•11•

3.7K 206 5
                                    

Şarkı bölümle ilgili değil, sevdiğim bir şarkıyı paylaşmak istedim sadece. =)

•••

Önceki bölümden hatırlatma:

"Üzerimi değiştirdikten sonra yatağa girip telofonumu elime almıştım.

Cihan'dan gelem 18 tane cevapsız çağrı vardı. Neden üst üste aramıştı. Önemli bir şey olsaydı asansörde söylerdi herhalde değil mi?

Asansörde meraklı gözükmemek adına sormamıştım ama şimdi merakım ağır basmıştı. Yaklaşık bir saat yatakta dönüp durduktan sonra ağrı kesici etkisini göstermiş ve gözlerim kapanmaya başlamıştı.

Uykuya teslim olurken dahi son düşündüğüm şey Cihan'ın neden o kadar aradığıydı..."

•••

Sabah zil ve vurulan kapı sesiyle gözümü açmıştım. Gözlerimi açıp outurur pozisyona geldikten sonra kendime gelmek için biraz süre tanımıştım.

Biraz ayıldığıma kanaat getirince ayaklanıp kapıya gitmiş ve çekmeden silahımı almayı unutmamıştım. Silahımı arkama alırken kapıyı açmış ve karşımda hiç beklemediğim bir görüntü görmüştüm.

•••

-Bu saate okulda olman gerekmiyor muydu senin?

Başını suçlulukla eğerken sessiz kalmıştı. Üstündeki okul firmasından yola çıkarak okuldan kaçtığını anlamıştım.

-Ve ayrıca ne olursa olsun bir daha okuldan kaçmamak konusunda da anlaştığımızı hatırlıyorum.

Çakmak çakmak olan gözlerini direkt bana dikerek konuşmaya başlamıştı.

-Ama Umay Abla,okuldaki çocukları konuşurken duydum. Dediler ki oturduğun mahallede bir asker kadına saldırı düzenlenmiş, ölmüş. Ben,ben çok kor-korktum.

Sonlara doğru hıçkıra ağlamaya başlayan Fikret'le yanına oturup göğsüme çekmiş ve sıkı sıkı sarmıştım.

-Şşş,bak iyiyim. Ağlama. Hem ben sizi bırakır gider miyim hiç?

Sözlerim yeterli gelmezken elimdeki kozu kullanmaya karar vermiştim.

-Ve böyle ağlamaya devam edersen Ecrin seni beğenmez haberin olsun.

Sözüm işe yaramış ve sonunda dikkatini çekebilmiştim. Ağlamaktan kızaran gözleriyle bana bakarken tombul yanaklarındaki yaşları silip saçlarına bir öpücük bırakmıştım. Tam bu sırada çalmaya başlayan telefonla birlikte ayağa kalkıp sehpanın üzerindeki telofonumu almıştım. Arayan kişi yurt müdürü Azra Hanım'dı.

-Buyurun Azra Hanım.

-Umay Hanım,biraz önce Fikret'in okulundan aradılarda. Okuldan ağlayarak kaçmış. Bende sizin durmunuzu öğrenmiş olabileceğini düşündüm. Belki sizin yanınızdadır diye aramıştım.

Sesi oldukça tedirgin geliyordu. Azra Hanım'ı yaklaşık olarak 4 yıldır tanıyordum ama yurttaki temeli daha uzun bir süreyi kapsıyordu. Benim izlenimlerim dışında da zaten çalışanlarda memnundu.

Çünkü işinin gerçekten hakkını veren,yurttaki her çocuğu evladı gibi gören ve yeri geldiğinde otoriter bir müdür yeri geldiğinde cıvıl cıvıl bir oyun arkadaşıydı çocuklara. Bu zaman zarfında bu tip olaylara çok kez şahit olmuştum.

İNTİZAR(VATAN AŞIKLARI)Where stories live. Discover now