~ On ~

4.1K 377 51
                                    

Keyifli okumalar ❤️

Ne kadar bir süre çöküp kaldığım koltukta ağlamaya devam ettim, bilmiyordum. Ama birden kendime geldiğimde daha fazla bu evde duramayacağıma emindim.

Kocamın ailesi beni istemiyordu!

Bu düşünce bile bu evden kaçıp gitmem için yeterli bir sebepti.

Hemen aceleyle yatak odasına yöneldim. Üstümdekilerden kurtulup ebeveyn banyosundan içeriye girdim. Kendimi duşun altına attığımda, gözyaşlarım da anında akan suya karışmıştı.

Hayatımın hiçbir döneminde bu kadar çok canımın yandığı bir an daha olduğunu hatırlamıyordum. Kimsesiz biriydim ama elimde olanlara daima şükreden bir yapım da vardı. Yani sahip olamadıklarım için hayıflanmazdım.

Tasasızdım. Demir'e de sıkça söylediğim gibi anı yaşamayı seven biriydim ben. Ama anı yaşamış olmak şimdi bana acı olarak geri dönmüştü.

Murat'ı tanımış, hatta ona âşık olmuştum. Anı yaşamak istediğim için de daha ailesini bile tanımadığım halde onunla evlenmiştim.

Suçluydum...

Çok sorumsuz davranmıştım. Yapmamalıydım. Murat'ı ve ailesini iyice tanımadan önce onunla evlenmemeliydim.

Fakat bu saatten sonra artık verdiğim hiçbir kararı değiştiremezdim de. Kendim etmiş, kendim bulmuştum. Kimseyi suçlamaya hakkım yoktu.

Duştan çıktıktan sonra kapının arkasında asılı olan bornozlardan birini üstüme geçirdim. Yatak odasına geri döndüğümde Murat'ı yüzünü avuçlarının arasına gömmüş bir şekilde yatakta otururken bulmuştum.

Israrla ondan tarafa bakmayı reddederek etrafa saçılmış giysilerimi toplamaya başladım. Tutkudan gözümüz o kadar dönmüştü ki, rahatsız edilmemek için arabadaki valizleri odaya çıkarmalarını bile istememiştik.

Elimdeki kıyafetlerimle tekrar banyoya geri döndükten sonra üstümü hızla giyindim. Hâlâ ıslak olan saçlarımı ise siyah lastik bir tokayla tepemde topladım.

Tekrar yatak odasına döndüğümde bir köşeye atmış olduğum kol çantamı elime aldım. Sandaletleri de ayaklarıma geçirdiğim sırada sonunda Murat'ın kısık ve endişeli sesini duydum.

"Asel, ne yapıyorsun?"

Ona doğru dönmeden soğuk bir şekilde, "Gidiyorum," dedim. Tam odadan dışarı bir adım atacağım sırada kolumda elinin dokunuşunu hissettim ama hâlâ inatla ondan tarafa bakmıyordum, daha doğrusu bakamıyordum. Eğer onun elâlarına bakarsam, kaybederdim. Bir kez daha ona yenilirdim. Ama şu an bu olmamalıydı. Duygularım mantığımın önüne geçmemeliydi.

"Ne demek gidiyorum? Nereye gidiyorsun?"

"Buradan uzak olsun da, neresi olduğu önemli değil!"

"Asel yüzüme bak," diyerek önüme geçti Murat. Sesi daha önce hiç olmadığı kadar kederli çıkmıştı.

"Çekil önümden Murat, lütfen çekil!" dedim gözlerim tekrar dolmaya başlarken.

Parmaklarının dokunuşunu çenemde hissettiğim an gözlerim kapandı. Etkisi altına girmem işte bu kadar kolaydı.

"Gözlerime bak, Asel. Gözlerimin içine bakarak benden gitmek istediğini söyle. Ancak o zaman gitmene izin veririm."

Kapalı göz kapaklarıma rağmen sol gözümden aşağıya bir damla yaş süzüldü. Ben ondan gitmek istemiyordum ki... Ben, Murat'ı haddinden fazla seviyordum. Ama istenmediğim bir evde de kalamazdım.

Sandıklara Saklı Anılar ("Saklı" Serisi #1) - TamamlandıWhere stories live. Discover now