16. (Final)

4K 267 194
                                    

Çayları doldurduktan sonra yerime geçtim. Teyzemlerle son kahvaltımızdı maalesef. İlk geldiği gün onu ne kadar özlediğimi fark etmiştim. Sarıldığım an burnuma dolan o anne kokusunu çok özlemiştim.

"Mavişim benim çayımı yine açık yapmışsın ama."

"Demli çay zararlı zararlı. Zaten şeker de atmıyorsun zift gibi katran karası çay içiyorsun."

Emir bana gıcıklık olsun diye höpürdeterek çayını içerken teyzem ona ters bir bakış attı. Fırından çıkardığım pizzaları kesip masaya koydum.

Tam oturacakken kapının çalmasıyla kapıya gittim. Delikten bakıp Kayra olduğunu görünce açtım kapıyı ama şaşırmıştım. İşten erken geleceğini söylememişti. Kaldı ki zaten işe gideli 1 saat olmuştu.

"Hayırdır gelmemi istemiyormuşsun gibi bakıyorsun?"

Kayra bana göz kırpıp içeri geçti.

"Yok şaşırdım sadece işe gitmedin mi sen?"

"Gittim ama teyzenlerin son günü diye işleri Mustafa'ya yıkıp kaçtım."

Gülerek bana nasıl kaçtığını anlatıyordu.

"Allah senii! Yazık değil mi Mustafa'ya?"

"Kocana yazık asıl. Bu Mustafa hep kaçıyordu ilk defa ben kaçtım çok güzel oldu. Ama senin pek hoşuna gitmedi sanki?"

Gülüp kafamı salladım iki yana. Okuldan kaçan şımarık çocuklar gibiydi şu an.

"İyi yapmışsın. Hoşuma gitti tabiki teyzemleri düşünüp izin alman."

Kulağıma eğilip fısıldayarak konuşmaya başladı.

"Biraz da senin için kaçtım aslında. Karımı özledim."

Ben utanıp kızarırken Kayra yanağıma bir öpücük kondurup çoktan mutfağa geçmişti.

Ellerimi yanan yanaklarıma koyup düzeltmeye çalıştım. Başaramadığımı fark edip daha fazla oyalanmadan bende geçtim mutfağa.

Bir bardak da Kayra'ya çay doldurup ona da servis açtım. Hep birlikte kahvaltımızı yapıp oturma odasına geçmiştik.

Yaptığım kahveleri dağıtıp bende oturdum yerime.

Emir kahvesinden bir yudum alıp Kayra'ya döndü.

"Aslında Kayra teknik olarak Mavişimi bizden istemedin sen. Tuzlu kahvede içmedin. Sana bir isteme merasimi mi düzenlesek böyle tuzlu, karabiberli, pulbiberli bir kahve içsen nasıl olur?"

Emir'in fikriyle umutsuzca iki yana salladım başımı. Bu çocuk gerçekten bu fikirleri nerden buluyordu çok merak ediyordum.

"Aman oğlum isteme merasimi mi damat zehirleme merasimi mi o ne öyle!"

"Ne var anne ya! Benden kız almak kolay mı öyle?"

Kayra sırıtıp Emir'e döndü.

"Çok kolay oldu valla."

Emir ile Kayra her ne kadar çok iyi dost olsalarda beni bir türlü paylaşamıyorlardı. Kayra, Emir'in bana Mavişim demesine sinir oluyordu. Emir ise direkt Kayra'nın benimle evli olmasına sinir oluyordu. Onun problemi daha büyüktü. Ama ona kalsa ben hiç evlenemezdim herhalde!

"Emir üzgünüm ama ben tuz atmazdım kahvesine."

Emir hayal kırıklığına uğramış gibi bana baktı.

"Cık cık cık! Ben böyle mi büyüttüm seni?! Hani sen hiç evlenmeyecektin biz hep birlikte yaşayacaktık!"

Emir'in bu halleri bizi güldürürken kahvelerimizi içmeye devam ediyorduk.

HÜZN-Ü BARAN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now