٤) Ehlen ve sehlen.

8.9K 723 48
                                    

Güzel insanları uğurladık,ama sadece evimizden.Belki yüreğimizin kapılarından içeri girecek bu insanlar.Hayatım Esma'nın gelişiyle güzelleşti sanki.Câmide karşılaşmamız gerekiyormuş belki de,kendimi ona bu denli yakın hissetmem için.

Kısacık bir sürede bunları düşünüdüğüme de şaşırmıştım.Hızlı adımlarla odama gittim.Yüzümde bir tebessüm.Üstümü değiştirdim.Birazcık oturup,soluklandım.

Annem mutfakta,babam oturma odasında.Şöyle bir düşündüm,ilk önce hangisinin yanına gitsem ? Annemin yanına gitmek mantıklı geldi.Girdim mutfağa.

-Hah kızım,hadi şu bulaşıkları yerleştiriver.

-Eh,peki.Ya anne kimdi bu insanlar ? Ay,biliyor musun ? Hani ben câmide iftar ettim ya,seni meğer Esma'dan aramışım.Şoka girdim.

-Allah'ın işine bak güzel kızım,olacağı varmış.Ben de şaşırdım şimdi.Zaten senden bir beş dakika önce geldi buraya.Ha,kim olduklarına gelince...

Annemin buyur ettiği işi yavaş yavaş yapmaya ve onu dikkatlice dinlemeye başladım.

-Hamza var ya,cerrahmış.Yazık,çocuk çok çile çekmiş cerrah olmak için.Biliyorsun Filistin'de ihtiyaç var böyle insanlara.Neyse,küçüklüğünden beri ailesi de istemiş cerrah olmasını,özellikle annesi.Son zamanlarda bu "itler" coşunca ailemden biri daha gitmesin diye gelmişler.Zaten kara harekatı başladığında ellerinde avuçlarında ne varsa almışlar.Yavrum,çok zor gelmişler İstanbul'a.Hamza'nın ismi Türkiye'de de duyulmuş önceden.İşinin erbâbı demek ki maşaAllah.Çok konuştum yavrum ama çok sevdim her birini.Annesi de çok tatlı bir hanım.

-Vay be anne.Hayata bak.İşinde çok başarılı ama o pis topluluk yüzünden memleketine hizmet edemiyor.

-Ha,şey ama Filistin'den yaralıları getiriyorlarmış hastaneye.Yine de burda elinden geleni yapıyormuş.

-Yine iyi o zaman.Esma'yı çok sevdim ya.

-Ben de kızım.Neyse yatalım artık,sahura uyanamayız.Allah rahatlık versin.

-Sana da anne.

Çok şükür mutfak da toparlanmıştı.Babamla da sahurda konuşurum diye düşündüm.Babamla da selâmlaştıktan sonra çıktım balkona.Balkonumuz kapalıydı ama pencereyi açınca giren rüzgârın tarifi yoktu.Oturdum sandalyeye.Önümde masa.Bir kahve yaptım,yanında çikolata.Tabletten de kısık sesle bir ezgi açtım.Çok huzurluydum.Her yer sessiz.Kahvemi yudumlarken Esma'ya soracak daha çok şey var dedim.Hemen odaya koştum,telefonumu aldım.Balkona döndüm tekrar.Esma'ya mesaj atmaya karar verdim.

"Selâmun aleyküm.Sana sormam gereken çok şey varmış Esma,bir gün oturup uzun uzun konuşsak hiç fena olmaz :) "

Gönderildi.

Esma :

Aa,sen uyumadın mı ? :) Tamam Şühedâ.Yarın ben vakıfa gideceğim.Orası müsait oluyor.Öğle namazından sonra seni alayım,olur mu ? :)

Bu kadar hızlı cevap vereceğini düşünmemiştim.Hemen ben de cevap yazdım.

Çok güzel olur,hem ben de görmüş olurum vakfı.Görüşürüz inşaAllah ;)

-İnşaAllah :)

Evet,amacıma ulaşacaktım.

Merakımdan çatlıyorum demiyorsun da Şühedâ !

Çok heyecanlanmıştım.Nasıl bir muhabbet olacağını düşündüm durdum.Gittim bir kitap aldım,odamdan.İsmi Ben Kudüs.Sanki Kudüs'ü geziyor gibiyim bu kitabı okurken.Kubbetü's Sahra,Mescid-i Aksa...Daha sayamıyorum çünkü boğazımda hıçkırıklar düğümlenmişti.Kahvemi içerken kitabımı okuyordum.Esma'dan bir mesaj geldi :

Şühedâ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin