KİLİT

643 75 52
                                    

"Aren dur orası olmaz... Dur dedim gıdıklanıyorum... Haha yapma... Aren bu çok utanç verici... Yapma kes şunu..."

Uyandığımda bir an nerede olduğumu kavrayamamıştım. Rüyam öyle gerçekçiydi ki hala etkisindeydim. Gördüğüm herşey canlılığını koruyordu sanki. 

Dün gece Aren'in benim evimde kaldığını hatırladım. Yanında uyuyakalmış olmalıydım. Bedenimden uykunun tembelliğini atmak için olduğum yerde esneyip gerindim. O sırada Aren'i çalışma sandalyemin üzerinde bahtaniyeye sarınmış vaziyette otururken gördüm. Ne yaptığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Aren üşüyor olamazdı.

"Aren afedersin ama orada bahtaniye sarınmış ne yapıyorsun?"

"İffetimi koruyorum."

Hala uykulu olduğum için söyledikleri bana fazlasıyla saçma gelmişti. Kaşlarımı çatarak yanlış duyup duymadığımı düşündüm.

"İffetini mi koruyorsun?"

"Benim çekici vücudumu ele geçirmek istediğinin farkındayım. Ama evlenmeden olmaz."

Söyledikleriyle yüzüme ateş basmıştı. Onun gözüyle bir pancara benziyor olmam muhtemeldi şuan. 

"Se-sen ne saçmalıyorsun?! Be-ben asla öyle bir şey yapmayı düşünmedim sana!"

"Öyle mi peki az evvel uykusunda "yapma Aren, etme Aren, gözünü seveyim Aren" diyen kimdi? Rüyanda benimle ne yapıyordun bakayım sen?"

"Seninde dediğin gibi onlar sadece rüya!"

Rüyamda sayıklıyor muydum yani? Kim bilir ne utanç verici şeyler söylemiştim? Aren oturduğu yerde kahkaha atmaya başlayınca bu defada sinirlenmiştim. Rüyada göreceğim şeyi ben seçemiyordum sonuçta ne diye benimle dalga geçiyordu ki? Madem öyle o halde bende onu kendi silahıyla vuracaktım. Görsün benimle uğraşmak neymiş.

"Ne o yoksa sana dokunacağımdan mı korktun? Bu kadar çekingen olduğunu bilmiyordum Aren."

"Bunu en ufak bir yakınlaşmada kızaran kız mı söylüyor? Ne yazık ki bu mesele zeka işi değil kedicik. Tecrübe meselesi."

Haklıydı. Numaramı elbette yemeyecekti. Nihayetinde eğer beni gerçekten izlediyse şimdiye dek sevgilim olmadığını da biliyordu. Doğal olarak kadın-erkek arasındaki yakınlaşmaları tecrübe etmemiştim. Benim aksime böyle sakin kalabildiğine göre Aren fazlasıyla bilgili olmalıydı.

"Tamam pas. Seninle bu konuda boy ölçüşemem Aren."

"Bunu fark etmiş olman güzel."

Madem konu açılmıştı o halde bende çekinmeden sorularımı soracaktım. Sonuçta ona dair her şeyi merak ediyordum. Ben avcıyı değil asıl Aren'i tanımak istiyordum. Tabi öncelikle bilmek istediğim başka bir şey vardı.

"Aren söylesene şimdiye kadar kızla çıktın?"

"Neden sordun?"

"Soramaz mıyım?"

"Sanırım sana istisna yapabilirim. Çıktığım kızları saymadım. Sayılarını bilmiyorum ne yazık ki."

Başka ne demesini bekliyordum ki zaten? Sonuçta çekiciydi, güçlüydü, zekiydi ve nüfuzluydu. Daha şeytani bir kombin düşünebiliyor muydunuz?

"Çok mütevazisin doğrusu."

"Hey soruyu soran sensin."

"Tamam bunu geçtik. Peki aralarından birine hiç aşık oldun mu?"

Aren bir süre düşünür gibi bekledi. Ben ise bu durgunluğunu başka türlü yormuştum. Acaba aklına aşık olduğu kız mı gelmişti? Küllenen bir şeyi mi eşeliyordum ya da hala o kız hayatında mıydı acaba?

Karanlığın Prensleri 5 - "Gölgedeki Avcı"Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ