Bölüm 36

3.6K 379 40
                                    

Gözümdeki duman tekrar dağıldığında, şaşkınlıkla gözlerini bana dikmiş Karaca'yı gördüm. Elindeki kağıdı ani bir hareketle buruşturup kumaş pantolonunun cebine attı.

"Karaca?"

"Hemen çık bu evden!" dedi panik bir halde. Suratına sessizce bakmayı sürdürdüm. Neler oluyordu?

Neler görmüştüm az önce, daha doğrusu neden görmüştüm, Karaca burada tedavi mi görüyordu, hiç bir şeyi unutamıyorum da ne demekti? bir sürü soru arka arkaya geldiğinde gözlerimi sıkıca kapatıp kendime gelmeye çalışırcasına kocaman açtım.

"Daha önce bu binadaydın.." dedim sessizce. Bu sözlerim üzerine yüzündeki şaşkın ifadeyle bir kaç adım geri çıktı. Odanın camına doğru gözleri kaydığında, merakla camdan dışarıya baktım. Partiye gelen tüm davetliler apar topar binadan çıkmış, arabalarına doğru yönelmişlerdi. Kolumda hissettiğim eliyle tekrar ona döndüm.

"Gitmen gerekiyor!" diye bağırır şekilde konuştu fakat ani şekilde kolumu çektim.

"Buradaydın değil mi!" anlamaz ama korkar bir ifadeyle suratıma bakmayı sürdürdü.

"Eva hemen binadan çık!" Karaca'ya bakarak tam ağzımı açacaktım ki arkamdan gelen derin sesle ürpererek önüme döndüm.

"Burada beni beklediğiniz için ne kadar teşekkür etsem az!" sahte Batu'nun önümde dikildiğini gördüğümde ise ürpermem iki katına çıkmıştı. Sahte Batu cebinden avcu boyutunda küçücük bir silah çıkarttı, ortamın gerginliği her geçen saniye katlanarak büyüyordu. Buradan sonra olacakları kestirmek mümkün değildi.

"Sen.." dedi Karaca'ya.

"Ben.." dedi sahte Batu, adeta böbürleniyormuş gibi. "Biliyor musun nerdeyse inanacaktım." dedi Karaca'dan gözlerini ayırmadan. "Senin, babanın işleriyle ilgilenmediğine." diye cümlesini tamamladığında elindeki silahı Karaca'ya doğrulttu. "Ve biliyor musun Karaca.." dediğinde ensemde küçük sızılar hissetmeye başlamıştım bile. "Senin baban tam bir orospu çocuğuydu." dedi kocaman gülümserken.

Karaca, silahın oradaki varlığına aldırmadan, iki büyük adım attı ve büyük bir yumruğu sahte Batu'nun yüzüne indirdi. İşler tamamen kontrolden çıkmıştı artık.

"Karaca!" diye istemsizce bağırdım fakat beni duyan yoktu. Yerden sendeleyerek kalkan sahte Batu, büyük bir kahkaha attı. Dudağındaki küçük patlaktan akan kanı eliyle temizledikten sonra dudağını büzdü.

"Karaca bak sevgilin üzülüyor ama yapma böyle şeyler!" Karaca sinirle ona bakmayı sürdürüyordu. "Az kalsın Alin denen kızın sevgilin olduğuna da inanıyordum.. kitaptaki en eski numaraydı lan!" dedi katıla katıla gülmeye devam ederken. Karaca'nın yüzünde bozulmuş bir ifade vardı, tepkime bakarcasına yüzüme döndü. Bense büyük bir şaşkınlık içerisindeydim, Alin mevzusunu yeni öğrendiğimden değildi, bütün bu olanların tamamen plansız yaşanmasındandı.

"Ne istiyorsun?" Karaca sert bir şekilde konuştuğunda, sahte Batu ellerini kaldırıp, korkar bir ifadeyle titredi ardından kocaman bir kahkaha daha attı.

"Koskoca Karaca Bozsoy, sen gel benim partime silahsız katıl! sana bu güveni verdiğimiz için sanırım gururdan bayılacağım." Sahte Batu gülmeye devam ederken derin bir nefes verdi. "Gerçekten muhabbetine doyum olmuyor ama lafı uzatmayacağım.. Batu nerde?" bu sözler dilinden döküldüğü anda gülme sırası Karaca'ya geçmiş gibi gözüküyordu.

"Öldü." dedi yüzündeki gülümsemeyi büyütürken. Sahte Batu önce gülerek Karaca'ya katıldı sonrasında yüzündeki gülümseme yavaşça soldu. Durumun ciddiyetini yeni kavramış halde Karaca'ya bakarken elindeki silahı daha çok sıktı.

Kupa CadısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin