Bölüm 7

983 50 1
                                    

Yazarın ağzından...
Doruk için o gün bitmek bilmemişti. Melisa'yı köşeye çekip sorsa kesin bir şeyler belli ederdi ikizi. O nedenle eve gidene kadar sabredecekti.
Nihayet Doruk'un beklediği çıkış zili çalmıştı. Doruk hemen toparlanıp Melisa'ya "Hadi Melisa, eve gidelim." diyerek çantasını alıyordu ki Melisa: "Ben eve gelmiyorum ki abi! Aybikelerle ders çalışacaz." Oğulcan: "Evet. Melisa bizle kafeye geliyor. Bize ders çalıştıracak." Doruk: "Ne çalışacaksınız?" Melisa: "Niye sordun ki? Sen öyle çok  takmazsın ki dersleri." Doruk hafiften Asiye'yi keserek "Belki şimdi çok takasım geldi." Ömer: "Trigonometri çalışacaz Doruk. Napcan sen de mi gelcen?" Doruk: "Aa ne güzel olur! Eksiğim de vardı. İyi olur. Hadi ben de geliyim sizle." diyerek zorla peşlerine takılmıştı. Ömer'in değişik bakışları altında "Sırf seni biraz daha tanıyabilmek için bana dersi bahane ettirdin ya asi kız" diye aklından geçiriyordu Doruk.
Okulun bahçesine indiklerinde arabaya yönelen Doruk "Hadi atlayın gidelim kafeye." demişti. Ömer "Gerek yok sarışın. Kafe şurada zaten. Ama incineceksen buyur bin git." Doruk: "Yok ya ben ondan değil şeyden dedim öyle..." Aybike: "Boşver açıklama yapmana gerek yok Doruk. Ömer takılıyor sana." diyerek kafenin yolunu tuttular.

Kafeye geldiklerinde Doruk ilk başta çok şaşırmıştı. Onun bu halini fark eden Ömer "Ne oldu beğenmedi mi paşamız?" Doruk: "Yok öyle değil. Sadece buradaki 3. yılım ama burayı ilk defa görüyorum. Keşke daha önce fark etmiş olsaydım. İnsana değişik duygular katıyor burası." diyerek içeri girdiler. Kadir, çocukların geldiğini görünce kasadan kalkıp yanlarına gitti "Hoşgeldiniz çocuklar. Ee bugün nasılsınız bakalım?" Oğulcan: "Valla kurt gibi açım ay... açız Kadir abim." Aybike: "Oğulcan!" Kadir: "Tamam. Ben hallederim o işi. (Doruk'u dönerek) Bu arkadaş kim?" Doruk: "Ben Doruk. Melisa'nın ikiziyim. Ders çalışacaklarmış da benim o konuda eksiğim var o nedenle gelmek istedim." Kadir: "Hoşgeldin. Ben de Kadir. Asiye ve Ömer'in abisiyim. Hadi siz geçin her zamanki yere ben de size bir şeyler hazırlayayım." Asiye: "Dur abim ben de yardım edeyim sana." Kadir: "Sen geç dersini çalış bitanem ben hallederim. Hadi." Asiye: "Yok abim. Ben biliyorum o konuyu, eksiğim yok. Ben sana yardım edeceğim bugün. Hem Zehra Teyze de izinli bugün. Hadi  mutfağa geçelim. Birazdan müşteriler de artar. Hadi." diyerek onlar mutfağa, çocuklar da her zamanki masalarına geçmişlerdi. Konuşmaları duyan Doruk içinden "Sen dersi bahane et birlikte zaman geçirmek için. Kız, çalışkan çıksın. O konuyu bildiği için de birlikte ders çalışamayın. Bende ki şansa bak." diyerek oturdu masaya.
Kadir'in getirdiği atıştırmalıklarla ders çalışıyordu çocuklar Asiye ve Doruk hariç. Asiye abisine yardım ediyordu, Doruk ise ders çalışıyormuş gibi yapıp sürekli Asiye'yi izliyordu. Durumu fark eden Melisa sürekli abisine vurarak diğerlerinin bu durumu anlamamasını umuyordu.
Saat ilerlemiş kafede de hiç müşteri kalmamıştı hesabı kapatıp temizliği yapan Kadir "Hadi çocuklar bugünlük bu kadar. Sonra gene devam edersiniz. Saatte geç oldu. Hadi bakalım." Aybike saatine bakarak: "Valla ya saat ne hızlı ilerlemiş öyle. Hadi toplanalım gidelim. Sağol Melisa sayende eksiklerimiz teker teker kapanıyor." Melisa: "Ne demek. Her zaman. Hem bende sizinle birlikte ders çalışmış oluyorum işte. Ne güzel. " diyerek eşyalarını toparlayıp evlerine dağıldılar.

Atakulların Evi...
Akif: "Ooo... prens ve prensesimiz evlerine teşrif etmişler bakıyorum da. Hadi bu kız arkadaşlarıyla ders çalışacağını söyledi. Geç kalabilirim dedi. Peki siz paşam? Siz nerelerdesiniz bu saate kadar?" Melisa: "Belki inanmayacaksınız ama birlikteydik baba." Nebahat: "Nasıl kızım? Ama sen bugün o burslularla ders çalışacam demiştin. Yoksa çalışmadınız mı?" Melisa: "Yok annecim çalıştık. Şöyle ki Doruk'ta bizle birlikte ders çalıştı." Akif: "Nebahat kafamıza taş yağacak. (Doruk'a dönerek) Oğlum sen dersi sadece sınav zamanı çalışırdın ortalama notlar alır sonrada kitaplarını bir dahaki sınava kadar kapatırdın. N'oldu? Hayırdır inşallah!" Doruk: "Eksiğim vardı ki çalıştım baba. Size de çalışmasak suç çalışsak suç. Odama çıkıyorum ben, çok yorgunum." diyerek kaçmıştı Doruk odasına.
Duşunu alıp kendine gelen Doruk soluğu Melisa'nın odasında aldı. İkizi balkonunda oturmuş müzik dinliyordu. İkizini görünce şaşırdı Melisa: "Hayırdır. Bugün de sürekli benlesin. 9 ay aynı karnı paylaşmak yetmedi galiba." diyerek gülmüştü. Doruk: "Gülme kızım bir şey soracağım sana. Bunun cevabını şu anlık sadece sende bulabilirim." Melisa: "Sor bakalım." Doruk: "Şey Asiye... Yani..." Melisa: "Şimdi belli oldu senin karın ağrın. Tüm gün kızı izledin. Dersi de bahane edip sırf onu görmek için geldin de mi kafeye?" Doruk: "Yani evet. Ama boşver şimdi onu. Asiye neden böyle? Hep bi hüzünlü... Hele bugün gördüklerim..." Melisa: "Ne gördün ki?" Doruk: "Boş derste dışarı çıktım, arka taraftaki yerime giderken orada birinin olduğunu gördüm. Şarkı söylüyordu. Fark ettim ki şarkı söyleyen Asiye. Çok hüzünlüydü ve birden ağlamaya başladı. Şarkı bitince yanına gidecektim ama zil çaldı. Ne yanına gidebildim ne de bir şey sorabildim." Melisa: "Hangi şarkıyı söylüyordu?" Doruk: "Sezen Aksu ~ Küçüğüm'ü söylüyordu." Melisa: "Şimdi anlaşıldı ne olduğu." Doruk: "Ne anlaşıldı. Bana anlat ben de anlayayım." Melisa: "Bence hüzünlü olmasının ve ağlamasının tek nedeni anne-babasıdır. Sen bilmiyorsun tabi. Normalde kafeyi Asiye'nin anne babası işletiyordu. Hatice abla ve Veli abi. Hatice abla bir güzel yiyecekler yapıyordu var ya Sema (evlerindeki yardımcı) ablanınkilerden bile güzel. İşte sonra bir sabah onlar işe gelirken sokağın oradaki parkta bir adam bir kadını dövüyormuş. Dayanamamış Asiye'nin babası müdahale etmek istemiş, ikna etmeye çalışmış adamı. Ama adam sinir krizi geçirmiş, silahı da varmış. Çıkarmış ateş etmiş. O kadını ve Asiye'nin anne-babasını vurup kaçmış. Hastaneye kaldırmışlar ama kurtaramamışlar. Asiye aynı gün hem annesini hem de babasını kaybetmiş. İşte sonra abileri okulunu bırakıp işin başına geçmiş falan. Bu kadar biliyorum ben de." . Melisa bunları anlatırken ağlamıştı, Doruk ise gözleri dolu dolu ikizini teselli etmişti.
Melisa kendine gelip "Bak sakın o kızı üziyim deme. Zaten çok kötü şeyler yaşamış kaldıramaz daha fazla. Evet o çok güçlü bir kız ama herkesin de bir sınırı vardır. Lütfen onlara karşı temkinli ve sakin ol. En azından ben öyle yapıyorum." Doruk: "Anladım tamam. Şimdilik sadece tanımaya çalışıyorum zaten. Hem ben öyle yapıyorum derken. Sen kime yaklaşmaya çalışıyorsun ki?" Melisa: "Ben kime yaklaşacam ya. Yok öyle bir şey." diyerek uykusunun geldiğini söyleyip abisine iyi geceler deyip odasından göndermişti.
Doruk odadan çıkarken kendi kendine "Ben görmedim sanki senin o Kadir denilen abilerine nasıl baktığını. Hadi hayırlısı bakalım" diyerek odasının yolunu tutmuştu.

~BÖLÜM SONU~
Herkese merhaba bu bölüm diğerlerine göre biraz daha kısa oldu ama napalım bu da böyle olsun🌹
Oylarınızı ve her türlü yorumunuzu bekliyorum...
Yeni bölümler yazılıyor ve zamanla yüklenecek...
Hepimize bol bol #Kardeşlerim li günler dilerim... Rüyanızda onları görmeniz dileğiyle 🌼🙏🕊️

İçimizde SaklıWhere stories live. Discover now