Herkes Hope'tan kaçıyordu . Etrafta büyük bir kaos hakimdi . İnsanlar bağırıp kaçışıyorlardı .
Bazıları telefonlarına sarılmış gizlice Hope'u çekiyorlardı .
Bazıları ise polisleri arıyordu .
Hope sakin bir şekilde yürümeye devam etti .
Her attığı adımda yaydığı aura daha da artarken ellerini kaldırdı .
Önündeki dev gibi binalardan birine yöneldi . Ellerini çevirip önünde ters bir şekilde birleştirdi . Ardından da hızlıca geri çektiği gibi bina tam ortadan ikiye ayrıldı .
Parçaları etrafa yayılırken yarılan bina yandaki binaların üstüne düştü .
Hope hiç beklemeden ayağını sertçe yere vurmasıyla yerden yayılan kırmızı aura etrafındaki kaçan tüm insanlara ulaştı ve hepsini yere serdi .
Kanlar içinde kalan insanların kokusu onu daha da cazip ederken istemsizce kahkaha attı .
Ellerini havaya kaldırdı , kan ve yıkımın yayıldığı şehrin meydanında kendi etrafında döndü .
"Lütfen , yardım edin !"
Durdu ve sesin geldiği yöne baktı . Bir kişi hayatta kalmayı başarmıştı .
Oraya doğru gitti ve beton duvarın altında kalan bedene baktı .
O bir mutanttı ...
Kafasında yükselen sesle acıyla ellerini saçlarına götürdü .
'Kurtar onu !'
Hope derin bir nefes aldı ve ellerini saçlarından çekti .
Beton duvarı tuttu ve hiç zorlanmadan kenara fırlattı .
Yirmili yaşlarda olan bir erkekti bu ...
Kanın kokusu burnunu delerken istemsizce dişleri çıktı .
Sertçe yutkunurken eğildi . Yeşil gözlü adam korkuyla Hope'a bakıyordu .
Hope adamın açık olan boynunda atan damara gözlerini dikmişti .
Başını yavaşça adamın boynuna indirdi . Ağzını açtı . Dişlerini tam adamın boynuna geçirecekken zihninde yankılanan Kai'ın sesiyle kendine geldi .
'Benden başkasının kanını içme..."
Dişleri normale dönerken kolunu hızlıca parçaladı . Ardından adamın itirazını beklemeden kolunu adamın ağzına dayadı .
Kanı adamın dudaklarından akarken adamın vücudu iyileşmeye başlamıştı .
Adam tamamen iyileştiğinde kolunu çekti ve ayağa kalktı .
Gökyüzünden gelen seslerle bakışlarını oraya çevirdi .
6 tane helikopter ona doğru yaklaşıyordu .
Hope ellerini iki yana açtığında hafifçe parmaklarını oynattı . Yerdeki beton parçalar havaya kalktığında Hope ellerini helikopterlere yöneltiği gibi tüm beton parçaları helikopterlerin içinden geçti ve havada büyük patlamalar oluştu .
Hava karanlık olmasına rağmen gündüz gibiydi .
Havadaki parçalar gürültülü bir şekilde yere düşerken Hope , Phoenix'in ona öğrettiği yöntemle gözlerini kapattı .
Öldürdüğü tüm bedenlere kendi aurosını yollarken Hope farketmesede arkasında büyük alevler içinde bir anka kuşu belirdi .
Ölen tüm bedenler canlanırken hepsi ayağa kalktılar .
YOU ARE READING
The Tribrid
FanfictionIzdırap... ...asla bitmiyor . Ve tüm acımın ortasında bir şiir hatırlıyorum , boşluğun içinde gerçeği fısıldayan Dostuma öfkelenmiştim . Öfkemi söyledim , geçti öfkem . Düşmanıma öfkelenmiştim . Dile getirmedim , büyüdü öfkem . Ve korkularla sula...