•3•

5.4K 190 6
                                    

"Bir asya kışında, bir yörük aşında, bir turan düşünde, buluş benimle.."

•••

Geçen Bölümden hatırlatma:

Bu arada kulaklıktan gelen onun sesini duydum. "Patlamak üzere, acele et!" Dört yıl sonra aramızda geçen ilk konuşma buydu. Ne kadarda romantik(!). Tam bu sırada ikinci kurşunu sağ baldırımdan yedim. Gözlerim kapanmadan önce hissettiğim en son şey savrulan bedenim, duyduğum en son şey kafamın dibindeki kocaman bir arı kovanını andıran vızıltı, aklımdaki en son şey ise gördüğüm en son şeyin onun gözleri olma ihtimaliydi...

•••

Etrafta sadece uğultular vardı. Gözlerimi aralamak için ne kadar çaba sarf edersem edeyim açamıyordum.

•••

Gözlerimi burnuma gelen yoğun ilaç kokusu ve tüm vücudumdaki sızıyla açtım. Nerde olduğumu kısa sürede algıladım, hastanedeydim.

Odada benim nefes alış verişlerimden başka bir ses yoktu. Yine şehit olamamıştım... Derin bir iç çekip hayırlısını diledim,demek ki daha çok leşim olması gerekiyordu.

Yaklaşık yarım saatlik tavana boş boş bakışlarımın ardından odanın kapısı açıldı ve içeriye otuzlarında esmer bir hemşire girdi. "Uyanmışsınız,ben doktoru çağırayım." Sevinç nidasıyla konuşup bana cevap fırsatı vermeden odadan çıktı. 

Bir beş dakika sonrasında da doktor odaya geldi ve muayenemi yaptıktan sonra gerekli açıklamaları yaptı. Kontrol amaçlı  iki gün daha burada durmam gerekiyormuş, düşerken kafamı vurmamdan dolayı -keza farkında bile degildim- onların gözetiminde olmam gerekiyormuş. Ve işin en şaşırdığım tarafı dört gündür uyuyormuşum. Ne ölmesi ya içim geçmiş...

•••

Uyandığım günün akşamına doğru albay ve askeriyeden birkaç arkadaşım ziyarete gelmişti. Söylediklerine göre kurtarılan öğretmenlerle birlikte yaralı olduğum için benide göndermişlerdi. Onlar ise günlerdir aralıksız olarak it avındaydılar.

Albayın söylediğine göre bir süre göreve dönmeyecektim,en az bir ay. İkinci gelen kurşun atardamara gelmiş ve koparmıştı. Olay yerindenki hızlı müdahale ve Mardin'den önce sınıra en yakın hastahaneye getirilmem sayesinde hâlâ hayattaydım. Yapılan ameliyat sonrası ambulans helikopterle Mardin Devlet Hastanesi'ne nakledilmiştim.

•••

Hastaneden çıktıktan sonra askeri bir arabayla eve geçmiştim.

Mutfağa geçtiğimde elim kahveye gitsede şuan içemezdim çünkü yaralanmamda çok kan kaybetmiştim. Ne kadar kan takviyesi yapılsada zift gibi bir kahve içmek şuan için mantıklı değildi. Zor olsada kendimi ikna edip kendime bir bardak bitki çayı hazırladım. Aman ne güzel...

Tam bu sırada kapının çalmasıyla saate baktım:01.08. Bu saatte gelen kişinin tekin olmayacağını kanaat getirince kupayı masaya koyup mutfaktan çıktım.

Vestiyerden silahımı alıp kapı deliğinden baktım, simsiyah giyinimli bir adamadı. Arkası dönüktü.

Kapıyı yavaşça açınca adama kafasını bana doğru çevirdi. Gece gece aklımda kırk tilki dolaştıran kişi Harun'du. Bana gülümseyerek konuşmaya başladı. "Selamün aleyküm komutanım,maşallah iyi gördüm sizi. Ağrınız falan yoktur inşallah." Karşındaki deli dolu çocuğa tebessüm edip cevap verdim."Aleyküm selam Harun, iyiyim teşekkür ederim."

İNTİZAR(VATAN AŞIKLARI)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ