2. Bölüm: 'Umursamaz'

262 39 145
                                    


♠️

En iyisi havalı bir giriş yapayım.

Her şey on yaşımdayken babamın beni zorla götürdüğü bir terapistin odasında başladı.

Yani teknik olarak 'her şey' orada başlamadı aslında aileme olan nefretim çok daha küçük yaşlarda başlamıştı ama her neyse, ne diyordum ben? Evet on yaşımdayken babam beni renkli papyon takan bir terapiste götürdü ve beni o moda katili herifle bir saat boyunca yalnız bıraktı.

O bir saat içinde hayatımın geri kalanında bürünmek istediğim karakterin temellerini oluşturdum. Bu karakter kesinlikle moda katili terapistçinin sayesinde oluşmadı. Tamamiyle o bir saat içinde kendi kendime içten bir şekilde konuşmamla oldu, terapistçiyi hiç dinlemedim. Ayrıca kim sınıf öğretmenine yüz kırk yedi tane eşek şakası yaptığı için terapiste giderdi ki zaten?

Sorunun cevabı Mayıs Asil Karahanlı'ydı ama her neyse, demek istediğim şey ailemden nefret ediyordum. Bir şeylere akıl erdirdiğimden beri onların başına iş açmak için uğraşıyor, güzen giden işlerini bozmak ve onları hayatlarından bezdirmek adına canla başla çabalıyordum. Kısacası kaosçu karakterimi devreye sokuyordum, geri kalanı hallediliyordu zaten.

Ve evet, ailemden nefret etmemin bir nedeni vardı.

Fakat şu an bu nedeni anlatmam doğru olmazdı.

Belki başka zaman.

"Mayıs!" Annemin cırtlak sesiyle yatağımdan kalkmak yerine beklemeye başladım. "Mayıs diyorum!" Annelerin genel hobisiydi bu. Çocuklarına seslenir, 'efendim?' cevabını aldıklarında da ses çıkarmaz ve çocuklarının yanlarına gelmelerini beklerlerdi ama ben salak değildim. Adımla seslendiğinde asla cevap vermez, onun ayağıma gelmesini sağlardım.

Çünkü neden sağlamayayım?

"Mayıs Asil!" Odamın kapısı kırılırcasına açıldı. Tam tahmin ettiğim gibi annem odama baskın yapmıştı. "Bir saattir sana sesleniyorum, geri zekalı! Duymuyor musun?"

"Duyuyorum." Kucağımdaki oyuncak ayıya sarılmayı bırakarak dilimi eğlenircesine şaklattım. "Bence bütün semt seni duydu, anne."

İncecik aldırdığı kaşlarını çattı. "Neden ses vermiyorsun o zaman?!"

" 'Neden ses vermiyorsun o zaman?' Seks kasesinin adı." dediğimde ağzını açarak bana şok içinde baktı. Ups, galiba cinsel espiri sevmiyordu? Iğh sıkıcı... "Şaka yaptım şaka. Gül diye."

Ortamı yumuşatma çabam saniyeler içinde boşa giderken her zamanki gibi benden nefret eden annem kafasını iki yana sallayarak "Odandan çıkabileceğini haber vermek istedim." diye tısladı. "Baban işe, ablan ise arkadaşına gitti. Merak etme yani. Kimse sana şiddet uygulamayacak."

Aldığım güzel haberle yataktan doğrularak "İyi." dedim. Çünkü gerçekten iyiydi. Dün ki kız isteme törenini mahvettikten sonra babam beni evin içinde ayakkabı çekiceğiyle kovalamış, kendimi odama kitleyincede peşimi bırakmıştı. Beni eline geçirir geçirmez döveceğini bildiğimden dolayı ondan ölümüne kaçıyordum. Yaklaşık yirmi yıldır kaçıyordum da bu gereksiz bir ayrıntıydı.

Bazen kaçamamıştım.

Neyse.

"Bugün evi temizleyeceğim." Odama tiksindirici bir bakış attı. "Yardım etmek istiyorsan et, etmek istemiyorsanda dışarı çık ve akşam sekizden önce eve gelme."

"Vay canına, anne! Akşam sekize kadar temizlik mi yapacaksın?"

"Hayır sadece akşam sekize kadar senin yüzünü görmek istemiyorum. Ayrıca temizlik bir bahaneydi. Ev ablanın zihniyeti kadar temiz zaten."

MaziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin