"Sen de çok güzel ve miniksin"

7K 819 1.1K
                                    

Aylar sonra döndüm evet, özlediniz mi?

Fici ben bile unuttum siz hayli hayli unutmuşsunuzdur, yine de gelip okuyanlara çok teşekkür ederim. Seviliyorsunuz.

Sınır: 300 vote 1000 yorum :/

İyi okumalar.

***

Victor bu tatlı çocuğun tatlı bir halde sorduğu soru ile gülümsedi. "Victor. Adım Kim Victor."

Jimin ise duyduğu bu ismin havası ve ağırlığı ile hayran kaldı. "Wow, ismin çok güzelmiş! Ben de Jimin. Park Jimin, tanıştığıma çok memnun oldum!"

**

Yunho elindeki tepsiyi efendisinin laboratuvarındaki gizli odaya götürüyordu. O sırada ise binanın hastane tarafına geçmiş delta ile karşı karşıya kalmıştı, onun neden burada olduğunu bilmiyordu ancak çok da merak ettiği söylenemezdi. Tam umursamadan yanından geçecekti ki kolundaki saat acil olduğunu belirtecek bir renkte yanıp sönmeye başladı. Bu işaret tamamen efendisinden gelecek olan bir işaret olduğu için eli ayağı birbirine girdi ve tepsiyle ne yapacağını şaşırdı. Bu yüzden hızla az önce gözüne iliştiği deltanın yanına adımladı.

"Hey, Bay Kim. Rica etsem bunu efendinin laboratuvarındaki gizli kapıya götürür müsünüz? Siz biliyorsunuzdur yerini."

Namjoon bu beklenmedik istekle şaşırsa da başını salladı. Sonuçta o bir bilim insanıydı ve aynı zamanda bir doktordu, böyle aniden kaybolduğu zamanlar çok oluyordu. Başını salladı. "Tabii, biliyorum. Bak sen işine."

" Teşekkürler, efendi çağırıyor da gitmem gerekiyor hemen."

"Sorun yok, ben hallederim."

Namjoon koridorda ilerlemeye başladı Yunho aksi yöne doğru koşarken ve kısa sürede laboratuvara girdi. Burada elinde bir tepsiyle girmek garipti açıkçası. Çünkü ortama hiç uyumuyordu yine de umursamadı ve en ileride kalan kapıya ulaşıp önce şirketin sonra ise hastanenin yapıldığı tarihi girip şifreyi kısa sürede çözdü.

Buranın içinde kim olduğunu bilmiyordu. Çünkü efendisinin planından bile haberi yoktu henüz. İşte Yunho'nun yaptığı en büyük hata buydu. Deltanın henüz hiçbir şeyden haberi yoktu. Ancak Delta ve efendi yakın oldukları için onun da haberinin olduğunu düşünmüştü.

Namjoon hiçbir şeyi düşünmemişti. Sadece bu yemeği odaya bırakıp gidecekti. Lakin içeride gördüğü bir insan ağlarken neredeyse ölecek gibiydi ve bu onun yerinde duraksamasına sebep oldu.

Önce ne yapacağını veya ne diyeceğini şaşırdı çünkü böyle bir manzara beklemiyordu. Konuşmaması gerektiğini de bilmiyordu üstelik ancak bilseydi de bunu umursamayacaktı. Çünkü o fazlasıyla nazik ve iyi bir adamdı. Eğer karşısındaki biri ağlıyorsa onunla her zaman ilgilenirdi.

Seokjin'in durumu artık daha iyiydi, eskisi gibi parmağını hareket ettiremeyecek gibi hissetmiyordu mesela. Yastığını biraz daha dikleştirmişti ve geriye doğru yaslanıyordu. Elleri kucağındaydı ve içi çıkana kadar da ağlıyordu Çünkü çoktan bıkmıştı bu daracık ve ilaç kokan odadan. Onu bunaltıyor ve başına geleceklerden çok korkuyordu.

Delta tereddütle sordu. "Bu yemek senin için sanırım."

Başkan ise ilk defa yaşlı gözlerini kapıya doğru çevirip uzun boylu adama baktı. Onun kim olduğunu bilmiyordu. Lakin onunla konuşması, işte onunla konuşması gerçekten dikkat çekiciydi.

Adam birkaç adım ile ilerledi ve yatağın yanına küçük tepsiyi bıraktı. Seokjin ona son zamanlarda gelen sağlıklı yiyecekler yüzünden daha iyi hissediyordu. E tabi, Efendi ona iyi bakıyordu. Sonuçta o onun en önemli deneğinden ibaretti.

1 OMEGA / AskıdaWhere stories live. Discover now