27.Bölüm/Final💫

199 15 17
                                    

~İki Yıl Sonra~
Zamanın külleri değdi üzerimize. İki yıl önce Hector böyle demişti bana. Bu cümleyi kullanarak evlenme teklifi etmişti. Eşofmanlarıma ve kırmızı yüzüme rağmen gidip gelinlik almıştık. İki ay sonra da evlendik. Muhteşem bir gündü ama eksiklerimiz vardı. Babamın kolunda gitmek isterdim Hector'un yanına. Annemin yaşlı gözlerle bizi izlemesini isterdim. Yine de yoklukları orada olmadıkları anlamına gelmezdi. Onlar oradalardı. Kalbimizde yaşıyorlardı ve biz yaşadıkça yaşamaya devam edeceklerdi. Düğünde çok eğlendik. Bütün arkadaşlarımız ve akrabalarımız oradaydı. Carmen çok güzel olmuştu. Çok mutlu görünüyordu ama içten içe üzüldüğünü görebiliyordum. Rüyalarında Milas'ı sayıklıyordu hâlâ. Birçok kez şahit olmuştum. Düğünden sonra Carmen ayrı eve çıkmak istedi ama Hector ve ben buna izin vermedik. O, bana ailemden kalan tek şeydi. Onu yalnız bırakamazdım. Evimizdeki odasında kalmaya devam ediyor şimdi. Biz ayrı bir odaya geçtik. Üçümüz çok mutluyuz ve çok güçlüyüz. Yoksa dördümüz mü demeliydim? Evet, yakında bir bebeğimiz olacak; kızımız. Doğum çok yakın ama yine de erkenden kalkıp giyinmeye başladım. Bugün biricik kardeşim Carmen'in on sekizinci doğum günü. Ona öyle bir hediye hazırladım ki ömrü boyunca unutamayacak.

Hafif aralık kapı açılınca aynadan kimin geldiğine baktım. Carmen gözlerini ovuşturarak yanıma geldi. Esnerken üzerimdeki elbiseye bakıyordu. Gülümsedim.
"Abla, dışarısı çok soğuk. Hasta olacaksın. Hem bu saatte nereye gideceksin ki? Hector abi uyuyor mu?"
Aynadaki siyah elbiseme bir kez daha göz gezdirip ona döndüm. Doğum gününü unutmuş muydu?
"Bugün ayın kaçı?" Dedim karışmış kızıl saçlarını düzeltirken. Bir kez daha esnedi.
"Bugün cumartesi. Senin yere düşürdüğün şey yüzünden uyandım ve bu uykulu hâlimle beynimi çalıştırmam gereken sorular soruyorsun."
Bu haline güldüm. Çok komik görünüyordu. Yüzüme büyük bir gülümseme yerleştirdim.
"On sekiz oluyorsun, Carmen! Bugün doğum günün."
Bir an tepkisiz kaldı. Sonra bir şey hatırlamış gibi gülümsedi. Kalkıp bana sarıldı. Ben de ona sarıldım.
"Benim için parti yapacaksınız değil mi? Onun için giyiniyorsun."
Ayrıldığımızda onu alkışladım.
"Aferin uykulu Carmen'e. Doğru bildin."
Etrafında döndü. Daha sonra odasına koşturdu. Ne giyeceğim ben diye söylenirken gülüyordum. Derken birden karnıma keskin bir ağrı girdi. Yüzüm kasılırken kendimi yanımdaki yatağa bıraktım. Dişlerimi birbirine bastırıp sancının geçmesini bekledim. Sancı git gide artarken birbirine bastırdığım dudaklarımdan bir ah sesi çıkıverdi. Hector hemen odaya girdi ve yanıma geldi.
"Ne oldu Arven? Sancın mı var? Neden ah dedin?"
Panikle bana bakarken elini alnıma koydu. Bileğimden nabzıma baktı. Ağrıma rağmen onun bu telaşlı haline güldüm. Gece pek uyumuyordu ve birazcık uyusa bile hemen uyanıp iyi olduğumu kontrol ediyordu. Birkaç kez uyandığımda onun beni tedirgin gözlerle izlediğini görmüştüm. Ağrım hafifleyince derin bir nefes aldım.
"İyiyim, sevgilim. Arada böyle sancılar oluyor ama doktor normal demişti ya. Hem sen neden bu saate kadar uyudun?" Dediğimde alnını kaşıdı.
"Gece uykum kaçmıştı da."
Güldüm.
"Yine beni izledin değil mi?"
Başını sallayıp yanıma oturdu ve elimi avuçlarının arasına aldı. Bana aşkla bakıyordu.
"Gece ben uyurken sana bir şey olacak diye ödüm kopuyor. Uykum kaçıyor ve ben de senin nefes alıp verişini izliyorum."
Gülümseyip başımı omzuna yasladım. Mutlulukla içimi çektim.
"Çok az kaldı. Yakında kızımızı kucağımıza alacağız. Hâlâ adını ne koyacağımıza karar veremedik." Dedim ve güldüm. Hector elime minik bir öpücük kondurdu.
"Benim bir fikrim var aslında. Zamanı gelince öğreneceksin. Bu arada Carmen'e hediye olarak o çok beğendiği etekle kazağı aldım. Çok sevinecek. Tabi senin hediyene sevindiği kadar sevinmez ama yine de idare eder bence."
Aklıma hediyem gelince dudaklarım yukarı kıvrıldı. İki yıldır denediğim şeyi nihayet başarmıştım. Aklıma dolan anıların beni ele geçirmesine izin verdim.

LAVINIA~Zamanın KülleriWhere stories live. Discover now