37

141 18 24
                                    

Eteğimi tutup aynadan kendime baktım. Mezuniyet... Elbette herkesin heyecanla beklediği bir gündü. Elbise konusuna gelince herkes abiye tarzı alırdı. Ben öyle düşünmüyordum. Dışarıda da giyebileceğim bir şey olsun istiyordum. Bu yüzden günlük tarzda bir şey seçmitim. Ama Allah var güzeldi. Sokakta giymeye kıyamazdım ben.

Etrafımda döndüm ve anneme döndüm. Annemle çıkmıştım. Arkadaşım gelmemişti.

"Nasıl olmuş anne?"

"Güzel oldu güzel. Bir kaç ay sonra üniversitesin ha. Daha küçücük bir şeysin oysa ki."

Annem haklıydı. Zayıf olduğum için küçük gösteriyordum. Herkes beni on dört on beş yaşında sanıyordu. Ama on sekizdim. Ve galiba birazcık ana kuzusuydum. Ek olarak baba kuzusu ve ev kuzusu...

Evet, tam olarak öyleydim. Babam sinirli biri olsa da bazen beni üzse de babamdı. Annemle çok kavga etsek de annemdi. Hatta Berna bile öyleydi. Ona bir şey olsa elbette endişelenirdim. O benim kardeşimdi. Kavga ederiz, sürekli ederiz. Yüzüne söylemem. Belki o bile bilmez ama iyi ki vardı.

Aynaya bakarken bir çift kahve göze takıldım. Mağazanın camının dışarısında... Gelmişti ve bana bakıyordu. Gözlerimi hemen çekip annemin yanına gittim. O da çantalara bakıyordu.

Dışı saydam ama içinde ekstra çanta gibi duran çantayı elime aldım. Bu çantalara bayılıyordum. Hiç almamıştım ama istiyordum.

 Hiç almamıştım ama istiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

{Yalan yok. Mükemmeller!}

Elime alıp anneme döndüm. O çoktan başka aleme gidip kendine bir şeyler bakmaya başlamıştı. Anlaşılan babamın kredi kartını on sekiz yıllık hayatımda ilk defa patlatacaktım. Ama bir kere mezun oluyorum ben de!

Cama dönüp Mustafa'ya baktım. Hâlâ aynı yerindeydi ama sigara vardı elinde. Kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Tabi ki de beni görmüştü! Sigaradan ve sigara içenlerden nefret ederdim!

Anneme baktığımda daha deminki yerinde yoktu. Etrafa baktım ama yine yoktu! Yukarı çıktığını düşünüp elimde çantayla elbiselere bakmaya devam ettim. Kesinlikle üstümdekini alacaktım ama bakıyordum işte.

"Beren."

Hızla arkamı döndüm. Nasıl buraya gelebilirdi! Annem görürse ne olacaktı? Elbette annem biliyordu. Hatta sevinmişti bile! Hem akrabası hem de köyden biriydi. Ama yan yana gelmemiz olmazdı!

"Niye geldin Mustafa? Git çabuk."

"Bana sinirli misin?"

"Evet," deyip etrafıma baktım. "Git artık."

"Beren." diyen annemi duydum. Merdivenlerden iniyordu ve Mustafa'yı daha görmemişti. Mustafa hemen dışarı çıkıp gözükmeyecek kısma geçti. Kapının yanı tabi ama içeriden gözükmüyor.

"Efendim anne?" diyerek merdivenlere yöneldim. Elinde birkaç tane eşarp vardı. Ve evet, kendisi içindi. Ben şal takacaktım.

"Seçtin mi çantanı?"

"Evet anne. Elindeki eşarplar çok güzelmiş."

"Bunları kendime alıyorum. Sakın göz dikme."

Annemin eşarplarına göz diktiğimi ve arakladığımı söylememe gerek var mıydı? Bence hayır. Hatta tuniğini bile almıştım. Ama giymiyordu ve çok güzeldi. Olduğu yerde eskisin mi? Gönlüm el vermez.

"Hım. Bakarız artık."

Annem tekrar yukarı çıktı. Derin bir nefes alıp kabinlere yürüdüm. Arkamı dönüp bakamazdım. Seviyorsa içmesin! Hem ben kendi iyiliği için söylüyorum. Herkese de söylerim. Sigara içen birini gördüm mü, tabi tanıdık birini, hemen "Sigara içmek sağlığa zararlıdır!" diyordum.

Bu yüzden de lakabım 'kamu spotu' olabilir. Genellikle kurduğum cümleler "Çöpü çöp kutusuna at." ya da "Toplu alanda sigara içilmez." ise ben napayım? Sevmiyordum işte.

Sevgilimyazarım *Yarı Texting* #F#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin