Kısım 2 : Bölüm 11

38 5 8
                                    

"Kocaman bir birliksiniz ama aranızda bir kişinin bile iyileştirme gücü yok mu!"

Kai'ın öfkeli bağrışlarıyla onu sakinleştirmeye çalıştılar .

"Aramızdaki şifacı bunun başka seviye bir zehir olduğunu söyledi ! "

Kai öfkeyle konuşan adamının boğazını tek eliyle tuttuğu gibi havaya kaldırdı .

Gözlerinden ateş fışkırıyordu .

"Hepiniz bir boka yaramayan bok parçalarısınız!"

Onları ayırmaya gelen bir kaç kişinin üstüne adamı fırlattığı gibi öfkeyle arkasına döndü ve yatakta yatan sevdiği kızın yanına gitti .

Yüzünden başlayan siyah damarlar yavaşça tüm bedenine yayılmıştı .

Kai derin bir nefes aldı ve gülümsemeye çalıştı .

Yatağın yanındaki sandalyeye oturup Hope'un elini tuttu .

Kızın buz gibi olan elini ısıtmak istercesine sımsıkı tutarken mırıldandı .

"Korkuyorum , Hope ..."

Gözünden bir damla yaş akarken burukça kızın yüzüne baktı .

"Lütfen beni yalnız bırakma..."







Erik , Charles'ı okula götürüp Strow'a emanet ettikten sonra kendi birliğine uçmuştu .

Yolda adamlarına haber vermişti . Çoktan cesetler toplanmış olmalıydı .

Şuan aklı çok karışıktı . Resmen tüm sevdikleri yine paramparça olmuştu .

Birliğine varır varmaz hızlıca Hope ve Kai'ın bulunduğu binaya girdi .

Adamları ona merakla bakıp soru sorarken onları duymamazlıktan geldi ve hızlıca bulundukları odaya girdi .

Hope yatakta üstündeki kat kat kalın battaniyelerle yatıyordu . Hemen yanında da Kai vardı .

"Durumu nasıl?"

Merak ve azıcık da olsun endişeli bakışlarıyla içeriye girdi . Çünkü Hope'un ölmeyeceğini biliyordu . Ona kaç defa bunun imkansız olduğunu anlatmıştı .

"Ölüyor ..."

Kai'ın mırıltılk çıkan sesiyle Erik kaşlarını çattı .

Koşarak yatağın başına geldiğinde yatan kızın yüzünü gördü .

"Aman Tanrım ..."

Şaşkınlıkla kıza bakarken ne diyeceğini bilemedi. 

"A-ama ... Ama Hope bize ölümsüz olduğunu söylemişti."

Kai bitap düşmüş bir hâlde yavaşça ayağa kalktı . Elleri arasındaki Hope'un elini yavaşça yatağın kenarına koydu .

Eğilip kızın kararmış alnından öptü . Dudakları buza değmiş gibi hissederken her zaman hissettiği sıcaklığı hissedememişti .

Gözünden dökülen yaşlar kızın yüzüne değerken yavaşça dudaklarını alnından çekti .

Eliyle göz yaşlarını temzilediği gibi yanındaki adama döndü .

"Her şey çok karışık ..."

Başını çevirip Hope'a tekrar baktı .

"O 3 varlığı da içinde bulunduruyor . Ama vampirliği daha etkili değildi çünkü vampir olmak için ölmek lazım..."

The TribridWhere stories live. Discover now