16-GEÇMİŞ

17 3 0
                                    


Şaşırma kotamı dolduralı çok oldu şimdi savaşma zamanı. Yıkıldığım ve yenildiğim anlara inat kurtulma zamanı. Her adımımı bilinçsizce atıp saldırma zamanı. Kaos, tüm kötülüklerin kaynağıdır derler. Oysa bana göre kaos iyiliklerin uyanmak zorunda kaldığı bir algı alanıdır. Kötülük baş göstermeden iyiler deliğinden çıkmaz. Adaletsizlik hüküm salmadan adalet yanlıları baş kaldırmaz.

Adımımı attım ve turuncuya çalan pembe gökyüzüne baktım. Gözlerimi kapatıp kokuyu içime çekerken sanki derin bir uykudan sıyrılmış gibi hissettim. Aidiyetimin kaynağı burada beni bekliyordu ve ben ona çok yakındım.

Murat, Şubat ve Manolya yanımda yürürken mor çimenlerin olduğu alana doğru ilerledim ve "Yüce Marna!" diye bağırdım. Nerede olursam olayım beni duyup geleceğini hep bilirdim.

Yüce Marna, ışıkların arasından çıkıp ağır adımlarla bana yürüyordu. Uzun turuncu elbisesinin ucu yerlere sürünürken elindeki asasının ucundaki turuncu kare taş parıldıyordu. Beline kadar inen yıpranmış ve uçları dikenleşmiş turuncu saçı ve sakalıyla yaşlanmış görünüyordu. Yine de yüzündeki guru ifadesi açık bir şekilde okunuyordu. Açık mavi gözleriyle bana baktı ve gülümseyerek, "Hoşgeldin." dedi. Tek kelime etmeden ona bakmaya devam ettim. Elindeki asasını uzatarak bana verdi ve "Demek zamanı geldi." dedi. Asayı elimde tutarak, "Bu da ne demek?" diye sordum ama Marna çoktan ortadan kaybolmuştu. Manolya, "O adam da kimdi?" diye sordu. Ona sadece yan bir bakış attım ve yürümeye devam ettim. Asanın taşına elim değince, kendi içine doğru çekildi, küçüldü ve sadece taş kısmı kalana kadar katlanıp durdu. Şimdi elimde etrafı altın sarısı işlemeli, ortasında ise turuncu taşı olan bir tılsım duruyordu. Siyah kot pantolonumun cebine taşı sıkıştırdım ve esen rüzgarın yönünde yürümeye devam ettim. Diğerlerinden güçlerini alıp kurtulmanın bir yolunu bulmalıydım.

Tapınakların olduğu yere ulaşınca tanıdık sesler duydum. Helena, "Bırakın. O benim bebeğim. O olmaz." diye bağırıyordu. Diğeri Yüce Marna'nın sesiydi, "Zamanı geldi. Doğması gereken çocuk doğdu. Şimdi çocuğu bana ver." diyordu. Bilgin ise "Bu ne demek? O daha yeni doğdu. Doğuşu nasıl birileri tarafından beklenebilir. Buna izin veremem." demişti. Uzaktan onları görebileceğim bir yere geçince başımdaki ağrı ile yerime çakıldım. Burada olmamalıydım ama neler olduğunu da öğrenmeliydim. Helena, "Hayır!" diye bağırdı ve kılıcını çekerek Marna'ya doğru tuttu. Marna tek bir el hareketiyle Bilgin ve Helena'yı tapınağın duvarına yapıştırdı ve "Zamanı geldi. Artık huzura kavuşabilirim." diyerek elindeki bebekle uzaklaştı ve kısa bir süre içinde hiçliğe karıştı.

Başımın ağrısı geçmiş, üzerime bir ağırlık çökmüştü. Beni isteyerek bırakmamıştılar. Onlardan alınmıştım. O zaman neden yalan söylediler? Bilmemem gereken şeyleri öğrenmenin verdiği ağırlık yerini aslında terk edilmemişliğin verdiği bir hafifliğe bırakmıştı. Tapınağın kenarındaki turuncu pelerini giyip yüzümü örttüm ve diğerlerine saklanmalarını söyleyerek Helena ve Bilgin'in yanına gittim. İkisi de duvarın kenarında baygındı. Turuncu suyu yüzlerine dökerek onları uyandırdım ve "Yüce Marna nereye gitti?" diye sordum. Bilgin şaşkınlıkla yerden kalkarak, "Kim?" diye sordu. "Az önce bebeğinizi götüren yaşlı nereye gitti?" diye tekrarlayınca Helena ayağı kalkarak, "Anlamadım. Bebeğimiz güvende ve olması gereken yerde siz kimsiniz?" diye sordu. Bir bu eksikti ikisinin de hafızasıyla oynamış anılarını değiştirmişti. Nereye gittiğini biliyordum hemen Svarlas çocuklarının kaldığı sığınaklara doğru yola çıktım. Şubat yanıma gelerek, "Şimdi nereye?" diye sordu. Gözlerimi kapattım ve "Soru sormayı kesin." dedim. Tahammül sınırlarımı aşıyorlardı.

Mor dağlara doğru hızla tırmanırken gözümü bürüyen öfkenin tüm bedenimi sardığını hissediyordum. İntikam dürtüsü çoktan harekete geçmiş, fikirlerimi değiştirmeye başlamıştı. Önce o lanet olası Marna'yı bulup dersini verecektim sonra ise herkesi kurtarmanın bir yolunu bulup Muhafızlara haddini bildirecektim.

DÖNGÜ 3 / ZAMANIN MUHAFIZLARI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now