'Özgür Mavi'

11.9K 660 67
                                    

Didem Şadoğlu*

"Enes biraz daha yaratıcı ol!Çocuğa doğduğu ayın ismini vermek ne?"

Enes artık bana bıktığını belli eden bakışlar atarken ben onu umursamayarak omuz silktim.

"Yavrum ne yapayım?Önerdiğim hiçbir ismi beğenmiyorsun ki!" Dedi, kendini savunmak istercesine.

Bakışlarımı gözlerine dikerek, "Çünkü çocuğa vurmalı, kırmalı anlamı olan isimleri vermeye çalışıyorsun.Ben evladımı nazik, saygılı bir beyefendi olarak yetiştirmek istiyorum.Çocuğun adı Savaş, Kılıç vb. olursa ben nasıl çocuğumu öyle yetiştireyim?" Dedim.

Enes kaşlarını çattı."Süt bebesi mi olsun oğlum?" Dedi.Omuzuna yumruk attım."Ne alaka ya?!" Diye homurdandım."İsimler önemlidir, karakteri fiziksel özellikleri belirler." Dedim.

Enes ise sözlerime karşılık, "İyi çocuğun gözleri mavi diye adını Safir koyalım, o zaman." Dedi ciddi bir şekilde.

Safir?

"Evet!Safir olsun!" Dedim hızla.Elimdeki telefondan anlamına baktım.

Mavi renkli, değerli bir korindon türü, gök yakut.

"Safir!Aslanım gel buraya!" Diye bağırdı Enes.Beklemediğim için yerimde sıçradım."Enes, ne yapıyorsun ya?" Dedim.

"İsim kontrol.Kabul bir ismi Safir olsun ama bir isim daha koyalım, onu da ben seçeyim." Dedi.Ona saygı duydum ve beklemeye başladım.

"Azad." Dedi.

"Oğlumun diğer adı Azad olsun.Safir, gözlerini; Azad karakterini temsil etsin.Benim oğlum kimseye bağlı olmadan, özgür bir adam olsun." Dedi.

Ve iki günlük isim tartışmamız bitti.

Safir Azad Şadoğlu.Artık hayatımızın merkeziydi.

*
"Oğlum ama neden böyle yapıyorsun?Annen zaten çok yorgun.Sessiz ol da uyusun."

Sesler duyuyordum ama gözlerimi açmaya mecalim yoktu.

"Pış pış pış pış."

"Aferim benim aslanıma."

"Niye gülüyon lan?Hoşuna mı gitti?"

"Hele bir büyü, alacağım seni yanıma tüm Mardin de göğsümü gere gere gezeceğim.Tabi anneni ikna edebilirsek ve Allah nasib ederse de bir kız kardeşin olursa onu da alacağım yanıma."

"Beraber Galatasaray maçına da gideriz.Şimdiden söyleyeyim oğlum o parçalı formayı giyeceksin, başka takım tutmak istersen amenna ama bana söyleme."

"Sen şimdi benim oğlum musun?Baban ölsün sana.Aslanım benim."

*
Yorgunlukla gözlerimi açtım.Bir süre yatakta kaldım.Daha sonra aklıma bu gece hiç uyanmadığım geldi.Hızla kalktım yataktan, Enes yatakta yoktu.

Ah...

Yatak odamızda bulunan koltukta yatan ikiliye baktım.

Yatak odamızda bulunan koltukta yatan ikiliye baktım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ama ben sizi çok severim.

"Enes..." Diye fısıldadım.Gözleri anında açıldı.Daha sonra kaşları çatıldı.Kesin boynu tutulmuştu.

Safir'e dikkat ederek, yavaş yavaş ayağa kalktı.Tabi bu oğlumun umrunda olmadı ve uyanıp ağlamaya başladı.

Uykusu çok hafifti.

Oğluşumu babasından alıp, karnını doyurdum.Altını değiştirdim.

Ben bunları yaparken Enes mutfağa gitmişti.Büyük ihtimalle kahvaltı hazırlıyordu.

"Babası!" Diyerek girdim mutfağa.Tahmin ettiğim gibi kahvaltı hazırlıyordu."Babası ölsün size." Dedi ilk beni sonra da Safir'i öptü.

*
"Kırkı çıksın, torunuma mevlit okutalım." Gülşah annemin sözlerine başımı salladım.

"İyi olur anneciğim." Dedim.

"Sünnet işini fazla geçe bırakmayalım.Çocuk büyüdüğünde eziyet gibi olur, düğününü aklı erdiğinde yaparız."Kalender amcanın sözlerine hak verdim.

"Azad'ım, teyzemm."Büşra'nın kolları arasındaki oğluşuma baktım.Uysal bir bebekti, fazla ağlamıyordu.

Amcam ve Kalender ağa sigara içmek için mutfağa geçti.Amcamın gözleri, ben her Safir'i kucağıma aldığımda doluyordu.Ailesine yeni bir üye katılması onu çok mutlu etmişti.

"Kızım, çocukla Enes'in arası nasıl?" Soruyu soran yengemle herkesin gözü bana döndü.

Gülümsedim."Şimdiden onunla gezmenin hayallerini kuruyor.Bana çok yardımcı oluyor, o olmasa ne yapardım, bilmiyorum." Dedim.

Halam elini tahtaya vurdu."Maşallah, Allah saadetinizi bozmasın." Dedi herkes hep bir ağızdan, 'Amin' diye cevap verdi.

"Sizin evlilik nasıl gidiyor, Büşra?" Dedim kuzenime.Sırıttı."Ne duymak istiyorsun kuzen?" Dedi.

"Of Büşra ciddi ol iki dakika ya!" Dedim mızmızlanarak."İki deli birbirini buldu.İyidir evlilikleri." Dedi Dilşah hanım.Büşra da gülerek başını salladı.

Kapı çaldığında herkesten önce ben açtım kapıyı.Tekin, Emir, Burak ve kocam gelmişti.

Selamlaşıp, içeri girdiler.Enes alnımdan öptükten sonra, "Aslanım nerede?" Dedi.Ona alıngan bir bakış atarak."Ben de iyiyim sağol, hayatım.Sen nasılsın?" Dedim.

Güldü.Yanağımdan öptü bu sefer."Senin hamilelik hormonların hâlâ yerinde duruyor mu?" Dedi alayla.

Kollarının arasından çıktım."Oy Enes." Deyip, salona doğru yürüdüm.Peşimden geldiğini ayak seslerinden anlıyordum.

"Oğlumu seveceksen ellerini yıka!" Diye uyarmayı unutmamıştım tabi ki.

*
Yatağın üstünde oyun oynayan adamlarıma baktım.Enes onlara olan bakışlarımı farketmiş olacak ki, "Annen bana çok aşık oğlum." Dedi, gülen oğlumun yanağından öperek.

Yatağa onlar gibi yattım."Neden üstünüze alındınız ki beyefendi?Ben oğluma aşık bakışları atıyordum." Dedim hınzır bir tebessümle.

Enes'in kaşları çatıldı."Kıskanıyorum ama." Dedi ve oğluma döndü."Daha doğalı 5 gün oldu.Ne çabuk karımı elimden aldın lan?"Dedi masumca.

Güldüm ve yanağından öptüm."Doğruyu söyle, en çok hangimizi seviyorsun?" Diye sordu aniden.

Cidden bazen çokcuklaşabiliyordu.

"Enes bu nasıl soru, ikinizi de çok seviyorum." Omuz silkti."Ben onu, bunu bilmem yavrum.Kıskanıyorum, söyle şu bücüre haddini bilsin." Dedi ciddiyetle.

Gülüp, "Enes o senin oğlun." Dedim.Bakışları anında yumuşadı."Doğru benim oğlum.Sen de benim karımsın." Dedim ikimizi de kucağına çekti.

Oğlum, kocamın kokusunda çoktan uyumuştu.Benim de göz kapaklarım kapandı.

🐍

Hello:)

Kısa ve olaysız bölüm oldu farkındayım, umarım sıkılmamışsınızdır.

Şunu söyleyeyim.Artık yazabileceğim fazla konu kalmadı bu sebepten dolayı bundan sonraki bölümü final yapmaya karar verdim.

Bu zamana kadar destek olan herkese kocaman öpücükler 💋

YILDIZA BASMAYI UNUTMAYIN:)

DİDE'MWhere stories live. Discover now