"Artık Konuşmuyoruz. "

11.1K 1.1K 1.4K
                                    

7 days için yb yazmam gerek o yüzden 120 vote ve 320 yorum sınırı koyuyorum hüzünlü keklerim. İyi okumalar.

***

Jungkook;

Laboratuvarımda yine bir şeyler ile uğraşıyordum ancak asla buna dikkatimi veremiyordum. Ansızın gözümden düşen bir damla ile hızla onu yarı yolda kestim. Bazen öyle zamanlar oluyordu ki canımın yanmasını durduramıyordum. Büyük bir hata yaptığımın farkındayım ama başladığım işi durduramıyordum. Amacıma ulaşana kadar da durmayacaktım. Omeganın hatta kimsenin beni anlamasını beklemiyordum, kimse benim yerimde olmadan beni anlayamazdı. Tüm hayatımı bu işe adadıktan sonra bazı şeyleri yarım bırakamazdım. Bir tarafı kurtarayım derken diğer tarafı öldürdüğümün farkındaydım. Lakin onlar zamanında bize acımamıştı, ben de onlara acımayacaktım. Şimdiye kadar ki tek pişmanlığımda Jisoo anne olarak kalacaktı.

Onun ameliyattan önce ve sonraki fotoğrafını çekmiştim ama bunu Taehyung'a gösterecek vakti bulamamıştım. Açıkçası gösterince de kötü olmasından korkuyordum ama her şeye rağmen görmek isteyeceğini de biliyordum.

Boş odada yankılanan acil durum çağrısı gelince önce şaşırdım. Sonra ise bir mesaj sesi yükseldi odadan. Yunho mesaj atmıştı ama neden? Bu çocuk şuan arada değil miydi? Bu yüzden ona nedenini sordum ancak saniyeler içinde gelen mesaj ile yerimden fırladım. Omega burada mıydı? Lan! Ama niye?

Hızla dışarı doğru adımlarken kapının önündeki aynada en fazla üç saniye kendime baktım, berbattım ve çökmüştüm. Hızla saçlarımı geri atıp Yunho'nun dediği odaya çıkmaya başladım ama anlamadığım kısım neden özellikle orada olduklarıydı.

İstemsizce kaşlarımı çattım. Umarım başına kötü bir şey gelmemişti, zaten hassas bir yapısı vardı. Her an her sağlık sorununa kendisini itebilirdi. İçime daha fazla dolan endişe ve merakla adımlarımı hızlandırdım ve kapıyı tıklamadan direkt içeri daldım.

Yunho, masada bilgisayarda bir şeylere bakıyor omegam ise göbeğini peçete ile siliyordu. Beni gördükleri gibi ikisi de işlerini durdurdu ama dikkatim sadece omegadaydı. Uzun zamandır görüşmüyorduk, ona izin veriyordum kendisini toplaması için. Lakin çok özlemiştim.

Odada yoğun bir halde omegamın feromonları vardı. Ama feromonları değişmişti. Çok düşünmeye gerek yok varsayıyorum. İçim titredi bu düşünce ile. Omegam büyük ihtimal hamileydi, Yunho'da beni bu yüzden buraya çağırmıştı.

Omega mavi gözlerini benden çekip Yunho'ya çevirdi. "Hemen uçurmuşsun haberi."

"Bilmesi gerek diye düşündüm. Siz görüşmüyordunuz. Söylemezsin diye düşündüm."

"İyi yapmışsın" dedi omegam ama samimiyetin s'si bile yoktu içinde.

Ne kadar anlasam da ondan da duymak istedim bu yüzden ağzım heyecan verici bir soru için aralandı. "Hamile... Misin?"

Ortada birkaç saniyelik sessizlik olduğunda omega bu sefer yere düşürdüğü bakışlarını bana çevirdi. "Evet, hamileymişim."

Anlamak başkaydı, duymak başkaydı. Bir an bu anın gerçekliğini sorguladım ve dudaklarım istemsizce yukarı kıvrıldı. Ardından psikopat gibi gülmeye başladım. İnanılmaz bir olaydı. Tüm bir ay deli gibi eziyet çektikten sonra sonunda onu bana getirecek mantıklı bir neden olmuştu ve her şeyden ötesi sonunda mutlu haber vardı önümde. Baba oluyordum... Ben baba oluyordum!

Bu yüzden ona birkaç adımla ilerledim ve hemen kollarımı sardım. Elindeki peçete yere düşmüştü ve yerinde donakalmıştı. Kokusunu da özlemiştim, narin bedenini de özlemiştim. O an her zerresini özlemiştim. İçimdeki thitayı her açıdan hissetmiş, bir rahatlığa kavuşmuştum. Koskoca bir ay benim canım okumuştu ama o iyi olacaksa sorun değildi.

1 OMEGA / AskıdaWhere stories live. Discover now