Bulunduğum ilçe çok büyük olmamakla birlikte hayvancılık üzerine kuruluydu ve burdaki veterinerlerin uzmanlık alanları besi hayvanları üzerineydi. Kedi, köpek, kuş gibi hayvanlara pek bakılmıyor ve malesef ki önemsenmiyordu.

Nereden biliyorsun diye soracak olursanız buraya geleli daha iki ay anca olmuşken eski evimin bir sokak gerisinde arabanın birisi bilinçli olarak köpeğe çarpıp gitmişti. İlçede hangi veterinere gittiysem ya 'bizim alanımız değil' ya da 'bunun için uğraşamayız' diyerek beni geçiştirmişlerdi. Gecenin bir yarısı askeriyeden bir arkadaşımla merkeze götürmüş ve tedavisini yaptırmıştık.

(Oy ve yorumları unutmuyoruz. ;))

Fakat geç kalındığı için bir ayağı sakat kalmıştı. Veterinerin söylediğine göre bir saat önce gelinseydi sakat kalmayacaktı.

Tabi ilçeye tekrar dönünce plakasını almış olduğum arabanın sahibini buldurmuş ve şikayet etmiştim. Gittiğim karakoldaki müdür şikayet ettiğim kişinin arkasının sağlam olduğunu ve büyük bir aşiret olduğunu söyleyerek uğraşmak istememiş fakat ben işin peşini bırakmak yerine hem müdürün hemde çarpıp giden kişinin gereken cezayı almasını sağlamıştım.


Sonrasında o müdürün rüşvet davasına karıştığını,ihtar aldığını ve yaşanan son olaylada meslekten alındığını öğrenmiştim. Yüreğim zerre kadar sızlamamıştı çünkü herkes üzerine düşeni yapmak zorundaydı.

Bu sırada yeni açılan bir veteriner kliniğinin bilgilerini not etmiş ve mutfağa geçmiştim. Tam masaya oturduğumda ekmeğin olmadığını farketmiştim.

Tabi ya! Sabahtan beri diyorum ben ne unuttum.

Oflaya puflaya tekrar kalkıp parmontodan kabanımı ve cüzdanımı almış botlarımı giymiştim. Tam kapıyı açtığımda eli zile uzanmış olan adamı görmüş ve şokla kalakalmıştım.

Birkaç dakika şaşkınca ona bakarken ilk adımı o atarak konuşmuştu.

"Almayacak mısın içeriye güzelim?"  Çarpık bir şekilde gülümserken koluna elimi yaklaştırmış ve küçük gir cimcik atmıştım. 'ahh' diye ses çıkarırken şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.

"Gerçekmişsin."

Boynuna sarıldığımda bir yandan kahkaha atarken bir yandanda konuşmuştu.

"Güzelim kendini bükmen gerekmez miydi?"

"Yoo, öyle bir kaide mi var? Hem benim tenim hassas,hemen morarır."

"Doğru diyorsun güzelim,morararmasın tenin." Sevgiyle söylediği sözle bir kez daha sarılmıştım boynuna.

"Çok özledim. Çok korktum."

"Bende güzelim,bende." Derin bir iç çekişle söylediği sözlerle başını boynuma gömmüştü.

Kapıda daha fazla dikilmemek adına geri çekilmiştim.

"Sen nereye gidiyordun güzelim?"

Biraz önce farkettiğim elindeki ekmekleri işaret ederek konuşmuştum.

"Ekmek almayı unutmuşum,ona çıkacaktım."

"Bende daha kahvaltı yapmadığını düşünerek almıştım. Simitte aldım,seversin."

•••

Birlikte yaptığımız kahvaltıdan sonra sofrayı birlikte toplamış, bulaşıkları yerleştirmiştik.

İNTİZAR(VATAN AŞIKLARI)Where stories live. Discover now