23. Bölüm

3.8K 216 13
                                    

Medya: Vagon~ bakma öyle

'lunapark..'
__

Abimle kol kola eve doğru yürürken içime sebebsiz bi mutluluk hissi yayılmıştı. Karnımda kelebekker uçuyordu adeta, sanki çok mutlu olacağım bir haber almış ya da uzun zamandır görmediğim birini görmüş gibi bir mutluluktu bu..

Eve girdikten sonra koşarak salona girdim "ben geldimm." salonda ki bakışlar bana döndü Metehan abim, Barlas abim  ve Duman vardı. Gözlerine şaşkınlık yayılan abilerim bana inanmazca bakarken sırıttım "hayırdır far görmüş tavşan gibi? Uzun zamandır yanınıza uğramadım diye bi kal geldi heralde."

Gülümseyerek yanlarına yaklaştığımda ilk kendine gelip ayağa kalkan Metehan abim oldu "Laaan!" beni kucaklayıp etrafında döndürürken kahkahayı bastım. "abi dur yavaş!" heycanlı halinden çıkıp beni yere bıraktığında durdum ve gözlerine bakarak tebessüm ettim "ııı." kaşlarını çattı gözlerini kıstı "doktor sana ne yaptı lan? Sanki sen bi güzelleşmişsin." kollarımdan tutup beni sarsarken onun elinden beni alan Barlas abim'di "lan bırak kızı yeni geldi."

"abiciğim. Bırak şu boşboğazı kendini nasıl hissediyosun? Ağrın falan var mı?" başımı olumsuzca iki yana salladım. Gözlerime tebessümle bakarak beni kollaeının arasına alan abime sımsıkı sarıldım. "sana bişey olucak diye ödüm koptu bebeğim.. Bi daha aramızdan gitmene dayanamazdım."

Gözümden  bir damla yaş abimin omzuna düştüğünde beni hemen kollarından çekti "ama bitanem.." gülerek "yok bişey abi tamam."

Duygulanmıştım aq!

Eski halime dönmek güzeldi. En azından doktor hanım sayesinde bazı şeyleri aşabilmiştim. Sadece gururuma yediremiyor ve güven duvaeım biraz daha etrafımı sarıyordu.

Ama karar vermiştim. Beni seven bi ailem vardı. Babam beni o gün kurtarmasaydı belki de daha kötü olacaktım. Abilerim vardı hatta benim gibi mükemmel bir ikize de sahiptim.

O Uraz ve İzel'e ne oldu bilmiyordum fakat öğrenmeyi de istiyordum. Ablamla da bi ara konuşmalıydım.

"Asil bebeğim.  Sen şimdi odana çık dinlen akşam 7 gibi hazır ol bugün çok eğleneceğiz." başımı sallayıp Emir Mirza abimi onayladım.

Yukarı merdivenleri kullanırken kendi katıma gelince odama girmeden bi durdum içeri girmek için kolu indirmişken bi andan biri benden önce davrandı ve içerden kapı açıldı.
" Duman? "

Duman'ın benim odam da ne işi vardı? "alt dudağını ısırarak ellerini kaldırdı ve 'telefonum odanda kalmış balkonunu kullanmıştım da." diye açıklamasını yapınca şüphelendim ancak belli etmeden "peki." diyerek içeri girdim. Kapı kapanmadan ona döndüğümde gözlerime olan farklı bakışları beni eskilerde bi anıma götürmüştü.

"ah, hayır. O öldü. "

Kendi mırıltımla içeri girip kapıyı kapatınca tüm vücudumu koparırmış gibi esnedim "olum bi gün böyle esnemekten götüm çıkacakta neysse." yatağa bombalama atlayıp yüz üstü uzanırken ablamın numarasını bulup tuşladım.

Çalıyor..

Çalıyor..

Telefon açılmasıyla konuştum "ablammm. " 

"Asil." sadece Asil. Duygusuzca bir söyleme biçimi demek ki işler iyi değil di.

"abla ne oldu?"

"özür dilerim Asil'im.. Seni oraya göndermemeliydik. Sen benim kardeşimdin her ne kadar iyi olmasak ta sen benim en yakınımdın. Sana olanlar için özür dilerim." içime hüzünlü bir panda oturmuştu ablam bana yapmadığı şeyler için özür diliyordu." ablaa geçti gitti. Bak takmıyorum. "

Ufak Tefek Karışıklıklar Where stories live. Discover now