KALBİN KAYIP YARISI

535 67 14
                                    

Arkadaşlar bölüm diğerlerine göre biraz kısa oldu lakin yazdığım konunun üzerine başka bir olayı eklemek istemedim. Yazmaktan aldığım keyfi dilerim sizde okurken alırsınız. Hepinizi kocaman öpüyorum. 

Sevgilerimle...

***

**

*

Aren bana kıyafet getirmek için odadan ayrıldığında yatağa oturmuş ve pikeyi de boğazıma dek çekmiştim. Söylediğine göre burası Alexander'ın bekar eviymiş. Evin büyüklüğünü ve görkemini düşünürsek tek kişi için bana kalırsa oldukça fazlaydı. Acaba aile evi nasıldır merak etmiyor değildim. Gerçi MaddLex'in dünyaca ünlü bir grup olduğunu hesaba katarsak ve Alexander da üyelerden biri olduğuna göre hayatını ona göre yaşayacaktı elbet. Onun çokta mütevazı olmasını bekleyemezdim.

"Bunları bulabildim. Üzerine pek olacağını sanmıyorum ama en azından çamaşırlarınla gezmekten iyidir ne dersin?"

"Hatırlatmak zorunda mısın? Hem elbette giyeceğim ver hemen şunları bana."

Aren elinde tuttuğu pijamaları kafama attı. Yüzüme çarpan pijamalar yatağa düşerken bu yaptığına sinirlenmiştim. 

"Derdin ne senin?!"

"Teşekkür edeceğine çirkeflik yapıyorsun bir de. Bir an evvel giyin ben kapının önünde olacağım."

"Aman dikkat et belki bir yerlere kaçarım belli mi olur? Sanki bu mümkünmüş gibi."

"Beyin hücrelerinin anlamakta güçlük çektiğinin farkındayım ama hatırlatırım ki az daha ölüyordun! Seni korumak istediğimizin ne zaman farkına varacaksın acaba?"

Aren kızgınlıkla odadan dışarıya çıktı. Oysa ben öfkemi tam olarak dışarı salamamıştım bile. O yeniden girmeden evvel söylenerek üzerimi değiştirmeye çalıştım. El ve ayak bileklerimdeki yaralar hala taze olduklarından korkarım kıyafete biraz da kanım bulaşmıştı. Neyse ki Aren vampir ya da melez olmadığı için bu kan onu etkilemeyecekti.

Bir kaç dakikanın ardından kapı açıldı ve Aren elindeki tepsiyle odaya girdi. Bana yiyecek bir şeyler hazırlamıştı. Normalde olsa bu nezaketi beni mutlu ederdi lakin şuan öfkeme körük basıyordu bu vurdumduymaz halleri. Oysa ben az daha benim yüzümden öleceğini unutmamıştım.

"Ben aç değilim. Kendin ye."

"Bayılmak mı istiyorsun? Zaten hala ayakta nasıl durabildiğine şaşmıyor değilim."

"Endişelenme göründüğümden kuvvetliyimdir."

"İyi. Bu yüzden kuvvetten düşmemek için yemeğini yesen iyi olur."

Yatağa doğru gelip tepsiyi komodinin üzerine bıraktı.

"Sana yemeyeceğim dedim! Sağır mısın yoksa?"

Aren söylediğimi duymamış gibi yapıp kapıya yönelince sinirimi tepsiden çıkarttım ve ona vurarak içerisindekileri yere devirip sessizce Aren'den gelecek tepkiyi bekledim. Tahmin ettiğim gibi kendini tutuyordu kavga etmemek için. Bana acıyor olmalıydı. 

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Eğer tekrardan hazırlamamı istersen çok beklersin."

"Bana kendimi tekrarlatma Aren. İs-te-mi-yo-rum!"

Ayağa kalktığımda tüm vücudum sızlamıştı. Lakin yinede dişlerimi sıkıp gerekirse sürünerek bu boğucu ortamdan çıkmalıydım. Onun bana olan bakışlarına katlanamıyordum. Acıyan gözlerle bana bakıyor oluşu canımı yakıyordu çünkü. Ama o aptal bu şekilde davranmaktan vazgeçmiyordu. 

Karanlığın Prensleri 5 - "Gölgedeki Avcı"Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang