8. Bölüm"Beklenmeyen"

45.5K 3.7K 1.4K
                                    


Gözlerimi aralarken bir anda içime düşen bu ürpertinin beni dürtermiş gibi uyandırmasına anlam veremedim fakat gözlerimi kırpıştırarak araladım. Burnuma dolan bu kokunun yabancı olduğu aşikardı lakin bir o kadar da tanıdıktı. Yeni uyanmama rağmen derince içime çekmeme neden olan bu kokunun sahibinin sıcak tenini hissediyordum.

Hava yeni aydınlanıyordu. Hatta okunan sabah ezanının sesini duyduğumda bu yüzden uyandığımı anladım tedirgin uykumdan.

Gözlerimin önüne gelen görüntü ile kocaman açıldı gözlerim. Hızla yattığım yerden doğruldum fakat bir şey beni engelledi. O da bileğimi geceden beri kavramış adamdı. Hâlâ bırakmamıştı. Zaten burada uyuyakalmamın nedeni de buydu.

Büyük çift kişilik yatakta uyuyan Berzan'ın hemen yanında uyuyakalmıştım. Üzerimize örtülü yorganla kaşlarımı çattım çünkü ben bile bile girmemiştim bu yatağa. Üzerimi de örttüğümü hatırlamıyordum.

Yatağın içinde oturur pozisyona geldiğimde tekrar bakışlarımı onun uyuyan yüzüne çevirdim. Kömür siyahı saçları beyaz çarşaflı yastığın üzerine dökülmüştü. Siyah uzun kirpikleri tane taneydi. Gözleri kapalıyken uzunluğu net bir şekilde belli oluyordu. Kapalı dudakları kalemle çizilmiş gibiydi. Bir iç çektim.

Elimi acıtan bileğime götürdüm. Geceden beri sıkıca kavradığı için iz kaldığını düşünüyordum. Elimi parmaklarına atıp teker teker açtığımda gevşeyen tutuşu ile bileğimi ondan çektim ve elini nazikçe bıraktım yatağın üzerine. Kendi bileğime baktığımda loş ışıklı ortamda kızardığını görebiliyordum.

Gece yaşanan olay aklıma gelince tekrardan düşünceler sardı zihnimi. Neden böyle bir şey olduğunu ona soracaktım. Beni terslemeseydi doğru düzgün cevap vereceğini düşünüyordum.

İstemsizce elimi kalbime götürdüm. Saçma bir şekilde hızlanmıştı. Onunla aynı yatakta yatmak anlamsız bir heyecanı baş gösterdi içimde.

Bakışlarım bileğimi ovduğum elimdeki alyansıma kaydı. Sonra kafamı çevirip onun elindeki alyansa baktım. Buna alışamadağımı fark etmiştim.

Bir nefes verip onun açılan bedenine yorganı güzelce örttüm ve temkinli hareketler ile yataktan indim.

Telefonumdaki saate baktığımda alarmımın çalmasına az kaldığını fark edip uyumaktan vazgeçtim. Sınav saatim oldukça erken olduğu için alarmı da erkene kurmuştum.

Dolaba doğru ilerlerken kapaklarını iki yana açtım. Bu sırada yatakta hışırtı sesleri gelince omzumun üzerinden arkaya baktım. Uyanmıştı.

"İyi misin?" diye sordum yanına doğru adımlarken.

Siyah kaşlarını çatmış, elini şakaklarına götürmüştü. Yüzü rahatsız bir şekilde buruşurken yeşile çalan gözlerini açtı ve bana baktı.

Ses vermediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. Bir süre ne diyeceğimi bilemeden öylece yüzüne baktım.

"Gece galiba nöbet geçirdin. Şimdi nasılsın? Bir şeye ihtiyacın var mı?" diye sordum.

Elini alnından çekti ve kısılı gözleriyle bana bakmaya devam etti.

"Korktun mu?"

Kaşlarımı çattım. "Hım?"

"Seni korkuttum mu?" diye sordu bu sefer. "Benden korktun mu?"

Kaşlarım gevşerken dudaklarımı araladım. "Korktum tabii ama senden değil, sana bir şey olursa falan diye." dediğimde bundan farklı anlamlar çıkabileceğini sonradan fark ettim. Bu yüzden hemen "Yani kim olursa olsun endişelenirim, bir şey olsun istemem." diye toparladım, boğazımı temizleyip kaçamak bakışlar ile baktım.

BEDEL | BXBWhere stories live. Discover now