18. Bölüm"Randevu"

En başından başla
                                    

"He vallaha. Helali hoş olsun." dedi Kadir abi yanındaki karısı Züleyha ablaya bakarak. O da kocasına gülümsedi. Gözlerimi devirdim. Kolları altın bilezikten gözükmüyordu hala gözü doymuyor muydu yani? Aynı şekilde diğer gelinler de.

Berfin ablanın eşi Salih abi ve Orhan abi de destek verdi. Zaten zenginlerdi. Onlar için pek bir şey ifade etmezdi para fakat Yusuf abi aralarında en parayı düşünen tasarrufu düşünen kişiydi galiba.

"Ana, bir daha çıktığınızda Yiğit'i de al yanına. Ne istiyorsa alın." diyen Berzan'a döndüm.

Kaşları çatık düz bir şekilde annesine bakıyordu. Bacaklarını açmış otururken bir elini üst bacağına koymuştu. Dizlerimiz birbirine değiyordu.

"Oğlum çıkarız da Yiğit gelmiyorki. İstemiyor." dedi Emine ana.

"Gelecek." dedi kesin bir sesle tonlarken. "Sandık hazırla ona kuyumcuda. Alacağım." dediğinde gözlerimi büyüttüm.

"Ben böyle bir şey istemiyorum." dedim kısık sesle. Bana dönüp öyle sert bir bakış attı ki susmak susmak zorunda kalıp önüme döndüm.

Bir sandık dolusu altını ne yapacaktım zaten. Yengeler gibi her yerime takıp gövde gösterisi yapacak halim yoktu.

"Berzan hissesini sandığa yatıracak." dedi Kadir abi şakayla gülerek. "Bu kadar çok seviyorsun ha Yiğiti?"

"Benim eşim başımın tacıdır. Ne yapsam gözüme gelmez." dedi Berzan dik bakışlar ile bakarken.

Yemin ederim ruhumu teslim edecektim. Ağzından çıkan herbir kelime kalbime doğru bir ok misali işliyordu. Bu kadar etkilenmem normal miydi emin değildim fakat elimde değildi.

Mustafa ağa, Emine ana, Numan dede ve Meliha nene memnun bir şekilde gülümsedi bize bakarken.

"Ne güzel ya. Görüyorsun ana, sen demiştin nikahta keramet vardır diye." dedi Orhan abinin eşi Hülya abla, Emine anaya bakarak.

Emine ana gülümsedi memnunca.

"Heee, öyle vallaha. Şaşırdık doğrusu. Yiğit evlenme teklifi edeceğini söylediğinde daha çok şaşırdık. Bu kadar çabuk birbirinize ısınmanız ne güzel." dedi Züleyha abla gülümseyerek. İçimden sıkıntılı bir nefes verdim. Hay senin edeceğin lafı be kadın. Az sus. Herkesin iyiliği için sus be kadın.

Berzan'ın bakışları beni bulunca hızla bakışlarımı kaçırdım ondan. Zaten o da tepki vermedi. Ses de etmedi.

Bir süre sonra kahvaltı masası hazırlanınca hep beraber kalktık.

"Haluk nerededir?" diye sordu Emine ana.

"Biraz başı ağrıyormuş onun. İnmeyecek. Odasına istedi." dedi Yusuf abi.

Kahvaltı masasına geçerken Berzan'ın bakışlarını üzerimde hissediyordum fakat görmezden geliyordum. Acaba kızmış mıydı?

Sakin ve normal geçen kahvaltıdan sonra onu geçirmek için kapıya yürüdüm. Konağın kapısının önüne geldiğimizde şöyle bir baktı bana.

"Akşama hazırlan. Yemeğe çıkacağız, unutma." dediğinde kafamı salladım. Nasıl unuturdum zaten.

O da kafasını salladı ve kapıyı açıp çıktı. Arkasından bakarken arabasını bindikten sonra kapıyı kapattım ve büyük bir nefes verdim omuzlarımı düşürerek.

-

Çok heyecanlıydım. İçim tam anlamıyla kıpır kıpırdı.

Şehrin ışıklarının ve en güzel manzarasının gözüktüğü yerde yine en güzel şekilde hazırlanmış masada karşı karşıya oturuyorduk. Masanın üzerindeki şamdanların arasından ona bakarken, klas bir tavırla elini çenesine atmış bana bakıyordu.

BEDEL | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin