18. Bölüm

7.2K 354 10
                                    

Kısa bir süre sonra tekrar selam🙋🏻‍♀️
Kursumuz tatil olmuş bulunmakta! Ve ben size yeni güzel ve uzun bir bölüm ile geldim.

Daha fazla merakta kalmadan okuyalım mı?

"evimi özledim.."

1 hafta sonra

Asil Enka

Çok hızlı geçiyordu günler, aylar ve yıllar. Ama biz farketmiyorduk birdenbire okullar tatil olmuştu bayrama  1 gün vardı ve dün içime doğan iman aşkı ile oruç tutmaya karar vermiştim.

Biliyorum bu bir aydır neden tutmadığımı sorguluyorsunuz!

Ya bizimle hep şeytan uğraşıyo yok genciz işte yaşlanınca tutarız falan filan ve bende dedim yok bu böyle olmaz yarın olmadı bir sevaba gireyim yok biz cehennemi boyluyacaz.

Şimdi ise oruç tutmanın verdiği halsizlik ile söylenip duruyordum "abi!" oturma odasında tüm abileriminin bakışı bana dönünce sersem tavuk gibi baktım onlara, sahi! Benim kaç abim vardı?

"1,2,3,4,5-" parmağımı onlara doğrultup sayarken Metehan abim araya girdi "abicim koyunmuyuz biz? Neden uyumak ister gibi sayıyorsun?" dedikleri komik olmasada kahkaha attım.

İnsan ramazanda imanlı olur ben içmiş gibi saçma hallere giriyorum "yazık lan şuncacık boyuyla herşeye karışıyo!" Barlas abim eliyle beni gösterirken ona sinirli bakışlarımı attım "şş düzgün konuş! Allah bi çarpar dümdüz eder valla billa!"

Beni çok umursamadan güldü "karışmayın ikizime o v.i.p cennete gircek! Bugün oruç tuttu!" Esin'e gülümsememi gönderip "işte kral be!" dedim ardından yattığım yerden doğrulup "Esin bu gavurlar ile aynı sofrada yemiyelim." herkes kaşlarını çatıp bakarken dudaklarımı büzdüm "dışarı çıkalım. Bunlar yüzünden sevabımızda gitçek" Esin'in dudağının kenarı kıvrıldı.

"bebeğim desene benimle özel yemek yemek istiyosun. Ben götüreyim seni!" ona göz kırptım "yiaa nasıl anladın hemen beni?" elini uzattı "hadi kalk giyin 1 saat var ezana." Esin'dr acıkmış olmalı ki hızlı davranıyordu.

Ona tutunup bir çırpıda kalktım salonu terk ederken duyduğum sadece abilerin Esin'e olan sövgü dolu küfürleriydi..

~~~

'

Allahüekber Allahüekber...'

"heh okundu ezan!" okunmaya başlayan ezanla birlikte elimi yüzüme sürüp içinden geçenlere amin diyip başladım yemeğe tabi benimle birlikte karşımdaki Esin'de başlamıştı.

"ikiz yavaş ol. Boğulacaksın!" onu takmadan önümdeki dürüm kebabı gömerken hızlı hareket ediyordum.

"al Esin bak arasına sar şu salatayı- hayır bak turşu koy. Ver ben göstereyim." elinden aldığım lavaşın içine turşuları dizerek bir güzel sardım "al şimdi ye. Üzerinede ayranı iç off mükemmel!" bir yandan yerken bir yandan da ona laf yetiştiriyordum.

"Asil, sanarsın ömrün boyunca seni aç bırakmışlar." ona aldırmadan göz devirdim. "çok konuşma hadi ye yemeğini!"

Yemeklerinizi yiyip üstüne bir güzel tatlılarımızı söylemiştik. Tabi arada sohbetler ediyor gülüşüyorduk. "Asil.. Sana bişey söylemem lazım." yaladığım dondurma kaşığını tabağa koyup "noldu? Yoksa Alparslan abim ona gıcık olduğum için sakladığım tabletini benim sakladığımı mı öğrendi?"

Ufak Tefek Karışıklıklar Där berättelser lever. Upptäck nu