GİZEMLİ KIZ

1.1K 121 83
                                    

Beliz ve Şebnem sinema salonundan çıkarken gözleri hafifçe kızarmış ve yanakları yaşların parlaklığını taşıyorlardı. İzledikleri film salondaki bir çok kişiyi aynı şekilde etkilemiş olmalıydı ki diğerlerinin de durumları onlardan pek farklı sayılmazdı.

"Şu halimize bak. Korkmayalım dedik bu sefer de ağlamaktan helak olduk."

"Sana kesinlikle katılıyorum ve şimdi dalgalanan duygularım karnımda boşluk halinde bana geri dönmekteler. Hadi bir şeyler yiyelim."

"Bana kalırsa eve gidip sipariş verelim. Zaten yeterince geç oldu."

"Fark etmez. Ne yiyoruz o halde?"

"Yoldayken karar veririz."

Alışveriş merkezinden dışarıya çıkan Beliz ve Şebnem taksi durağına ilerleyip sıradaki araca bindiler. Kısa bir süre içerisinde Şebnem'in evine gelmişlerdi. Şebnem defalarca onu birlikte yaşamaya ikna etmek için uğraşsa da Beliz arkadaşının teklifini reddetmek durumunda kalmıştı. Belki Şebnem ona olanlardan haberdar olabilirdi lakin bu en yakın arkadaşının iyi olacağı anlamına gelmiyordu. Onun ruhsal veya fiziksel herhangi bir yara almasına izin vermeyecekti.

İkinci kata çıkıp dairenin önüne geldiklerinde Şebnem anahtarlarını çıkartıp kapıyı açtı. Tüm gün havasız kalan ev sıcaktan iyice boğucu bir hal almıştı. Yaşadıkları bu bölge fazla soğuk olmuyordu. Yılın geneli güneşli, en fazla yağmurlu olurdu. En son ne zaman kar gördüklerini bile hatırlamıyordu Beliz.

Şebnem telefonda kararlaştırdıkları yemeğin siparişini verirken Beliz'de önce oturma odasının penceresini açtı ve içeriye hava girmesini sağladı. Ardından da banyonun yolunu tutarken ellerini ve yüzünü güzelce yıkadı. Bu şekilde biraz olsun serinlemişti. Aynanın önünde saçlarını düzeltirken saç tellerinin arkadan hafifçe havalandığını hissetti. Hızla arkasını döndü önce ardından da etrafına bakındı biraz endişeyle. Lakin görebileceği hiç bir şey yoktu çevresinde. Tekrardan başını aynaya çevirip kendi gözlerine baktı.  

"Sakin ol Beliz. Ufak bir yanılsamaydı sadece."

Saçlarını hızlıca bir at kuyruğu yapıp banyodan dışarıya çıktı. Şebnemde o sırada üzerini değiştirmiş ona da bir şort ve tişört getirmişti.

"Üzerine bunları giyebilirsin. Siparişlerimiz de birazdan gelir."

Beliz arkadaşının kendisine uzattığı kıyafetlere uzanıp aldı ve odaya geçip üzerini değiştirdi. Çıkarmış olduğu kıyafetlerini de sandalyeye astı ve salona geri döndü. Şebnem elindeki kumandayla kanalları geziniyordu. MaddLex'in klibine denk gelince önce bir durdu. Sonra ağzından bir kaç hoş olmayan kelime savurup başka kanala geçti.

"Artık onların bir hayranı değilim. Hele o Alex denen çocuğun sana karşı göstermiş olduğu tavırdan sonra şeytan görsün yüzlerini."

"Fazla kafana takıyorsun Şebi. Bana kalırsa unutalım gitsin. Hem bir daha ne zaman karşılaşacağız ki sanki?"

"Haklısın ama yinede artık onu sevmiyorum. Yinede Daniel ve Ji Ho'yu bunların dışında tutmam da bir sakınca olmaz aslında değil mi? Sonuçta seni yere atan Alex'ti. Bak ismini anınca bile sinirlendim. Söylesene senin şu arkadaşların bize yardımcı olmazlar mı onu korkutmak için?"

"Şakası bile kötü Şebnem. Hem ayrıca onlar kesinlikle arkadaşım değiller. Keşke hiç birini görmek zorunda kalmasam."

Beliz üzgün bir ifadeye bürünürken Şebnem söylediği şeyden ötürü anında pişman olmuştu. Halbuki en yakın arkadaşıydı güya onun.

"Özür dilerim canım boş boğazlık ettim yine. Bazen şu çenemi tutamıyorum işte kahretsin ki."  

"Hayır sana alınmadım. Ben sadece bunların neden olduğunu düşünmeden edemiyorum. Neden onca şeyi görüyorum? Neden ben?"

Karanlığın Prensleri 5 - "Gölgedeki Avcı"Where stories live. Discover now