13.Bölüm💫

106 15 5
                                    

Gece ne kadar uyumaya çalışsam da bir türlü uyuyamadım ki bunun tek nedeni Carmen ve Hector'un bütün planımızı mahvetmeleriydi. Düşünceler zihnimi istila etmişken uyumam pek olası değildi zaten ama yine de denemiştim. Uyumayı denemekten yorulduğumdaysa yatakta doğrulup sırtımı duvara yaslamıştım ve yağan yağmurun sesini dinlemiştim. Ne yapacaktık şimdi? Aphrodite ve Leonidas ile arkadaş olamazsak bilekliği almak için hırsızlık mı yapacaktık? Üstelik bu seferki bileklik daha değerli gibiydi. Evlilik hediyesi... Nora'nın annesinin kolyesi de değerliydi ama bu farklıydı. Yerine başka bir bileklik koymak kötü hissettirecekti. Gün ışıyana dek düşünceler içinde oturdum. Güneş doğduktan kısa bir süre sonra Carmen odama girdi. Konuşmadan gelip yanıma oturdu. Mevsim bahar olsa da bütün gece yağmur yağdığı için içerisi soğumuştu ve ben büzüşmüş bir şekilde oturuyordum. Carmen yatağın ucundaki örtüyü alıp omuzlarıma koydu. Örtüyü açıp beni sarmasını sağlayınca bu kez tam karşıma oturdu. Bakışlarım ellerimdeydi.
"Özür dilerim abla. O çocuk çok canımı sıktı. Dediklerini sen de duydun. Hem ben sinirlenince dayanamıyorum. Sana bu özelliğimi hiç göstermedim. Biz hiç kavga etmedik zaten. Planımızı mahvettim ama Hector abi de mahvetti."
İçimi çektim. Hector o adama niye yumruk attı bilmiyordum. Üstelik birlikte sarhoş olma kuralımızı da çiğnemişti. Ben boğazım kurumasına rağmen hiç şarap içmemiştim. O ise ayakta zor duruyordu. Örtünün ipleriyle oynamaya başladım. Konuşmak istemiyordum.
"Benim canım sevgilim nasılmış bakalım?"
Hector içeri girip bana sarıldı ve yanağımdan öptü. Ona tuhaf tuhaf baktım.
"Şaka mı yapıyorsun? Dün olanları unuttun mu hemen?" Dediğimde kaşlarını çattı. Hatırlamış olacak ki yüzünü buruşturdu. Nefesini dışarı verdi sıkıntıyla.
"O lanet olası adamı unutmadım elbette. Leonidas olmasaydı onu sağlam dövecektim. Dediklerini duysaydın..."
"Ne demiş olabilir ki? Bir plan yapmıştık. Her şeyi berbat ettiniz. Şimdi o taşı nasıl alacağız?"
Hector elini sinirle saçlarının arasından geçirdi ve olayı anlatmaya başladı.
"Şarap içiyordum ve adamlardan biri bir kadın hakkında konuşmaya başladı. Hoş olmayan sözlerdi. Kime bakıp konuştuğunu görünce sinirlerim tepeme çıktı. Sana bakıyordu. Senin ne kadar güzel olduğun hakkında zırvalıyordu. Onu orada öldürmediğim için pişmanım." Dedi hararetli bir şekilde. Dediklerini düşündüm. Her ne kadar bir planımız olsa da biri yanımda Hector'a beğeniyle bakıp yorum yapsa ben de o kadına saldırırdım. Yatağa uzandım tekrar.
"Biraz uyuyacağım." Dediğimde Carmen ve Hector iki yanıma uzandılar. Çok geçmeden uykuya daldım.

Biri saçlarımı okşuyordu. Bir şeyler mırıldanıp sağa döndüm. Saçlarımı okşayan kişi bu kez beni kendisine çekip sarıldı. Kokusu burnuma dolduğunda Hector olduğunu hemen anladım.
"Seni affetmedim hâlâ. Bensiz sarhoş oldun." Dedim uykulu sesimle. Gözlerimi yavaşça açtığımda tam yanımda yatan Hector'un koyu kahverengi gözleriyle buluştu bakışlarım. Elini yanağımda usulca gezdirip boynuma yerleştirdi. Bakışlarında aşk, minnet ve samimiyet vardı.
"Sarhoş olmayı planlamamıştım. Biraz içip bırakacaktım. Şarap çok keskinmiş. Normalde o kadar içmeyle sarhoş olmazdım. Özür dilerim Lavinia'm. Affet beni."
Affet beni derken ses tonu yumuşamıştı. Daha fazla dayanamayıp gülümsedim. Ona uzun süre kızgın kalamıyordum zaten. Birbirimize bakarken kapı açıldı ve Carmen boğazını temizledi.
"Bölüyorum ama bugün biraz alışverişe çıksak iyi olacak. Çok az yiyecek kalmış. Belki Aphrodite ile karşılaşırız. Düzgünce özür dileriz."
Carmen'in dediklerine başımı salladım ve Hector ile aynı anda yataktan kalktık.  Kırmızı bir elbise giyip alt kata indim. Carmen sebzeleri doğrarken Hector, kazanın başına oturmuş içindekilere bakıyordu. Ben de hemen doğranmamış sebzeleri doğramaya başladım.
"Bunlar son yiyecekler. Birazdan pazar yerine gitmeliyiz." Dedi Carmen alnındaki saçlarını geri çekerken. Haklıydı. Aklıma dünkü balıklar gelince canım yine balık çekti. Biz de akşama balık yiyebilirdik. Profesörler bolca drahmi vermişti bana. İstediğimiz her şeyi alabilirdik. Birlikte hızlıca kahvaltı ettik ve pazar yerine gitmek üzere evden çıktık.

LAVINIA~Zamanın KülleriWhere stories live. Discover now