3

2.7K 114 107
                                    

Başımı doğrultup gelen kişinin kim olduğuna baktığımda bu simayı tanıdığımı fark etmiştim...

Ah, Tanrım...!

Elini bana uzatarak, karşılık vermemi beklemeden kolumu yakalamış ve hızla kendine doğru çekerek yerden kaldırmıştı beni.

Sırtımdan hafifçe ittirerek beni kenara çekerken, "Matsukawa, bu hafta içerisinde ikinci oldu bu. Üçüncü kez böyle bir şeye karışırsan seni ablanın mezarlığına gömerim." diye gürlemişti. Yüz ifadesi korkunç görünüyordu. Gerçekten yapabilecek potansiyele sahip olduğunu belli ediyordu resmen.

Olayın üzerinden biraz geçmiş ve herkes dağılana kadar benimle kalmış ve sakinleşmem için yanımda durarak destek çıkmıştı. Damarına basılmadığı sürece iyi birisi olduğu barizdi. Onların adına özür dilemiş ve bir gün hatasını telafi edeceğine dair söz vermişti. Her ne kadar affettiğimi söylesem de bana karşı çıkarak kuru kuru dilenen özrün faydasız olduğunu dile getirmişti.

İyice sakinleştiğim sırada benimle otele kadar eşlik etmeyi teklif etmişti. Oturduğumuz banktan kalkmış, beraber hemen ilerideki otele doğru ilerlemiştik.

Otele vardığımızda giriş kapısının önünde durmuştuk. Ona döndüm, "Teşekkür ederim, Sanzu." diyerek minnettarlığımı göstermek istedim. O ise tebessüm ederken, "Teşekkür etme, hiçbir şey yapmadım." diyerek itiraz etti.

Vedalaşmamızın ardından sonunda odama gitmiştim. Kendimi uzun günün ardından yatağa atarak gözlerimi yummuştum. Uykusuzluktan yanmaya başlayan gözlerim, kapanınca rahatlamıştı. Ben ise hızla uykuya dalmıştım. Oracıkta, o kıyafetlerle...

Sabah gözümü gelen bildirim sesleriyle açmış, telefonuma uzanarak gelen mesajlara bakmıştım. Saat sabahın dokuzuydu ve bu saatte bu kadar mesajı kim atıyor diye sinirlenmeme sebep oluyordu.

Dm'lere girdiğimde karşılaştığım manzarayla yerimden fırlamıştım adeta. Sanzu'dan beş tane mesaj vardı! Şaşkınlığım, uykumun açılmasına yardım etmişken mesajlara bakmıştım.

-Günaydın!
-Hâlâ uyanmadın mı?
-Otelin dışında bekliyorum. Uyanınca aşağı gel.
-Hatamı telafi edeceğim.
                                                       09:12 am

Nasıl bir anda bu kadar samimi olabildik? Ya da nasıl bir anda bana bu kadar güvenebildi? Neyse, konu bu değildi. Daha yeni uyanmıştım ve o ise aşağıda bekliyordu! Beni bekliyordu?!
Hemen yataktan çıkarak banyoya koşmuştum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstüme en basitinden bir mini etek ve sweatshirt giymiş, dışarı fırlamıştım.

Tam olarak on dakika içerisinde hazırlanmış olmam bir mucizeydi resmen.

Dün gece oturduğumuz bankta oturmuş beni beklerken bulmuştum onu. Üzerindeki siyah bol pantolon ve salaş kazak ile harika görünüyordu. Yanına gittiğimde çok mutlu olmuş bir şekilde yerinden kalkmış ve elimi sıkmıştı.

Bir anlığına da olsa elinin elime değmesi heyecanlandırmıştı beni...

"Günaydın! Bir an gelmeyeceksin sandım..." dedi gülümseyerek. "Oh... Uyuya kalmışım, aslında ilk defa oluyor. Çok beklettiysem üzgünüm."

"Hayır" anlamında başını iki yana sallarken gülümsemeye devam ediyordu. Elini nazikçe sırtıma dokundurarak yön vermişti bana. Fakat daha ilk günden böyle temas etmesi hoşuma gitmediği için önden yürüyerek bana dokunmasını engellemiştim.

"Bu arada, adın neydi?" Diye sormuştu yürürken. "Adım Yuna." karşılık vermiştim.

Ardından ekleyerek, "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. Kendi kendine mırıldanarak anlayamadığım bir şey söylemişti.

"Anlayamadım?" Dememle birlikte telefonum çalmıştı. Arayan emlakçıydı. Ev konusunu düşünüp düşünmediğimi sormak için aramıştı.  "Evet, 246 numaralı daireydi. Tutacağım. Teşekkür ederim. Bana ev sahibinin telefonunu yollayabilir misiniz? Pekâlâ." Numarayı bana yolladığında Sanzu'dan özür dileyerek verilen telefon numarasını aramıştım.

Aynı anda Sanzu'nun da telefonu çalmıştı... Telefonu açmasıyla beraber bir sesin yankılandığını fark etmiş ve kafamı Sanzu'ya çevirdiğimde göz göze gelmiştik. Romantizm filminde falan mıydım...? Her yerden çıkıyordu resmen!

"Ne yani şimdi sen..?"
"246'nın sahibiyim."

...

 Artist  ||Sanzu X Fem Reader Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang