18. Bölüm"Randevu"

48.4K 4.1K 4K
                                    


Geniş yatağı güzelce düzeltirken aynanın karşısında hazırlanan adama bakmıyordum. Zaten yatağı yapıp hemen aşağı inecektim kahvaltıya yardım etmek için. Gerek yoktu ama ben istiyordum. Bir şeylere elimi atmak istiyordum.

Doğrulduğumda aynadaki bakışlarıyla göz göze geldik. Dün geceki konuşmamızın üzerine bir soğukluk vardı. Benden kaynaklı olabilirdi fakat elimde değildi. Tamam daha önceden düşündüğü bir şeydi ama bu yine de bir bahane değildi. Tanımadığı bir insan hakkında nasıl böyle düşünürdü? Sanki para avcısıymış gibi.

Diğer yandan düşününce yine eski nişanlıya geliyordu konu. O kadın parası yüzünden Berzanla birlikte olduğu için bir ön yargısı oluşmuştu. Zaten o kadının Berzan'ın üzerinde yarattığı tüm olumsuz fikir ve yargıların ceremesini ben çekecekmişim gibi duruyordu.

"Kravatımı yapar mısın? Yapamadım nedense."

Onun sesiyle bakışlarımı çevirdim. Elindeki siyah kravat ile bana bakıyordu. Normalde kravatlarını gayette kendisi bağlardı. Hep de güzel bağlardı. Şimdi neden böyle istediğine anlam veremesem de yanına adımlarım.

Kravatı elime alıp boynundan geçirirken yüzüne gözlerine bakmıyordum. Bir ucunu diğer tarafa atıp büyük kısmı ortasından geçirirken yüzümü inceliyordu. Bakmasam da hissrdiyordum.

"Kocana tavır yapmaya devam mı edeceksin?" diye sordu yumuşak bir ses tonuyla.

Bakışlarımı kaldırıp yeşile çalan ela gözlerine baktım. "Kocama tavır yapmıyorum." dedim hafif çekingen bir sesle. Bu sırada kravatı bağlamaya devam ediyordum.

Dudaklarının kenarı kıvrıldı. "Bana böyle seslen arada, hoşuma gitti." dediğinde ellerim duraksadı.

Afalladım. "Nasıl sesleneyim?"

"Kocam de." dediğinde kalp atışlarım hızlandı.

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve bakışlarımı kaçırıp istemeden gülümseyerek kravatı bağlama işini sonlandırdım.

"Yengeler gibi yani?" diye sordum tekrar ona bakarak. Bu sırada sesim az önceki dediği şeyden dolayı heyecanlı çıkmıştı.

"Onlar gibi olamaz. Onlar senin kadar güzel tonlamaz, eminim." derken sesi gerçekten çok ciddi ve temiz geliyordu. İltifat ederken bile bu ciddi ses tonu ve katı yüz ifadesini kullanması tuhaftı.

Bir şey demeden yakalarını düzelttim ve ellerimi çektim. Geriye çekilirken boğazımı temizledim. Kaçamak bir şekilde ona baktığımda bana bakıyordu direkt.

Böyle güzel şeyler demesine alışkın değildim. Galiba gerçekten ciddiydi. Gerçek bir evlilik ve eş olacağım derken ciddiydi. Bunu hiç hayal etmemiştim evliliğimizin başında çünkü çok kaba davranıyordu o zamanlar. Şimdi böyle şeyler söylemesi kalbimi eritiyordu.

Hazırlandıktan sonra beraber kahvaltı için aşağı indik. Daha hazır olmamıştı bu yüzden salonda oturuyordu ev halkı. Biz de yanlarına gittiğimizde aslında ben yardım etmek için gidecektim fakat Berzan izin vermedi. Oturduğu koltukta yanına çekti beni. Bacaklarımı birbirine bastırırken tedirgince oturdum olduğum yerde.

"Yav geçen kuyumcu aradı da, ana siz neler alıyorsunuz öyle el insaftır ya." diyen Yusuf abiye baktım.

"Oğlum hep beraber çıktık aldık bir şeyler. Paranın lafını yapıyorsun artık?" diye sordu Emine ana.

"Estağfurullah ana. Ondan değil."

"Ayıptır Yusuf. Bırak hanımlar ne isterse alsın." Berzan'ın babası Mustafa ağa.

BEDEL | BXBWhere stories live. Discover now