5.

3.3K 223 32
                                    

Kayra'yı dolandırıp giden kadın hiç utanmadan eve geri mi dönmüştü! Hemde Kayra'nın güveniote kendisine verdiği anahtarla.. Ama neden? Sonuçta ne var ne yok çalıp gitmemiş miydi bu kadın?

"E ne diye tekrar gelmiş yüzsüz!"

"Bilmiyorum eğer yakalayıp hapise tıkabilirsem bu soruların cevabını alabiliriz."

Yolun geri kalan kısmında ikimizde sessizce önümüzdeki araca odaklanmıştık. Sanki bakmazsak araba birden oratadan yok olacakmış gibi hissediyordum.

Topraklı yola giren araba yıkık dökük evlerin önünden son sürat ilerlemeye devam ediyordu. Arabadan gözlerimi çekip evlere baktım. Terk edilmiş oldukları belliydi ve zaten yaşanılabilecek gibi de değillerdi. Kimisinin duvarı kimisinin çatısı çökmüştü.

Köy evi gibi kerpiçten yapılmış evlerin duvarları grafiti çizimlerle doluydu. Yerlere çöpler saçılmıştı. Gerçekten korkunç bir yerdi hemde hava kararmak üzereyken daha da kötü gözüküyordu.

Buralara bir kepçe, kamyon mamyon bir şeyler gelse şu çöpleri yıkıntıları toplasa sonra burası ağaçlandırılsa çok güzel olurdu. Ben ağaçlandırma planları yaparken arabanın yavaşlamasıyla yola çevirdim gözlerimi.

Durduğumuz yerden biraz uzakta eski bir fabrika gibi bir yer vardı. Takip ettiğimiz araç oranın önünde durmuş dolandırıcı yüzsüz kızla birlikte bir adam daha arabadan inmişti.

Takip edildiklerinin farkında bile değillerdi. Bir ara bizi atlattıklarını sanmışlardı ama Kayra yan yoldan tekrar peşlerine düşmüş ve bu sefer bayağı uzaktan takibe devam etmişti.
Aferin iyi becermişti bu işi. E polis yani olsundu o kadar.

"... evet Mustafa ama yüzünü görmedim. ... Yine de o olduğuna emin gibiyim bir tek onda vardı eski anahtar. ... Tamam konum atıyorum şimdi sana. ... Hadi görüşürüz."

Emniyete haber verip destek istemişti. Bencede böyle bir yere tek başına girmemeliydi zaten!

Onlar fabrikaya girdikten sonra Kayra yavaşça fabrikanın arkasına yanaştırdı arabayı. Emniyet kemerini açıp silahını hazırladı. Elini kapı kulpunu atıp durdu.

"Tartışıp zaman kaybetmemek için benimle gelmene müsaade etmek zorunda kaldım ama arabadan inmeyeceksin anlaştık mı?"

"Anlaşmadık çünkü burda beklersem meraktan ölürüm, bende geleyim. "

Kafasını iki yana sallayıp sabır çekti.

"Ahsen bak sen polis değilsin ve ben şu an görevde sayılırım. Ve polis olmayan birini yanımda tehlikeye sürükleyemem. Allah korusun senin başına bir şey gelirse bu tamamen benim ihmalkarlığımdan olur. İçeride neyle karşılaşacağımı ben bile bilmiyorum! O yüzden burada otur ve beni bekle."

Oflayarak kabul ettim. Doğru söylüyordu başıma bir şey gelirse Kayra'nın başına iş açmış olacaktım.

"İyi tamam ama Mustafagil gelmeden içeri girmeyi düşünmüyorsun umarım?"

"Düşünüyorum. Beklersem elimizden kaçırabiliriz. Burda oturup kaçmalarını bekleyemem."

Bende burada oturup senin başına bir şey gelmesini bekleyemem Allah Allah!

"Olmaz Kayra tek başına gidemezsin."

"Ahsen lütfen otur şurda! Bir kolaçan edeceğim o zamana kadar ekip gelmiş olur zaten."

"Eğer 30 dakika içinde gelmezlerse peşinden gelirim haberin olsun."

Nefesini seslice dışarı bıraktı.

HÜZN-Ü BARAN (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora