Bölüm 19

3.7K 404 17
                                    

Son 97 gün..

"Zaten tanışmıştık unuttunuz sanırım.." dediğimde gözlerimi yavaşça Karaca'ya çevirdim. Onun da benim anladığım şeyi anlamış olmasını umuyordum.

"Ee.. şey tabii tanışmıştık. Son dönemlerde oldukça yoğun olduğum için ben şey.. aklımda tutmakta güçlük çekiyorum..." Batu olduğunu iddia eden adam kekelemeye ve alnından soğuk terler dökmeye başladığında Karaca ufak bir gülümsemeyle kafasını eğdi. "Bu toplantı için pek zamanım yok maalesef işte şirketimizin sizden ayırmanızı beklediği bütçe.." dedi elindeki kağıdı bana uzatırken. Kağıda bakıp gözlerimi kocaman açtım. Ben dış dünyada harcayacak parası, sihirli bir kafe tarafından var edilen bir cadıydım, hiç para hesabı yapmamış biri için bile bu rakamlar oldukça uçuktu! şaşkınlıktan nutkum tutulmuş vaziyette kağıdı yavaşça Karaca'ya uzattım. Benim aksime oldukça sakin gözüküyordu. Sanki karşısında ona bu uçuk rakamları uzatan kişi, geçen gece öldürdüğü kişi değilmiş gibiydi.

"Makul.." dedi sessizce. Ne, bu rakamları karşılarsak şirket batmaz mı gerçekten? bu şirketin aylık kazancı en fazla ne olabilir ki? boğazımı temizleyerek Karaca'ya baktım. Ama kendisi ne bana ne de yanımızdaki sahtekara bakıyordu. "O zaman anlaştık diyelim mi? Batu bey.." dedi gözlerini adama dikerken. Adam sakinledi ve kafasını salladı. Az önce ufak bir panik anı yaşamıştı ama şimdi her şeyin normale döndüğünü sanıyordu. Fakat üzgünüm sahte Batu.. hiç bir şey normale dönmüş değil. 

"İsminiz Eva demiştiniz değil mi? ne kadar güzel bir isim.." sahte bir şekilde gülümsedim ve kafamı salladım.

"İlk kadın demek." dedim yumuşak bir ses tonuyla ardından gözlerimi yavaşça Karaca'ya kaydırdım.

"Gerçekten mi? anlamı da en az sizin kadar güzelmiş." dediğinde tekrar gülümsedim. Karaca'ya döndüğümde mesajı net bir şekilde aldığına emin olmuştum. Karşımızdaki sahte Batu açıkça Batu olmadığını, attığım her yemi yutarak ortaya koyuyordu. Batu, Anıl şimdi de bu sahtekar.. Karaca'nın gözü bu kişilerin üzerindeydi ve bu kişilerin gözü de Karaca'nın. Ben de buradan anlıyordum ki benim aradığım katil de bunlardan biri olabilirdi. Gerçek Batu ve Anıl çoktan ölüp gitmişlerdi, geriye bu sahtekar kalıyordu. "Karaca bey hiç kalkmanıza gerek yok.. ben danışmanlarımı daha sonradan şirketinize gönderip geri kalan işleri halletmelerini söyleyeceğim.. şimdilik hoşçakalın." deyip kapıdan dışarı çıktığında Karaca olduğu yerde arkasına yaslandı ve tavanı izlemeye başladı. 

"Nefret ederim.." dedi sessizce. "Akılsızca oynanan ve her açıdan belli olan oyunlardan.." diye de tamamladı sözlerini. Sanki benimle değilde kendi kendine konuşuyormuş gibi gözüküyordu. 

"O kimdi?" dedim sakin bir biçimde, onun bu sorunun cevabını bilmesini umarak. Kafasını biraz eğerek gözlerime baktığında dudaklarını 'Bilmiyorum.' der gibi büzdü. Normalde sert gözüken suratında sakin bir ifade olması etkiliyordu beni. Gözlerim yüzüğe kayarken aklımda sanki fırtınalar kopmaya başladı. Gerçekten zor olacak mıydı bir şeyler hissettiğin biriyle bir katil kovalamak? bunun cevabını bilmiyordum, biliyordum da bilmek istemiyordum. Kendime gelmek istercesine kafamı iki yana sallayarak gözlerine baktım. Hissettiklerimi yok edemiyordum ama işime odaklanarak belki de unutabilirdim..

"Batu'yu neden öldü-" Hızla ayağa kalkarak sinirle gözlerime baktı ve susmama sebep oldu. Bir kaç adımda dibimde biterek sessizce konuştu.

"Her şeyi, her yerde konuşabileceğini mi sanıyorsun?" sessizleşen sesi bile nasıl bu kadar tehditkar olabilirdi? aklım almıyordu.

"Ama konuşmak zorundayım." dedim onun gibi sessizleşirken. Etrafına bakarak sessizce kolaçan etti. Ne de olsa burası bir şirketti, yüzlerce insanın içinde fıldır fıldır gezindiği bir şirket. Her köşe başında bir göz, bir kulak olabilirdi. 

Kupa CadısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin