27. Bölüm"O'nsuz"

45.5K 3.9K 2.3K
                                    


İki gün.

O'nsuz geçen iki gün.

Bunun bu kadar beni etkileyeceğini tahmin etmezdim fakat şu iki gün bana sanki daha uzun zamanmış gibi gelince farkına varmıştım. Tuhaftı. Gece gündüz beraber olduğun, yatmadan önce en sonun onun yüzünü gördüğün, uyandığında ilk onun yüzünü gördüğün kişiden bir gün bile ayrı kalmak eksik hissettiriyordu. Sanırım bu sevdiğin biriyle evli olmanın getirdiği bir histi.

Bu konakta onsuz kalmak canımı sıkıyordu. Sanki burada olmamın bir anlamı yokmuş gibi hissediyordum. İşleri çok yoğundu, görüntülü konuşamamıştık bile. Araşıyorduk veya mesajlaşıyorduk. Onun dışında bu gece görüntülü arayabileceğini söylemişti. Özlemiştim, gerçekten özlemiştim. O da beni özlediğini söylemişti. Belki de bu kısacık ayrılıklar iyi gelirdi aramızdaki ilişkiye. Böylelikle birbirimizin varlığının verdiği güzel hissin kıymetini anlardık.

Berzan gitmeden önce abileri ve Emine anayı tembihlemişti. Abiler resmen tepemden inmiyordu. On dakikada bir yanıma gelip veya arayıp durumumu soruyorlardı. Hatta Berzandan daha çok arıyorlardı. Emine ana da onlar kadar sürekli yanıma geliyor, Berzan'a benimle işgili rapor veriyordu. Artık Berzan nasıl tembihlemişse hepsini, beni rahat bırakmıyorlardı. İki gündür finallerime çalışıyor ve sınavlara giriyordum zaten. Bu yüzden odadan dışarıya çıkmıyordum pek.

"Yiğit." Berfin ablanın sesiyle dizlerime yasladığım çenemi kaldırdım. Avludaki koltukta oturmuş, dizlerimi kendime çekmiştim. Yanımda sınav notlarım vardı ve ara vermiştim çalışmaya.

"Ne yapıyorsun tek başına? Gelsene yanımıza."

"Neyin var?" diye sordu Hülya abla.

"Neyi olacak, kocası yok ya depresyonlarda." dedi Şule abla gülerek. "Benim kocam da gitti ama ben böyle depresyona girmedim." derken yanındaki Umut'un omzuna elini koymuştu.

Bir nefes verip bacaklarımı indirdim ve bakışlarımı kaçırdım.

"Not okuyordum öyle." diye mırıldandım. Not kağıtlarını elime aldığımda yavaşça ayaklandım.

Konağa girmek için yürüdüğümde arkamdan bir şeyler konuşuyorlardı ama umursamadım.

Merdivenlere yönelecekken Emine anayla karşılaştım. "Heh," dedi beni görünce. "Yiğit, hadi hazırlan oğlum."

Kaşlarımı çattım. "Neden?"

"Alışverişe çıkalım. Berzanla konuştum o da söyledi Yiğiti de al yanına diye. Gel azıcık hava alalım, hem de ihtiyacın olan şeyleri alırız." dedi.

"Hiç çıkasım yok aslında." dedim omuzlarımı düşürerek.

"Hemen karşı gelme. Birlikte görünelim hem etrafta." derken yüzümdeki ikilemin farkındaydı. "Berzan'ı konuşturma bana oğlum hadi." dedi biraz daha sert ve itiraz istemeyen bir ses tonuyla.

"Tamam öyleyse." dedim.

"Ha şöyle. Hadi bekliyorum ben kapıda." derken çantasını çoktan koluna takmış olduğunu gördüm.

Yanından ayrılıp merdivenleri çıktım ve yatak odasına gidip notlarımı bıraktım. Giydiğim çizgili tişörtün üzerine kot ceketimi giyindikten sonra telefonumu cebime koydum ve çıktım.

Merdivenlerden inip avluya çıktığımda Berfin, Şule ve Hülya abla oturuyorlardı. Onlara bir bakış atıp avlu kapısına vurdum. İki koruma kapıyı açtığında çıktım ve kapının önündeki arabanın önünde duran üçlüyü görünce duraksadım.

Züleyha abla koluna çantasını takmış, Emine ana ve Haluk abiyle konuşuyordu. Beni fark edince bakışları bana döndü hepsinin.

"İkimiz gitmeyecek miydik?" diye sordum Emine anaya hitaben.

BEDEL | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin