~ Yirmi Bir ~

5.1K 533 271
                                    

Keyifli okumalar olsun ❤️

Pazartesi sabahı ilk iş olarak hazırlanıp şirkete gitmiştim. Yeni kreasyonun piyasaya sürülmesinden önce yapılması gereken tonla iş vardı. Hem daha öncesinde bir lansman gecesi bile düzenlememiz gerekiyordu, ama ne yazık ki bunun için daha çok eksiğimiz bulunuyordu.

İşimi en iyi şekilde yapabilmek için canla başla çalışıyordum. Zaten şirketin çalışanları da benim bu çabamın farkında olacaklar ki, her konuda bana yardımcı olmaktan hiç çekinmiyorlardı.

Gittikçe işime de iş arkadaşlarıma da daha çok alışıyordum üstelik. Fakat patronluk taslamak hâlâ hamurumda yoktu. Şirketin sahibi olarak benim ismim geçse bile, sanki herkesle eşit şartlara sahip biri gibi davranmaya devam ediyordum ben. Gerektiğinde onlarla aynı masanın etrafında toplanıp çizim yapıyor, gerektiğinde ise morallerini yüksek tutmak adına şirkete elimde kahvelerle geliyordum.

Uzun bir zamandan sonra mutluydum ve artık bir amacım da vardı bu hayatta.

Canan babaannenin emanetine sahip çıkacak, onun adını tüm dünyaya duyuracaktım.

Saat öğlene yaklaşırken Mercan holdinge gitmesi gereken evrakları da yanıma alarak yola koyulmuştum.

Holding binasından içeri girerken ise içimde garip bir heyecan vardı. Murat'ın iş yerine ilk kez geliyor olmak mıydı bunun sebebi, yoksa başka bir şey miydi bilemiyordum. Yinede heyecanlıydım işte.

Danışmadaki kıza kendimi tanıtıp, Murat'ın ofisinin bulunduğu katı öğrendim. Asansörle yukarı çıkarken derin soluklar alıp vererek heyecanımı yatıştırmaya çalıştım. Sanırım söz konusu Murat olduğunda hiçbir zaman vurdumduymaz biri olamayacaktım. Tıpkı onun benim için hâlâ önemli olmasını engelleyemediğim gibi.

Asansörden inip sakin adımlarla Murat'ın sekreterinin yanına kadar ilerledim.

"Merhaba, ben Asel Bilgin. Murat Bey ile randevum vardı."

Karşımdaki kadın gülümsedi. "Hoş geldiniz Asel Hanım. Murat Bey şu anda bir toplantıda ama çok uzun sürmez. İsterseniz kendisini odasında bekleyebilirsiniz."

"Tabii, olur."

Kadının peşinden ilerleyerek çoğunluğu camlarla çevrili olan devasa büyüklükteki odadan içeri girdim. Gördüklerim karşısında neredeyse şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım.

"Size ne ikram edeyim?"

Gözlerimi kırpıştırarak, "Çay alırım," dedim.

"Tabii, buyrun oturun siz. Ben hemen geleceğim."

"Teşekkürler."

Sekreterin kapıdan çıkmasıyla odada yalnız kaldım. Çantamı ve elimdeki evrakları yanımdaki sehpaya bıraktım. Bakışlarım tekrar odanın içerisinde dolanırken duyduğum hayranlığı saklayabilecek gibi değildim. Odaya krem ve siyah renginde eşyalar hakimdi. Yumuşak halılar krem rengindeyken, eşyalar siyah-gri tonlarda seçilmişti. Her detay çok iyi düşünülmüştü.

Kendime engel olamayarak çalışma masasının arkasında kalan cam duvara doğru yürüdüm. Sonunda aşağı görecek kadar yakınlaştığımda istemsiz bir şekilde nefesimi tutmuştum. Manzara çok güzeldi. Murat gerçekten de zevkli bir adamdı.

Oda kapısının açılıp kapanma sesini duymamla irkilerek bir adım geri gittim.

"Çayınızı getirdim."

Murat'ın sekreterine dönerek gülümsedim. O da bana gülümseyerek bardağı Murat'ın masasına bırakmıştı.

"Teşekkür ederim."

Sandıklara Saklı Anılar ("Saklı" Serisi #1) - Tamamlandıحيث تعيش القصص. اكتشف الآن