23

661 48 42
                                    

"Ben, o gün o olayı polise bildiren kişiyim."

Söylediğim şey ile kaşlarını çatmıştı. Şaşırmış gibi görünüyordu. "Ne? Tch, yalancı."

Başımı yana yatırmış ve kaşlarımı kaldırmıştım. "Yalancı? Orada bulunan tek kişi olduğumu kendi ağzın ile söylemedin mi? Katil olsam çoktan tüymez miydim sence?"

Gözleri kocaman açılmıştı. Bunun üzerine etraftakilerin bana doğrulttuğu silahlara aldırış etmeden ona doğru yavaş yavaş adımlar atmaya başlamıştım.

Tahmin ettiğim gibi, adamlar ateş etmiyorlardı. Yalnızca göz korkutmak için tutulmuş birer piyondan ibaretlerdi.

Üzerine doğru gitmiş, duvarın önünde kıstırmıştım onu. Şokun etkisiyle donup kalmıştı, elindeki silahı kaptığım gibi boğazına da yapışmıştım. Bacak arasına geçirdiğim dizim ile de hareketlerini kısıtlamıştım.

Gözlerine korkunç bir soğuklukla bakıyordum, fakat o bana bakmıyordu, bakışları yere çevriliydi. Özür dilemeye yüzü yoktu, hâttâ belki pişman bile değildi yaptıklarından.

Silahın alt kısmıyla kafasını hafifçe dürtmüştüm. Bana karşı hiçbir harekette bulunmuyordu. Bunu yapmamla bakışlarını bana çevirmişti. "Söylesene Izana, sence de buradaki asıl katil kim?"

Hiçbir şey dememişti. Bana karmaşık duygular içerisinde olduğunu anlayabildiğim bakışlarla bakıyordu. Her zaman böyle olmuştur, küçüklüğümüzde bile bakışları tüm duygularını ifade ederdi. "Hiç değişmemişsin, berbat haldesin."

Hafifçe sırıtarak onu yere fırlatmıştım. Ayağımı onun karnına bastırarak bakmıştım suratına. "Seni öldürmeyeceğim, korkma. Eğer öldürseydim benzer durumlara sahip olurduk."

Ayağımı çeksem de orada yatmaya devam etmişti. Gözlerim arada Sanzu'nun cesedine kayıyordu ancak yine de kendimi kontrol etmeyi, duygularımı kontrolüm altında tutmayı başarıyordum.

Anneme dönmüş; ağzını, ellerini ve ayaklarını çözerek onu bu esaretten kurtarmıştım. Ağlayarak boynuma atlamıştı. Belki de sevinmeliydim, annemi kaybetmediğim için?

Izana'ya dönüp bakmak dahi istememiştim. Yalnızca, köşede dakikalardır sessizce durarak olayları izleyen mor saçlı kadın ile göz göze gelmiştik. Bakışlarımı ondan çekerek Sanzu'ya çevirmiştim. Her ne kadar gidip ona sarılmak, ona son kez veda etmek istemiş olsam da yapmamak için kendimi zorlamıştım.

Bir daha asla görmemek üzere bakmıştım bedenine annemin bileğini kavrayıp kapıya doğru ilerlerken. Bundan sonra hayatımda "o" olmayacaktı. Beraber el ele tutuşamayacak, gülüşerek koşuşturamayacaktık.

Haruchiyo Sanzu adını taşıyan o kişi artık yoktu. Bütün hayat hikayesini burada, ruhu ile beraber sonsuzluğa uğurlamış bulunmaktaydı. İşte belki de tek bir mermiydi insan hayatının değeri...?

~

Oradan hızlıca kaçmıştık. Bizi takip eden olmamıştı bile. Şanslıydık, ölmeden kurtulmuş olduğumuz için. Fiziksel birkaç yara almış olsam da iyileşeceği için dert etmiyordum.

Hızla karakola, taksi aracılığı ile, gitmiştik. Olanları birbir anlatmış, ifade vermiştik. Izana'dan davacı olmuştuk annem ile beraber. Olay yerine bir ekip yolladıklarını söyleyerek bizi uğurlamışlardı.

Karakoldan ayrıldığımızda annemi evime getirmiştim. İçe girdiğimiz ilk andan itibaren anılarımın depreşmesi gözlerimi doldurmuştu. Kapıyı kapatıp annemi yatak odasına götürmüş, yorgun günün ardından uyuyup dinlenmesi için onu yatağa yatırmıştım. Alnına bir öpücük kondurup salona geçerek koltuğa atmıştım kendimi.

Başımı hafifçe oynattığımda gözüme, sehpanın üzerindeki kasetler ve fotoğraf makinesi takılmıştı... Bunlar ona aitti. Doğrularak uzanmıştım fotoğraf makinesine. Elime aldığımda biraz çevirerek incelemiştim. Aç/kapa düğmesine bastığımda karşıma direkt fotoğraflar çıkmıştı.

Fotoğraflara bakmadan makineyi tekrar bırakmış, bu sefer de kasetleri almıştım elime. İçlerinde ne olduğunu merak ediyordum fakat korkuyordum da. Anılarımız, bu fotoğraf ve kasetlerle ölümsüzleştirilmişti çünkü.

Yerimden kalkıp kasetlerin içinde ne olduğuna bakmak için birini almış ve bilgisayarıma aktarmaya başlamıştım.

Birinin aktarması sonunda bittiğinde diğerlerini de aynı şekilde bilgisayara aktarmıştım. Böylece videoları izleyebilecektim.

Bilgisayar başında, buna hazır hissedene dek yalnızca derin derin nefesler almıştım. En sonunda videolardan birine tıklamış ve açmıştım.

Tahmin ettiğim gibiydi... Yalnızca bizim videolarımızdı bunlar. Ölümsüzleşmiş güzel anılar...

Gülüşmelerimizin sesleri arasında dökülen gözyaşlarım bir kez daha hatırlatmıştı bana, hayatın değerinin anılarda gizli olduğunu.

O gece bütün kasetleri izlemiş, dakikalarca fotoğraflarımıza bakmıştım. Videolardan yalnızca biri, anılarımız arasında yer almıyordu.

İçeriği, Sanzu'nun veda konuşmasıydı.
Başından beri biliyordu öleceğini.

...

 Artist  ||Sanzu X Fem Reader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin