Bölüm 42

236 12 3
                                    

3 ay sonra

Kafenin bahçesinde Doruk ile tartışan Berk: "Anlamıyorum bro, adam yıllar sonra geldi bir ara göründü ortalığı karıştırdı ve tekrar yok oldu. Niye ya niyee!" Doruk: "Belki de gitmesi daha iyi oldu be kardeşim!" Onların yanına gelen Ömer: "Daha mı iyi oldu? Peki giden kişi neden bir açıklama yapmadan gidiyor kardeşim he! İnsan bı açıklama yapar de mi?" Doruk: "Sen de haklısın ama Ayşe giderken sana açıklama yapmadı mı?" Ömer: "Yaptı, yaptı da... Sence bu bana yetti mi? Tamam annesinin işi nedeniyle yurt dışına gitmek zorunda kaldı ama benden bizden vazgeçip de gitti. Benden ayrılıp öyle gitti..." Berk: "Sen gene şanslısın bro, bak benim babam rüzgar gibi geldi, esti geçti ve geldiği gibi de habersizce çekip gitti." O sırada onların yanına yanaşan Asiye, Doruk'un yanına yanaşarak "Ama baban sayesinde bizim ailemiz büyüdü be Berk. Evet baban iyi bir adam değil ama onun sayesinde yıllardır varlığını bile bilmediğimiz halamıza kavuştuk. Hem artık hep bir aradayız, de mi?" Berk: "Yani orası öyle de ne bileyim be baldız insan babasının yanında olmasını istiyor." Asiye, yüzü buruk: "Bilirim o hissi ama sen söyle düşün şimdi yanında o kötü adamın olmasından daha iyi bir şey varsa o da o adamın iyi hallerinin zihninde yer edinmesidir. Emin ol. Hee bu arada benim bir adım vardı, hatırlatayım. Adım Asiye." diye gülerken kafeye yaklaşan kişi selam verdi onlara "Naber millet, nasılsınız?" Doruk: "İyiyiz, Süsü. Sen nasılsın? Hangi rüzgar etti seni buraya?" Süsen: "Talya ile buluşacaktık da burada buluşma kararı aldık malum sebeplerden dolayı." diyerek içeri girerken Berk sadece kendileri duyacağı şekilde "Biliyorum ben o malum sebebi, Ömer için geldim Talya'yı zorlayıp demiyor da Talya ile Mazlum'u bahane ediyor." Ömer: "Yok be oğlum, Süsü öyle yapmaz bence." Asiye: "Valla ben bu konuda Berk gibi düşünüyorum ikizim. Bak gör bu kız yakında sana açılır, ikizim dedi dersin." diyerek girdiler içeri.

Kafenin içerisi gene neşe saçıyordu; Talya ve Süsen kenarda sohbet ederken Asiye ve Doruk akşam için prova yapıyorlardı kenarda. Ömer, Oğulcan ve Melisa masalarla ilgilenirken Mazlum ve Kadir de paketten geri gelmişlerdi. Kadir, içeri girdikten sonra "Burada birileri eksik Aybike ile Berk nerede?" diye sorduğu sırada mutfaktan ellerinde birer tabak kurabiye ile Berk ve Aybike çıktı. Ama bir tartışma içerisindeydiler. Berk: "Bak senin dediğin gibi olmaz Aybik, öyle tadı tuzu olmaz o kurabiyelerin." Aybike: "Ben olur diyorsam olur, hem kurs hocama da attım resmini çok beğendi." Berk: "Gülben hocaya bende benimkinin fotosunu attım, benimkini de çok sevdi ama önemli olan görüntü değil lezzet tatlım lezzet. Sen baktın mı seninkinin tadına, ben baktım benimki çok güzel." Aybike: "Benimki de çok güzel bı kere Allah Allah!". Bu tartışmaya son vermek isteyen Kadir: "Gençler bu ne ya, bir sakin olun. Derdiniz ne anlatın ki biz de çare bulalım." Melisa: "Aynen, sorun ne?" Berk: "Sorun şu ki kurs ödevimiz için birer tane kurabiye yapmamızı istedi hocamız, yeni bir şeyler. Bizde yaptık." Ömer: "Ee tamam ne var bunda, neden tartışıyorsunuz?" Aybike: "Söyle ki Berk vegan bir tarifi denerken bende tamamen sağlıklı besinler içeren bir tarif denedim. Özellikle de Ayşen ninenin yemek listesine uyacak şekilde. Biliyorsunuz bu aralar daha da dikkat etmesini söylemiş doktor. Ama Berk efendi benim yaptığım kurabiyenin lezzetli olmayacağını söylüyor. Kendisininkine bakmadan." Berk: "Allah aşkına hangimizinki daha lezzetli olmuş bir bakar mısınız?" Aybike: "Aynen ya. Bir tadına bakın da şunların görsün birileri kiminki daha lezzetli." diye birbirlerine sinirle bakan iki sevgilinin arasına giren Asiye: "O zaman şöyle yapıyoruz arkadaşlar. Sırayla kurabiyeleri tadil bir sonuç elde ediyoruz sonra da siz kursunuza gidiyorsunuz. Okey mi?" diyerek diğerlerinden de onay alarak tadım aşamasına geçip herkes tadım yaptıktan sonra ortak bir karara vararak bu kararı açıklamaya başladılar. Kadir: "Şu anda bu ekibin en büyüğü olarak sözü alıyorum gençler. Hepimiz ikinizin de kurabiyesini teker teker tattık. Ve verdiğimiz ortak karar şu ki ikinizin ki de çok lezzetli. Hem farklı hem de lezzetli." Ömer: "Alışılmışın dışında şeyler yapmışsınız ama her ikisi de çok lezzetli. Birbirinizin kurabiyelerini tadarsanız demek istediğimizi anlayacaksınız." dedikten sonra Ömer'in dediğini yapan ikili gerçekten de onlara katılmışlardı. Asiye: "Bu arada size şunu da söyleyelim. Verdiğimiz bir ortak karar var. O da şu ki sizin bu tarifleriniz eğer kurs hocanızın da onayından geçerse menüye eklemek isteriz." Aybike ve Berk şaşkınlıkla "Nasıl yani!" Mazlum: "Nasılı falan yok gençler. Bizim yeni tatlara ihtiyacımız vardı onları da sizler sayesinde bulduk gibi. İkimizde yaptığı kurabiyeler hem çok lezzetli hem de tam bizim aradığımız ürünler." Melisa: "Söyle ki sizler de biliyorsunuz artık artan müşteri sayımızdan dolayı farklı damak zevkine sahip ve farklı yeme alışkanlıkları olan birçok müşterimiz olmaya başladı. Özellikle vegan ve sağlıklı besin konusunda çok istek vardı. Sayenizde bu açığı kapatacağız. Kapatmaya da devam edeceğiz." diyerek konuyu tatlıya bağlayarak ikiliyi kursa gönderirken diğerleri de cafe işlerine devam etmişlerdi.
Kurs çıkışı soluğu gene kafede alan ikili hızlı bir giriş yaptıktan sonra müjdeli haberi verdiler diğerlerine. Aybike: "Gülben hoca ikimizinkine de bayıldı. Haftanın ürünü seçti her ikisini de. Anlayacağınız hocadan hocadan tam puan aldık." Kadir: "O zaman hayırlı olsun gençler. Artık ürünleriniz menüde yer alacak. Asiye o iş sizde düzenlemeleri falan halledin, tamam mı abicim?" Asiye: "Tamam abi, şu akşamı bir bitirelim yarın hallederim." Doruk: "O zaman müsadenizle biz artık sahneye çıksak saatimiz geldi de." Oğulcan: "Beş dakika beklesem be bro. Halam yoldayım dedi gelir şimdi. İşin gücün arasında sizi dinlemek nasip olmadı kadına. Anca bu akşam müsait oldu." Doruk: "Bekleriz tabi Oğulcan." derken cafeden içeri girdi Mehtap hala. İçeriyi süzdükten sonra çocukların yanına gelerek: "Ne güzel yermiş burası çocuklar, keşke daha önceden müsait olsaydım da o zaman gelseydim. Bak şimdi çok pişman oldum." Mehtap'ın geldiğini gören Şengül, yanlarına gelerek: "Sen bir de AsDor'u dinle de asıl pişmanlığı o zaman yaşa." Mehtap: "Yok artık bı de söz mi söylüyorsunuz gençler. Aferim size be. Neler kaçırmışım ben ya... Ama artık bitti. Hep buradayım inşallah." Doruk: "Herkes geldiğine göre artık biz gidelim de mi sevgilim. " diyerek her zamanki gibi el ele çıktı AsDor sahneye büyük bir alkış eşliğinde.
Eline aldığı mikrofon ile konuşmaya başladı Asiye: "Merhabalar herkese. Bizi bilenler bilir. Biz AsDor olarak sahneye çıkarken bazı alışkanlıklarımız vardır. Bunların birincisi her ne olursa olsun bu sahneye el ele çıkmak ve inmek, ikincisi ise şu anda olduğu müziğe geçmeden için bu geceyi anlamlaştıran konuşmayı yapmak. Bu gecenin anlamına gelecek olursak, bizler Saklı Bahçe ailesi olarak yıllardır birbirimizden habersiz olduğumuz halamıza kavuştuk. O yüzden bu gece onunda burada olmasının, bizleri ilk defa izlemesinin şerefine bu gece onun için söylemek istedik. Ayrıca halacım aldığım haberlere göre Barış Akarsu'yu çok severmişsin. Biz de çok severiz. O yüzden bu geceyi hem Barış Akarsu'yu anarak ona rahmet dileyerek hem de senin şerefine Barış Akarsu şarkısı ile açıyoruz." diyerek sandalyesine oturdu alkışlar eşliğinde. O sırada şarkıyı çalmaya başladı  Doruk. 

Penceremin perdesini (A)
Havalandıran rüzgar (A)
Denizleri köpük köpük (A)
Dalgalandıran rüzgar (A)
Gir içeri usul usul (A)
Beni bu dertten kurtar (A)
Gir içeri usul usul (A)
Beni bu dertten kurtar (A)
Yabancısın buralara (D)
Nerelerden geliyorsun (D)
Otur dinlen başucuma (D)
Belli ki çok yorulmuşsun (D)
Bana esmeyi anlat (A-D)
Bana sevmeyi anlat (A-D)
Bana esmeyi anlat (A-D)
Esip geçmeyi anlat (A-D)
Anlat ki çözülsün dilim  (A)
Ben rüzgarım demeliyim (A)
Rüzgarlığı anlat bana (A)
Senin gibi esmeliyim (A)
Anlat ki çözülsün dilim (D)
Ben rüzgarım demeliyim (D)
Rüzgarlığı anlat bana (D)
Senin gibi esmeliyim (D)
Bana esmeyi anlat (A-D)
Bana sevmeyi anlat (A-D)
Bana esmeyi anlat (A-D)
Esip geçmeyi anlat (A-D)

~BÖLÜM SONU~

Öncelikle herkese merhabalar. Uzunca bir süredir aranızda yoktum. Yeni bölüm yükleyemedim. Benden bölüm istemenize rağmen bir şeyler yazamadım.
Çok üzgünüm çok yoğun bir okul dönemi yaşıyordum. Hala da yaşıyorum. Sizlere final haftamın ortasından sesleniyorum.
🤭
Kendimi açıklamam bu kadar yeter diye düşünüyorum. Şimdi hikayemize geçelim.
🐣
Son bölümde aramıza Mehtap hala katıldı. Artık o da bizden. Aradan biraz zaman geçti ama olsun. Tabi bu arada Ayşe karakterini de çıkardım hikayeden. Dizi ile aynı ilerlemeyecektim ama garibime gitmeye başladığı için böyle bir değişiklik yaptım. Tabi bir de Resul Özkaya var. Bence onun daha hikayemize asıl oalrak girmesine biraz daha zaman var.
😉
Yorumlarınızı, oylarınızı ve eleştirileriniz bekliyorum.
🕊️
Oy veren ellerinize ve okuyup yorulan gözlerinize sağlık.
🤍

İçimizde SaklıOnde histórias criam vida. Descubra agora