12.

2.9K 184 73
                                    

Kayra'dan

Saate baktığımda Ahsen'in çıkış saatine yarım saat kaldığını fark ettim. Şimdi çıksam anca yetişirdim zaten. Masamın üstünü toparlayıp odadan çıktım.

Arabaya resmen koşarak gidiyordum. Ahsen'den önce sırf o bomboş eve gitmemek için gece yarısına kadar dosyalarla uğraşır öyle çıkardım eve gidince direkt uyumak için. Şimdiyse Ahsen'in çıkış saatini bekliyor hatta bazen o çıkmasa bile onu daha erken görebilmek için ben erken çıkıyordum.

Kafenin önüne park edip arabadan indim. Genelde Ahsen çıkıp dışarda beni bekliyor olurdu. Muhtemelen müşteriler çok yoğun olduğu için mutfaktan çıkamamıştı halâ derken bomboş olan kafeyi görmemle içime bir huzursuzluk yerleşti.

Hızlı adımlarla kafenin kapısını itip içeri girdim. Garsonlar bile yoktu. Kapı açık olduğuna göre patronu Hazal içerde olmalıydı. Çoğu zaman kafe kapansa bile onun biraz daha kalıp bazı işlerini hallettiğini söylemişti Ahsen. Belki de onun yanındayı beni beklerken sıkılıp içeri geçmişti belkide..

Bir umut Hazal'ın odasını bulup kapıyı tıklattım.

"Gel."

İçeriden gelen sesle kapıyı açıp hızlıca odayı taradım, yoktu.

"Aa Kayra bey, hoş geldiniz. İyi oldu geldiğiniz. Ahsen çıkarken ceketini düşürmüş onu ve-"

"Ahsen çıktı mı?!"

Beni beklemeden çıkmazdı Ahsen. Ya da haber verirdi en azından.

"Evet çıkmış. Benim yanıma uğramadı bende erkenden çıktı diye düşündüm. Sizinle değil miydi?"

Hayır anlamında başımı sallayıp. Telefonumu çıkardım cebimden. Ne cevapsız arama ne de mesaj hiçbiri yoktu!

Hemen Ahsen'in numarasını bulup aradım.

Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.

Telesekreterin gıcık olduğum sesi kulaklarımı doldururken kapatıp tekrar aradım belki de telefonu çekmiyordur.

Yine aynı salak cümleyi duymamla kapatıp telefonu cebime attım.

Hazal endişeli gözlerle beni izliyordu.

"Mümkünse güvenlik kamerasının kayıtlarına bakabilir miyiz?"

Belki bu çok olağan bir durum gibi gözüküyordu şarjı bitmiş, telefonu kapanmış olabilirdi ya da eve erken geçmesi gerekmiş olabilirdi, ben gelene kadar markete gitmeye karar vermiş olabilirdi. Böyle böyle bir sürü olmasını istediğim sebep vardı ama içimdeki huzursuzluk hissi peşimi bırakmazken mantıklı düşünmek kolay olmuyordu.

Ayrıca haftalardır gelen çiçekler saçma sapan notlar iyice sinirlerimi germişti. Ne kadar istemesemde kötü düşünmek için bir sürü sebebim vardı.

"Tabiki buyrun böyle gelin." 

Hazal kamera kayıtlarını açarken bende masanın diğer tarafına bilgisayar ekranın karşısına geçtim. Bir saat önceye sarıp hızlandırarak izlemeye başladık.

Ahsen elinde ceketi ve çantasıyla mutfaktan çıkıp masalardan birine oturuyordu. Müşteriler birer birer çıkarken tek bir kişi kalmıştı ve kamera yüzünü görmüyordu. Yaklaşık 15 dakika orada oturduktan sonra ayağa kalktı Ahsen. Hazal'ın odasına doğru geliyordu muhtemelen.

Tam o sona kalan adamın yanından geçerken adam durdurdu onu. Her ne sorduysa Ahsen adama arkasını dönüp bir yeri işaret ederken adam hızla elini cebine atıp bir şırınga çıkardı!

HÜZN-Ü BARAN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now