Sorgulayan bakışlarını farkederek boğazını temizledi ve "Bir kahve içelim mi?" diyerek direkt konuya girmişti. 'ne alaka' dercesine baktığım için,"Kendimi borçlu hissediyorum, eğer sen o iti vurmasaydın ben şu an burada olmayabilirdim." demesiyle kafamı olumsuz anlamda salladım. Keza ne ara sen-ben noktasına geldiğimizi de içimden sorguladım.

- Üsteğmen'im,bizler askeriz ve birbirimizi kollamak,bir bütün olmak zorundayız. Bu yüzden borç duyacağınız bir nokta yok,diyerek yoluma devam ettim. Kafamı ilerdeki çardaklara doğru çevirdiğimde ise alev alev yanan bir çift göz gördüm. Gözleri arkamdaki Umut Üsteğmen ve benim aramda adeta mekik dokuyordu. Silkelenip kendime geldim ve yoluma devam ettim.

•••

Karargah'ın ilersindeki taksi durağına gitmiş ve taksiyle eve dönmüştüm. Yolun uzun olmasını fırsat bilip ise, telefondan hastane için randevu almıştım.

Aklımda ise yüzüklerin taklı olduğu kolyenin bir ihtimal evde olacağı geliyordu. O yüzden eve adımımı atar atmaz içerdeki havasız kokuyu umursamadan yatak odasına koyabileceğim her yere baktım. Ama yoktu. Başka odalarda olmayacağını bildiğim için ise hiç bakmadım.

Yatak odasında işim bitince evin tüm pencerelerini açıp içeriye temiz havanın dolmasını sağladım. Etrafa baktığımda ise her yerin toz içinde olduğunu gördüm. Dağların temizlenmeye ihtiyacı olduğu gibi,eviminde vardı.

Ama en son temizlik yaptığımda neredeyse hepsini bitirdiğim için alışveriş yapmam gerekiyordu.

Öncelikli olarak mutfağa girdim ve çürük çarıkları çöpe attım,evde ne eksikse listesini çıkardım ve alışveriş yollarına koyuldum.

•••

Marketten çıktığımda iflahım kesilmişti. Neden bu kadar kalabalıktı marketler? Gerçekten kalabalıktan çıldırma noktasına gelmiştim. Alışverişimi 10 dakikada yapıp abartısız 30 dakika kasada sıra beklemiştim. Oflaya oflaya marketten çıkıp eşyalarımı arabaya yerleştirmiş ve bir an önce evin yolunu tutmuştum. Yapılacak temizlik baya uzun ve zahmetli olacaktı. Hele ben gibi titiz bir insansanız o temizlik bitnezdi,asla...

•••

Sabah'ın 10'unda başladığım temizlik dip köşe olarak saat 3'e kadar sürmüştü. Biriken çöpleri atmak için kapının yanına bıraktım. Bu arada ısıtıcıya suyu koydum,bozulan topuzumu tekrar topladım ve anahtarımı da alıp çöpü atmak için dışarıya attım kendimi. Gözüme ilk takılan şey karşımdaki evin açık kapısıydı. Feriha Teyze geri dönmüştü ya da evi kiraya vermişti. Çünkü kadının evi yaklaşık olarak bir yıldır boştu. Gelini doğum yapınca, ben gibi asker olan oğlunun yanına gitmişti. Gerek gelinini yalnız bırakmak istememesi,gerek oğlunun sürekli görevde olması dolayısıyla buraya gelmiyordu.

Arada komşulardan birisi girip evde sıkıntı var mi diye bakıyorlardı. Aslında anahtarı bana bırakmak istesede gecem gündüzüm belli olmadığı için kabul etmemiştim. Asansör zemin katta durduğunda çöpü sürükleyerek dışarıya çıkardım.

Binanın bahçesinden çıktığımda eşya asansörün kapının önünde olduğunu ve yukarıdan eşya indirdiklerini gördüm. Demek ki Feriha teyze evi kiraya vermiş şu an ise kendini eşyalarını çıkarıyorlardı.

Çöpü konteynıra attıktan sonra eve doğru adımlarken karşıma Cihan'ın timinden adını hatırlamadığım ama simasını hatırlamadığım asker elinde kutularla  çıkınca durakladım. Bana tekmil vermesiyle bende ona vermiştim.

-Hayırdır? diyerek elindeki kutuları göstermiştim. Tam cevap verecekken arkadan gelen sesle o tarafa döndüm. Adeta karnı burnunda sarışın bir kadın üzerime atlayacak gibi bana bakıyordu. Neden?

İNTİZAR(VATAN AŞIKLARI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin