42

102 17 2
                                    

Gecenin karanlığında ilerlerken yol kenarındaki kalabalığı gördüm. Babam da oradaydı.

Babamın arabasının yanında durdum ve beklemeye başladım. Siyah kaba motorumla köyün erkeklerinin konuşmasını geriden dinliyordum. Barbaros Amca, kendisi tüccar, bu yılki fiyatlardan bahsediyordu. Tahmini bir fiyattı ama.

Bakışlarımı babamdan çevirip karşıya baktım. Tam karşımda Mustafa kollarını göğsünde bağlamış bana bakıyordu. Kollarına bakarken yutkundum. Zordu.

On dakika kadar sonra kahkahalarla gülüyorlardı. Barbaros Amca herkesi güldürürken bana döndü.

"Bu sene işler senden sorumluymuş amcam."

"Öyleymiş Barbaros Amca." dediğimde babam "Elimi ayağımı çektim işlerden. Kızlar yapacak artık." dedi.

"Kızların kasayı bir dolduruyor. Yirmi sekiz kilo geliyor." dedi Barbaros Amca. Bir kasayı normal doldurduğunda yirmi kilo yirmi iki kilo arasında geliyordu. Biz bastırıyorduk ve ağır geliyordu.

"Erkekler bu kadar yapamıyor." dedi sonrasında. Ellerime bakarken gülümsedim. Utanmıştım.

"Neyse abiler, sohbete doyum olmaz ama gitmeliyiz." diyen Barbaros Amca  arabasına bindi. Kalabalık dağılırken Mustafa da motoruna bindi. Motorumu çalıştırdığımda önümden geçip gitmişti. Ben de arkasından giderken evine sapmayıp ilerlediğini gördüm.

Babamdan önce eve gelip beklemeye başladım. Babam da gelip arabadan indiğinde "Baba ben bir tur atıp gelsem." dedim. Alışmıştı artık adam da. Her zaman yaptığım şeydi sonuçta.

"Çok geç kalma." dedi ve gitti.

Motorumu çalıştırıp Mustafa'nın gittiği taraftan ilerledim. Neredeydi ama?

İlerlerken ağaçların arasından bir motor gördüm. Bu motor onundu. Yol kenarına durdum ama oraya gitmeye korkuyordum. Gözükmüyordu da.

Telefonumu çıkarıp onu aradım lakin açmadı. Derin bir nefes aldım ve hızla indim. İleri doğru bir adım attım ama sonra geri çektim. Korkuyordum, kalbim deli gibi hızlı atıyordu.

Başımı kaldırdığımda ağaca yaslanmış olduğunu gördüm. Başı bu tarafa doğru dönüktü ama tam gözükmüyordu.

O oradaydı, bana bir şey olmasına izin vermezdi. O gitmişti. Ben de gidebilirdim.

Değil mi?

Hayır gidemezdim! Asla korkularıma engel olmamıştım. Omuzlarımı düşürüp motora yaslandım. Gözlerim dolmuştu.

Motorun sesi geldiğinde gözümü kapattım. Yaşlar yavaş yavaş akarken o gaza bastı. Gidiyordu işte.

Motorun sesi yaklaşırken yanımda durdu. Gözlerimi açıp başımı çevirdim. Ben ona gidememiştim ama o gelmişti. Yine.

"Neden ağlıyorsun?" diye sordu. Korkuyorum diyemedim. Korktuğumu hiçbir zaman söyleyememiştim. Herkes bilirdi korktuğumu. Ama ben söyleyemezdim.

"Beren, neden hiç konuşmadın benimle?"

"Mustafa, biz böyle devam edemeyiz."

"Devam etmiyor zaten."

"Öyle değil. Sen," deyip sustum. "Sen bana helal değilsin. Kazadan sonra değişti. Sana yazmalıydım ama yazamadım."

"Neden?"

"Bilmiyorum."

"Tamam."

"Bekler misin?" diye sorduğumda ayağımın altına bir tane taşı almıştım. Yuvarlıyordum.

"Neyi?"

"Beni." dediğimde iki elimi birbirine kenetlemiştim. "İstersen tabi, üniversiteden sonra belki." dedim ama devamı gelmedi.

"Bir kere korkma be güzelim. Sen bana bir adım at yeter ki." dedi. Derin bir nefes alıp başımı kaldırdım.

"Evimin imamı olacağın güne kadar bekler misin?"

Sevgilimyazarım *Yarı Texting* #F#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin