasın.

dedi ve kamera tam olarak olduğum yeri gösterdi.

Calvin: Burdan sonra yolculuğuna ben yol gostericem.

Dedi ve beni birkaç sokak yürüttü. Ardından tam karşımda duran arabayı gösterdi. Arabaya binmememi söyledi. Ben de denileni yaptım ve arabaya bindim. Araba beni otogara götürdü. Kayıt hala devam ediyordu. Calvin bana binmem gereken otobüsü gösterdi. Ardından kayıt bitti. Otobüse doğru yürüdüm. Otobüsün önünde bir adam vardı. Benden biletimi istedi. Çantamdaki bileti çıkartıp adama uzattım. Adam biletime baktıktan sonra bana bileti geri verdi ve içeriye girmemi söyledi. Otobüste birkaç kişi daha vardı. Hepsi beyaz giyimliydi ve ben hiç birini tanımıyordum. Etrafıma bakındım ve biletime baktım. Koltuk numarasının yazdığı yerin üzerinde sadece adım yazıyordu. Ben boş boş etrafıma bakınırken yanıma kapıdaki adam geldi. Biletime tekrar baktıktan sonra gülümsedi.

"Bayan Norell. Buyrun size oturacağınız yeri göstereyim"
dedi ve önüme geçip bana yol gösterdi. Beni en arkaya götürdü ve beyaz deri koltuğu gösterdi. Otobüsün sadece arka iki sırasında bu koltuklar vardı. Geçip koltuğuma oturdum ve sırt çantamı da yan tarafıma koydum.

Otobüs tamamen dolduğunda hareket ettik. Yanımda sarı uzun saçları olan ufak tefek yüzü hiç de yabancı gelmeyen bir kız vardı. Bizim okuldan olmadığına emindim. Tanıdığıma emin olduğum gibi. Biraz düşündükten sonra hatırladım.

Luna !

diye bağardım ve ona sarıldım. Gülerek bana sarıldı.

"Ne zaman hatırlayacağını merak ediyordum doğrusu."

dedi. Luna benim eskiden çok yakın arkadaşımdı. Oliver' la ortak arkadaşımızdı. Onu nasıl bulduklarını gerçekten merak ettim. Belki Oliver' ı bile işin içine katmışlardı. Oliver... Aklıma geldiğinde içim buruldu. Onu affetmemiştim. Affedemem. Yine de bu gün benim için harika bir gündü. Bunun bozulmasına izin vermeyecektim.

Yol boyunca Luna' yla sohbet etmiştik. Araya zaman girmişti. Hem de çok uzun zaman. Yine de samimiyetimiz hiç eksilmemişti.

Yolculuğumuz bir buçuk saat sürmüştü. İndiğimiz yer yüksek brandalarla kaplıydı, olukça yüksek brandalar... Hiç bir şey görünmüyordu. Yalnızca oldukça yüksek brandalar vardı. Herkes otobüsten çıkıp koşarak uzun bir sıraya doğru koşuyordu. Luna koluma girip beni başka bir yere çekti. Bu oldukça büyük bir organizasyondu. İçerde beni nelerin beklediğini gerçekten merak ediyordum.

*SC Clup Simone Calvin Clup anlamına geliyor. Partiyi oraganize eden grubun adı da hikayede SC CLUP olarak geçiyor.

~   HASTA 1 ~Onde histórias criam vida. Descubra agora