86. Bölüm : YAŞAM

Comenzar desde el principio
                                    

"Onu bana karşı savunma!"

"Sana karşı savunmuyorum, sadece bu öfken beni artık çok yoruyor. Uzay'ı artık affetmelisin, o kötü birisi değil. Aksine, gördüğüm en iyi insanlardan birisi. Bunları hak etmiyor!"

"Kötü olan benim çünkü, değil mi?"

"Çocuk gibi kavga etmek istemiyorum bu konu yüzünden. Hayatımın en boktan gününü geçirdim Alihan, inan bana seninle kavga etmek istemiyorum." derken gözyaşlarımı silmeye çalışıyordum. "Aksine, sana çok ihtiyacım var."

"Liya..." diye mırıldandı Alihan ve dizlerinin üstüne çöktü fakat kısa bir an ağzından bir inilti kaçtı. Sonuçta bacağını kurşun sıyırmıştı. "Bebeğim, benim yüzümden geldiğin şu hale bak?"

"Kirlendim diye sevmeyecek misin beni yoksa?" diye sorarken gözlerim patlak patlaktı ve dudaklarım titriyordu. Onun da gözleri sulanmaya başladığında ellerini yüzüme koyarak kafamı sabit tuttu ve sarı saçlarıma uzun bir öpücük kondurdu.

"Bir daha asla böyle bir şey duymayacağım ağzından." diye uyardı beni. Tekrar göz göze geldiğimizde kendisini çok zor tutuyor gibiydi. "Unuttun mu? Seni her gün daha çok seveceğim, sanki bu mümkünmüş gibi... Liya, ben kirin ta kendisiyim. Sen beni her şeyimle kabul etmişken, nasıl olur da ben bunu yapmam? Sen gözümde hala tertemizsin ve küçük bir bebek gibi masumsun..."

"Alihan..."

"Benim yüzümden katil oldun," derken gözyaşlarıyla o güzel yüzünü ıslattı. Benden ayrıldığında kafasını eğdi ve bir süre öylece durdu. Biliyordum, sessizce ağladığını ve yumruğunu sıktığını biliyordum. "Benim yüzümden sen de bir can aldın ve bu hissi asla yaşama diye seni hep korumaya çalıştım ama beceremedim işte."

"Senin yüzünden katil olmadım, Alihan!" diye kızdım. "Senin için katil oldum ve bundan gram pişman değilim..."

"Ama acı çekiyorsun." dediğinde ayaklandı ve yine arkasını döndü ama biliyordum ağlıyordu. En çok canımı yakan buydu. "Benim yüzümden sen iki insan öldürdün ve bunun vebalini hayatının sonuna kadar taşımak zorundasın. Allah kahretsin, katil olmanı önlemek için elimden geleni yaptım."

"Senin suçun değildi, öldürmeye beni kimse zorlamadı, Alihan!" Sinirlenmeye başlıyordum. "O iki şerefsizi ben öldürmek istedim, ben öldürdüm!"

"İyi bok yedin, Liya!" diye yükseltti sesini. Bana döndüğünde yüzü, dudakları ve gözleri kızarmıştı. Ne zaman biraz bile ağlasa her yeri kızarıp şişiyordu. "Birisini öldürmek güzel bir şey mi sandın? Ural gibi bir piçi öldürdün ama yine de suçluluk duygusu çekeceksin! İçten içe mahvolucaksın ve bunun benim yüzümden olması beni bitiriyor işte!"

"Seni kurtarmak için yaptım!" diye bağırdığımda Alihan yutkundu. Bağırmamı beklemediği için sustu karşımda. "Gerizekalı herif, senin için yaptım! Senin yüzünden değil! Sen ölme diye ben bu dünyayı yıkarım, duydun mu? Söz konusu sen isen, ben kimseyi tanımam."

Ellerime baktığımda suyun kanı temizlemediğini gördüm. Lifi elime aldığımda Alihan eliyle durdurdu beni. Tekrar dizlerinin üzerine çöktü ve lifi eline aldı. Küvetteki suyun boşalmasını sağladıktan sonra lifle göğüsüme sıçrayan ve kuruyan kanı temizlemişti. Bunu hareketsizce izlerken berbat hissediyordum.

Ellerimi sağ elinde tutarak köpüklü lifle iyice temizledi, tüm kirleri çıkarmak istercesine lifi sürttü bedenime.

Ama kanlar içime aktığı sürece beni temizleyemeyecekti.

Duş başlığını alıp ılık su ayarladı ve yukarıdan topladığım saçlarımı açtı ve ıslatmaya başladı. Tüm dikkatini sarı saçlarıma vermişti. Parmaklarıyla kafama bir masaj yaparken inlemek istedim ama bu durumda doğru olmadığını düşünüyordum.

Mahkumiyet (+18)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora