20. Bölüm

6.9K 346 62
                                    

Medya: Kolpa ~Kafam senden bile güzel

Asil Enka

Uyandığımda saat daha sabah 7 sularıydı, herkes uyuyor tek hizmetli ablalar kahvaltı hazırlıyordu bende hemen bu anı fırsat bilip pijamalarımla hiç çekinmeden aşağı inmiş ve yardıma koyulmuştum.

Bir kere uykum açılmıştı bi daha da uyuyamazdım. Dün gece Dumam'a çok fazla üzülmüştüm hatta kırılmıştım.
Belki İzel ile kötü anıları olabilirdi ancak bana kötü davranmasını gerektirmez ve sorunlarını anlatabilirdi.

Onu ilk gördüğüm zaman  kalbime bir yumuşama gelmişti nedeni bilinmez ama çok sıcak hissediyordum ona karşı bi tanıdıklık duygusu vardı.

Düşüncelerimden sıyrılıp doğradığım salatalıkları ağzıma attım "kız yedin bitirdun da salataluğu!" Dildane teyze bana şakayla karışık kızarken dalgınlıkla "hı?" diye sordum. Bana yandan bi bakış attı "kizum senin aklunda biri mi var? Sabahtur dalup dalup gidirsen?"

"Dildane teyze, Duman neden konuşamıyor?" tek kaşını kaldırıp bana baktı ve sonra kaşlarını çattı "bizun uşak Duman'ı diyirsen he?" başımı aşağı yukarı olumluca salladım. "evet o."

Elini beline koydu "kendisine neden sormadun?" omuz silktim "hiiç." işime geri dönerken meraktan çatlamak üzere idim.

Hayır söylesen ne olur ki?

"Dildane teyze işaret dili bilmiyorum ve sormak istesemde anlayacağımı sanmıyorum." dedim oes edercesine sonra üzgünce dudaklarımı büktüm "herneyse size kolay gelsin." mutfaktan çıkıp baheçeye giderken evden biranda bir çığlık sesi yükseldi.

"DİDEM!" bu ses Emir Mirza abime aitti. "ABi?" koşarak yukarı çıktığımda herkes odadan çıkmış ne olduğynu anlamaya çalışıyordu "ne oldu?"

"oğlum ne bağırıyorsun?"

"bu sesler ne?"

"sabah sabah ne tantanası bu?"

Herkes bir ağızdan konuşurken sessizliği sağlayan o cümle döküldü Emir abimin dudaklarından "Didem intihar etmiş..."

İstanbul
~1 gün sonra~

"rahmetliyi nasıl bilirdiniz?"

"iyi bilirdik."

"nasıl bilirdiniz?"

İyi bilirdik. "

" hakkınızı helal ediyormusunuz?"

"EVET." herkes bir ağızdan bağırırken önümdeki abimin mırıldanmasını duydum "asla" başımı öne eğerek bu saatlerin geçmesini diledim. Didem abla intihar etmişti, ardından hemen İstanbul'a gelmiştik cenazesi yıkanmış helvası dağıtılmış arkasından okunmuş ve şuanda gömüyorduk.

Peki şu an neden mi ağlıyorum?

Tek üzüldüğüm şey Lalin'in annesiz kalacağı idi o yavrucak, tertemiz masumluğu ile kötü bir anneye sahip olması...

Gözyaşlarımı sildim ben onun halası idim ve anne sevgisini almamış biri olarak annesi olayan biri olarak bu duyguyu tattığımdan Lalin'e bunu yaşatmayacaktım.

Gerekirse annelik yapardım.

"gidiyoruz. Asil." Metehan abim kolumu tutunca başımı kaldırdım o an gözgöze geldik ağladığımı farkedince burukça tebessüm etti "şş biliyorum aynı şeyleri düşünüyoruz. Ancak Lalin çok şanslı onu çok seven 6 amcası 1 dedesi ve 1 de halası var."

Ufak Tefek Karışıklıklar Where stories live. Discover now