"Taehyung, ne izliyorsun?"

9.6K 975 1.2K
                                    

Sizin için bu bölümde bahsi geçen hint dizisi sahnesini medyaya koydum ŞSMAÇFMAÇMFAÇNDÖD

Ah ah, omega ve hint dizileri aşkı.

30. Bölüm şerefine hadi 450 yorumu geçelim be güzellerim.

Ve cidden 30. Bölüme geldik 🥺🥺🥺 teşekkür ederim benimle birlikte buraya kadar gelenlere 🥺

+++

"Siktim seni şimdi orospu çocuğuuu!!!"

Namjoon'un evinde belki de kıyamet kopuyor desek yeriydi. Vernon kulaklığını yeniden takmış ve tam evin bahçe kapısından dışarı çıkacaktı ki duyduğu seslerle durmak zorunda kaldı. İçeride biri sanki ses tellerini söküp atmayı deniyor gibi bağırıyor ve birkaç kırılma sesi geliyordu. Vernon bunun sebebini neyse ki tahmin edebiliyordu ve tüm bu olaylarla müdahale etmek yerine kaçmayı tercih etmişti.

Jimin eline nerenin olduğunu bilmediği küçük bir tabure almıştı ve masanın diğer tarafındaki Namjoon'a fırlatmak için fazlası ile hazırdı. Lakin Namjoon bu darbeden eğilerek güzelce kaçabilmişti. Arkasındaki tezgaha çarpıp az önce yoğurduğu hamuru düşüren tabure bir şeyleri kırmadan yere değmeyi başaramamıştı.

"Sen beni nasıl öpersin ha?!!"

"Jimin sakin olursan bunu daha iyi açıklayabilirim!"

"Irzıma geçtin aptal neyi açıklayacaksın?! Utanmaz, arsız, kahpe!"

Jimin masaya basıp Namjoon'un üstüne atlamak istemişti ama Namjoon o kadar iyi niyetli biriydi ki kendisinin alacağı darbeleri umursamadan onun oradan düşme veya bir yere çarpıp kendini yaralama tehlikesini sorguladı. Bu yüzden Jimin onun üzerine atlarken Namjoon onu tutma pozisyona girdi ve pamuk şekere benzettiği bu adamı kucakladı.

Jimin çenesinin altındaki saçlara dikkat kesilince onları çekmeye başladı. "Bıraksana beni geri zekalı! Arsız gay seni! Her anı değerlendiriyorsun bir de. ELLERİNİ POPOMDAN ÇEK!"

"Jimin saki-"

"OLAMAM SENİ GÖT! NE YAPTIĞININ FARKINDA MISIN, SEN BENİ ÖPTÜN?!"

Namjoon saçlarını kurtarmayı denerken elini o küçük ve tombul bulduğu ele atmıştı. Saçlarını onun elinden kurtarmakta zorlanmazken mutfağın onlar için daha tehlikeli olduğunu düşündü ve salona doğru adımladı. Kucağında ise hala bebek gibi bacaklarını sallayan bir adet Jimin vardı.

"Susmuyordun ne yapabilirim?"

"Romantik komedi mi çekiyoruz seni hödük, ne öpüyorsun beni susturmak için?"

"Off Jimin..."

"Oflama bana! Ahını alırım seni utanmaz puşt! Hem indirsene beni, gizlice ırzıma geçiyorsun yine!"

Jimin ayaklarının yere değdiğini hissederken sonunda rahatlamıştı. Birkaç derin nefes aldı sakinleşir gibi. Namjoon ise birkaç geri adımda bulundu. Pembelinin sonuçta sağı solu belli olmazdı.

Namjoon ellerini teslim olur gibi havaya kaldırınca söylendi. "Bak işte bıraktım seni, sen de beni bırak."

Jimin'in dudağının içini ısırdı sinirle. Kollarını birbirine bağlamıştı. Durmaya hiç niyeti yok gibiydi. Bu sinirle karşısındaki adamı üç hafta daha yolar gibi geliyordu. "Ne yapacağım biliyor musun?"

Namjoon tek kaşını kaldırıp ne olduğunu sorarken Jimin pişkin pişkin sırıttı.

"Yanımdaki koca vazo tam sana fırlatmalı-"

Namjoon bir anda Vernon'un açık unuttuğu dış kapıya doğru kaçarken Jimin de eline vazoyu almış ve hiç üşenmeden, bıkmadan onu kucakladığı gibi Namjoon'un peşinden koşmaya başlamıştı.

1 OMEGA / AskıdaKde žijí příběhy. Začni objevovat