•1•

10.6K 219 9
                                    


Gözlerimin gelen bildirim sesi ile açtım. Yavaşça yastığının altını yokladım,elime gelen silahın yanından telefonu aldım. Saat 5.30 tarih 14 Mayıs... Derin bir iç çektim ve günler öncesinden hazırladığım planları işe ve koyabilmek için yataktan kalkıp banyoya yöneldim. Duşta kalbim çarpıntı yapmaya başladı, muhtemelen fazla kafeinden olmuştu.

İşimi hallettikten sonra gardıroptan siyah bir tişört ve kot bir pantolon aldım. Bugünkü planım aklıma gelince elimdeki kıyafetleri giymekten vazgeçip dolabın en altındaki raftan sadece triko bir elbise alıp üzerime geçirdim. Aynaya bakıp hazır olduğuma kanaat getirince çantamı alıp kısa koridorda ilerledim. Vestiyere ulaştığımda dolabı açıp kırık beyaz spor ayakkabılarımı bir elime alıp diğer elime ise askıda asılı olan arabamın anahtarını alıp evden çıktım.

 Vestiyere ulaştığımda dolabı açıp kırık beyaz spor ayakkabılarımı bir elime alıp diğer elime ise askıda asılı olan arabamın anahtarını alıp evden çıktım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Elbiseyi böyle düşünülebilirsiniz,sadece aklınızda daha iyi canlanması için bırakıyorum.)

•••

Yarım saatlik yolun ardından tanıdık çiçekçinin önünde arabamı park edip indim. İçeriye girdiğimde içerisi oldukça sessizdi. Yavaş yavaş etrafımdaki çiçeklere bakınırken arkamdan gelen Berfe'nin sesiyle o tarafa yöneldim.

- Hoşgeldin Umay Abla. Yüzünü gören cennetlik ha.
- Hoşbuldum Berfe,biliyorsun durumları ev yüzü gördüğüm bile yok.
- Şaka yapıyorum Abla,sende haklısın. E-e nasılsın iyisindir inşallah? A-a dur ben hemen bir kahve sipariş edeyim,demesiyle hemen karşı çıktım.
-Hayır hayır, işim var şuan. Başka zamana alacağım olsun,deyip göz kırptım.
-Tamam bakalım öyle olsun,dedi. Bunun üzerine küçük bir tebessüm yollayıp söze girdim.
-Bana bugün en kısa süre içersinde 350 beyaz zambak hazırlayabilir misin? Gönderileceği yerler ve eklenecek notları mesaj olarak atarım ben sana, yüzünde buruk bir tebessümle cevap verdi.
-Tabi hazırlarım ablam, mesajı atmana gerek yok. Geçen gönderdiklerin hâlâ duruyorlar,ı-ı şey bir şey sorabilir miyim? Konuşma tarzından ne diyeceğini az buçuk anlamıştım ama başımla onayladım,
- O'na çiçek gönderecek misin Abla?Tamda taghmin ettiğim gibiydi,derin bir iç çekerek kafamı olumsuz anlamda salladım. Bunun üzerine sessiz kaldı. Ödemeyi yapıp vedalaştıktan sonra oradan ayrıldım.

Umarım bu çiçekler o annelerin evlat hasretlerini bir nebzede olsa dindirirdi, umarım... Hayat böyleydi işte;kimisinin annesi olmaz kutlayamaz,kimisin evladını kara toprak bağrına basmıştır,kimisi ise kalbinde öldürmüştür birbirlerini...

•••

Şimdiki rotam ise yetimhaneydi. Hiçbirini karnımda taşımadığım onlarca çocuğum olmuştu bu dört yılda. Hepsi birbirinden güzel kalplere sahipti ki.. anlatamazdım bunu kelimelerle.

Kafamdaki bir dolu düşünce eşliğinde geçen yolun ardından binanın otoparkına arabamı park ettim ve indim. Girişte güvenliğe selam verip içeriye doğru adımladım. Geleceğimden yurt müdürü Azra Hanım'ın haberi olduğu için beklemeden içeriye geçiş yapmıştım.

İNTİZAR(VATAN AŞIKLARI)Where stories live. Discover now