~ Üç ~

4.6K 455 65
                                    

Merhabalar, yine ben geldim ❤
Şimdilik hikâyemizi çok okuyan olmamasına rağmen buraya gelmeden duramıyorum :)

Yeni kapak çalışmamızı gördünüz mü? Ben çok bayıldımmm... EsraaErcn canımın marifeti ❤❤❤

Keyifli okumalar dilerim ❤

Karşısında böylesine donup kalmamın sebebi neydi acaba? Gözlerinin güzelliği mi yoksa ilk kez benim farkımda olması mı? Ağzımı aralayıp bir şey söylemeye çalıştım bir süre, ama tek bir kelime bile çıkarmayı başaramamıştım dudaklarımın arasından. Beni hazırlıksız yakalamıştı. Hiç ummadığım bir anda benimle konuşmuştu.

Üstelik adımı söylemişti. Unutmamıştı!

Oysa dün geceyi hiçbir şekilde anımsamayacağından emindim ben.

"Bakar mısınız?"

Müşterilerden birinin bana seslenişi resmen kurtuluşum olmuştu. Esrarengiz müşteri bey hâlâ dikkatlice yüzüme bakarken, ben güçlükle de olsa bana seslenen müşteriye doğru ilerlemeyi başarmıştım. İçimden de kendi kendimi, 'Sakin ol Asel, abartılacak bir durum yok ortada,' diyerek sakinleştirmeye çalışıyordum.

Beni çağıran müşterinin de siparişini aldıktan sonra hızla mutfağa geri döndüm. Önce elimi hâlâ deli gibi çarpmakta olan kalbime götürdüm. Verdiğim bu tepki abartılıydı bence ama elimde de olan bir şey değildi nedense. Sanırım düşündüğümden de fazla kafaya takmıştım ben bu adamı. Bu yüzden benimle ilk iletişime geçme çabasında böylesine manyakça bir tepki veriyordum işte.

Bir süre sonra sakinleştiğime karar vererek önce diğer müşterinin siparişini hazırlayıp götürdüm. Bu arada bakışlarımı inatla ondan tarafa çevirmiyordum.

Zaten onun da benimle ilgilendiği yoktu. Tekrar kitabına gömülmüştü. Anlaşılan sadece dün geceki kabalığını telafi etmeye çalışmıştı ki bence başarılı olamamıştı. En azından bir özür duymayı beklerdim.

"N'aber Aselcik!" diyerek kafeye Demir damladı birden. Patron olmanın bazı faydalarını görüyordu tabii ki. Aslında sorumsuz biri değildi sadece bana fazla güveniyordu. Onu aratmayacağıma inanıyordu.

"Hoşgeldiniz patron hazretleri," dedim alayla. "Akşam olmak üzere, keşke hiç gelmeseydiniz."

"Ooo, yine heyheylerimiz üzerimizde anlaşılan," diyerek güldü. "Kim sinirlendirdi seni bu kadar?"

"Kimse," dedim hemen. Dün akşam olanları kimseyle paylaşmak istemiyordum. Daha çok unutma taraftarıydım.

O sırada bizim esrarengiz şahıs elini kaldırarak hesabı istemişti. Hemen Demir'e dönüp, "Hesabı sen alsana," dedim. Demir'in kaşları çatıldı hemen. Ondan böyle bir şey istediğim daha önce olmamıştı.

"Bu adamı gözünde biraz fazla büyütmüyor musun?" diye fısıldadı sonra. Haklıydı. Saçma davranıyordum.

Sonunda omuzlarımı dikleştirerek kasadan masanın hesabını çıkararak hesap defterinin içerisine koydum. Ardından adamın yanına doğru yürüdüm. Artık bu saçma davranışımdan vazgeçecektim. O, herhangi biriydi. Onun karşısında bu kadar şapşallaşmam mantıksızdı.

Defteri önüne bırakıp bekledim. Şöyle göz ucuyla miktara baktı, ardından cüzdanından bir yüzlük çıkarıp, "Üstü kalsın," dedi. Her zaman olduğundan daha bonkördü bugün. Sonuçta hesap sadece 35 TL tutmuştu. Belli ki zengindi.

"Teşekkür ederiz, tekrar bekleriz," dedim yüzüme en sahte tebessümümü takınarak.

Kafeden çıkıp gitmeden önce tekrar yüzüme baktı. O an yüzümdeki sahte tebessümü korumak benim için çok zor olmuştu. "Görüşürüz, Asel."

Sandıklara Saklı Anılar ("Saklı" Serisi #1) - TamamlandıWhere stories live. Discover now