KABUSLAR GEÇİDİ

549 74 20
                                    

Hayat çok kısaymış meğer. Ne zaman sona ereceğini bilmiyoruz. Oysa ki sonsuz bir ömrümüz varmış gibi, haybeye harcayıp yaşıyoruz. 

Ve işte bitiyordu. Can bedenden çekiliyordu. Tutamıyor, tükeniyorduk... 

Kendi ölümlü hayatımızın birer seyircisiydik yalnızca.

***

Gece boyuna bitip tükenmek bilmeyen kabuslar yakamı bırakmamıştı. Her defasında aynı korkunun farklı versiyonlarına maruz kalmıştım. Sanki bir kez yetmeyecekmiş gibi ilmik ilmik dokunmuştu korku beynimin en ücra köşelerine. Bana kaçabileceğim bir yan bırakmamıştı. 

Şiddetin en vahşi yönüne tanık olmuştum. Gözümü ne zaman kapatsam kanlı sahneler tekrar tekrar canlanıyordu düşlerimde. Adeta sonu olmayan bir film şeridi gibiydi. 

Defalarca sıçrayarak, ter içerisinde uyandım uzandığım yerden. Ve her seferinde Aren'in kollarında avuntu buldum. Sakinleşmemi sağlıyordu. O gördüğüm kadarını biliyordu. Fakat ben daha fazla gerçeğe sahiptim. 

Dairemde beni dünyadan soyutlayan şey kanlı uzuvlar değil onların ait olduğu kişilerdi. Tam yedi insan, yedi yaşam, yedi ölüm ve yedi ruh... Öylece durmuş beni izliyorlardı. Durumları öyle korkunçtu ki ölmeden evvel ki çektikleri işkencelerin izleri bedenlerine kazınmıştı resmen. Kimse bilmiyor, benden başkası göremiyordu. Lakin ben acılarını gözlerinde görmüştüm. Ve beni başka boşluğa sürükleyen şey ise içlerinden birinin Kaan olmasıydı. Daha bir kaç saat önce aynı mesaide görev yapmıştık. Aramızda o malum ve bende belki de unutulmayacak hazin bir etki yaratan olay yaşanmış olsa da böyle ölmesini istemezdim. Bana göre hiç biri bu şekilde korkunç bir ölümü hak etmemişti.

Gözlerimi bu defa kabusumdan açtığımda oda fazlasıyla karanlıktı. Ve yanımda Aren yoktu. Nereye gitmişti? Beni neden yalnız bırakmıştı? 

Bir panik dalgası beni esir alırken istemsizce çığlık attım. Saniyeler içerisinde Aren yanımda belirmişti. Hızı olağanüstüydü. Öyle ki korkmaya bile vaktim olmamıştı bu ani çıkışından ötürü.

"Korkma yanındayım Beliz."

"Yalancı."

"Sadece bir kaç dakika için ka-..."

Yüzüne indirdiğim tokat konuşmasına mani olmuştu. 

"Yalancısın sen."

Yana çevrilen başı benden yana döndüğünde bakışlarımız buluştu. Gözleri kararmıştı çünkü muhtemelen benden böyle bir tepki görmeyi beklememişti. Aslında mantıklı olabilseydim bunu kesinlikle ona yapmazdım. Ama mantıklı günümde değildim ne yazık ki. Aklım hala olanlardaydı. Sebebini ve kimin yaptığını bilmek istiyordum. 

"Özür dilerim Aren. Sanırım aklımı yitiriyorum."

"Endişe etme. Seni anlıyorum. Yerinde kim olsa kendini kaybederdi eminim. Sen her şeye rağmen savaşını sürdürüyorsun."

Sözleri öyleydi ki adeta içime işliyor bende panzehir etkisi yaratıyordu. Beni güçlü kılıyordu. Yalnızca kelimeleriyle değil varlığıyla da beni ayakta tutuyordu. Eğer beni oradan çekip çıkarmasaydı şimdi ne halde olurdum bilmiyordum.

"Orada olduğumu nasıl bildin?"

"Unuttun mu? Seni izliyorum."

Beni hala izliyor muydu yani? Ama neden? İtirafıyla yanaklarıma kan hücum ederken bir yandan da bundan bir şey çıkarmamam gerektiği konusunda kendime telkin veriyordum. Aramızda bir şey olmadığını bilirken duygularımı ona yönlendiremezdim. Bu yalnızca bana acı verirdi. 

Karanlığın Prensleri 5 - "Gölgedeki Avcı"Where stories live. Discover now