8. Bölüm 'Gizli Parça'

706 296 263
                                    

Şarkı: BTS - Sea, The Neighbourhood - Reflection

"Okyanus, çöl, bu dünya... Her şey aynıdır. Sadece farklı isimlerle... Yine de hayat işte.."

Sonunda turnuva günü gelmişti ve ben ilk sefer olduğu gibi heyecanlıydım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sonunda turnuva günü gelmişti ve ben ilk sefer olduğu gibi heyecanlıydım. Sabah ilk işim pek sevmesemde sağlam bir kahvaltı yapıp hazırlanmak oldu. Spor ayakkabılarımı ve eşofman takımımı giydikten hemen sonra hızlıca evi terk ettim.

Bu anıyı çok iyi hatırlıyordum. Öğle arasına kadar tüm gücümüzle antrenman yapıp öğle arasında 2-1 galip gelmiştik. Fakat ben karşı taraftaki bir kızın hamlesi ile düşüp bileğimi burktuğum için ikinci yarıda oynayamamıştım. Bu yüzden bugün dikkat edeceğim ilk şey yaralanmamak olacaktı. Hatta eğer bunu engellersem resmen geçmişimi bilinçli olarak düzeltmiş olacaktım. Bunu sadece düşünmek bile beni delicesine heyecanlandırıyordu. Bir şeyleri tekrardan değiştirebilecek olmam güzeldi. Her ne kadar karşılığı olsa da..

Evden çıktığımda adımlarımı, dinlediğim şarkının ritmine göre atıyordum. Bunu hep sevmiştim. Yürüyüş hızımı, adımlarımı dinlediğim müziğin ritmine göre ilerletmek çok hoşuma gidiyordu. Tabii ki garip şekilde bakan insanlar oluyordu ama mutlu olduğum an başkalarını görmemek en iyisiydi.

Telefonumun titremesi ile tamamen melodiye verdiğim dikkatim dağılmıştı ve adımlarımı yavaşlatmıştım. Ekranda gördüğüm bildirim ile parmak izimi okutup mesaja tıkladım. 'Çıkmadıysan beraber gidelim mi?' Sina'nın mesajını okuduğum an yüzüme bir gülümseme ekleyip hemen cevap yazdım. 'Sokağın başındayım. Hadi çabuk gel bekliyorum.' Ekranı kilitleyip kaldırımın kenarına geçip Sina'yı beklemeye koyuldum. Bu sırada Arem bana seslendi. "Nisan bir baksana."

"Ne oldu Arem?" Sıkıntılı bir nefes verip sağ tarafıma geçti. "Canım sıkılıyor." Gülerek cevapladım. "Senin canın sıkılıyor muydu ya?" Komik olmasına rağmen ciddi durmaya çalışarak kollarını birbirine bağladı. "Nisan, senin yüzünden biliyorsun değil mi? Hiç eğlenceli değilsin. Ya ders çalışıyorsun ya da psikolojin bozuk." Göz devirip "Ha ha ha!" diye sahte bir gülüş yaptım. Hemen ardından devam ettim. "Acaba neden?" Bu sefer gülen kişi Arem'di "Acabaaa?" dedi a harfini oldukça uzatarak. "Sen benim yanlış zamanıma denk geldin yoksa ben çok eğlenceli bir insanımdır."

"Nisan hep senle olduğum gerçeğini sürekli unutuyorsun." Cümlesini bitirip sol eliyle saçını düzeltti. Alttan alttan gülmeleriyle keyfinin yerine geldiğini görebiliyordum. "Ah..." diye derin bir iç çekti. "Şöyle bir düşününce senin bebekliğini bile biliyorum. Minik, tatlı bir şeydin."

Merakın verdiği heyecanla konuşmaya başladım. "Yaa, gerçekten mi? Hiç bebeklik fotoğrafım olmadığı için bilmiyordum." Yüzüne geniş nir gülümseme yerleştirdi. "Hafızamdaki minik Nisan'ı sana gösterebilseydim, dünyanın en tatlı bebeklerinden biri olduğunu bilirdin." Dudaklarım kıvrıldığında başımı hafifçe öne eğdim.

ZAMANIN MELODİSİ (Tamamlandı) Where stories live. Discover now