"Sen kendini ne sanıyorsun?! Ucuz dediğin adam senden daha çok değeri hakediyor. Sen ise sadece kafana koyduğun şey uğruna can yakan bir adamsın. Benden hiçbir zaman karşılık alamayacaksın. Ne ünün ne de yüzün.. Hiçbir şeyin umrumda değil. Seni bir daha görmek bile istemiyorum.." Sinirle konuştuklarımın onun kalbini kıracak olması ile ilgilenmiyordum. Böyle bir adam olduğu için utanmalıydı.

Arkamı dönüp Taehyung'un yanına gidecekken beni bileğimden tuttu. Bu yaptığına pişman olacaktı çünkü Taehyung'un sinirle yanına gelerek suratına geçirdiği yumruk birkaç saniye içinde olmuştu. Ben bileğimi ondan kurtararak kenara çekildiğim sırada Taehyung Kai'yi yumruklamaya devam ediyordu. Onları ayırmam gerekiyordu.

Hızla Taehyung'un kolundan tutarak geri çektim. "Benim için.." diye fısıldadım. Derin nefesler alarak ondan uzaklaştı.

Arkamı dönüp gidecekken vazgeçerek Kai'ye döndüm. "İşten de istifa ediyorum. Bir daha karşıma çıkmasan iyi edersin." dedim ve Taehyung'un yanına gittim. Kai orada öylece duruyordu. Acı çektiğini sanmıyordum, Taehyung'dan çok daha güçlü ve dayanıklıydı. Belki de dediklerim onu yaralamıştı. Ama umrumda değildi.

Arabaya binerek günümüzü mahveden Kai'ye içimden küfürler savurdum. Oysa bugünü aklıma altın harflerle kazımak isterken Taehyung'un Kai'yi dövdüğünü de hatırlayacaktım. Üzüntüyle başımı öne eğdiğimde arabayı süren Taehyung'un eli çenemi buldu ve başımı kaldırdı. "Seni üzdüysem üzgünüm bebeğim. Konu bu adam olunca kontrolümü kaybediyorum." dedi kendini savunmak istercesine.

Beni üzmüştü ama Kai çok daha fazlasını yapmıştı. Bu yüzden sorun etmeme gerek yoktu. "Daha fazlası olmasın lütfen. Bu konunun burada kapanmasını istiyorum Taehyung. Kai ile aramda artık bir diyalog bile geçmeyecek. Haberlerden de kurtulurum böylece." dedim.
En azından içimi rahatlatan kısım buydu. Saçma sapan bir şekilde magazinlere konu oluyordum ve bu artık çileden çıkmaya başlamıştı. Bunu da engelleyebilecektim artık.

"Evet o bakımdan iyi oldu.." dedi düşünceli bir sesle. Ben onun kaşlarını çatarak bakışlarını ileriye doğrultmasını izlerken aklına bir şey gelmiş gibi bana döndü. "Sınava bir ay kaldı. Derslerine ağırlık vermelisin."

"Bazen o kadar ilgili oluyorsun ki abim olduğunu düşünüyorum.." dediğimde bakışları haylazca parladı ve dudaklarıma baktı.

"Abin olabileceğimi sanmıyorum.." Sinsi gülümsemesi dudaklarındayken aklıma ilk tanıştığımız zamanlar geldi.

"Benden gerçekten hoşlanmıyor olmalısın." dedi gözlerimin içine bakarken.

Daha önce hiç bu kadar isteyerek baktığını hatırlamıyordum. Cevabını merak ediyor gibi görünüyordu. "Bunu yapan sensin. Sana olan saygımı da, sevgimi de bir günde bitirdin." dedim bende aynen ona bakarken. Sonra söylediğim şeyin farkına vardım ve toparlamaya çalıştım. "Yani.. Abi sevgisi.. Başka bir şey olamaz zaten.."

Sertçe yutkundu ve elini omzuma koydu. "Biliyorum. O zaman bana kendinden büyük erkeklere ne diyorsan onu de. Adımla seslenme."

"Sana Oppa dememi isteyen sendin? O zamandan bu zamana ne değişti?" dedim heyecanla. Vereceği cevabı çok merak ediyordum.

Bakışları beni buldu ve kısa süre için gözlerime baktı. Kahvelerinde kayboldum. "O kadar çok şey değişti ki.. Ben bir kadın sayesinde yaşadığımı hissettim. Sanki o kadın benim kalbimin anahtarı ve artık o kapı açıldığı için hissediyorum. Bu çok güzel bir duygu.." dedi ve elimi tuttu.

Öylesine büyülenmiştim ki lal olmuştum. "Güven.. Sevgi.. Aşk.. Bana bunları öğreten kadın.. Seni seviyorum.." Sertçe yutkundum ve gözlerimi yumdum. Taehyung bana yaklaşırken bende istemsizce ona çekiliyordum. Vakit oldukça geçti bu yüzden hareket eden araba başka bir arabaya çarpmazdı. Ancak yine de şuan yaptığımız delilikten başka bir şey değildi! Yine de umursamıyorduk.

Bir anda bu mutlu anda hapsoluduğum kar küresi parçalarına ayrılarak tuzla buz oldu. Önümüzü hızla kesen araba ile Taehyung müdahale edemeden oldukça sert ve gürültülü şeyler oldu.
Kaza yapmıştık.
Nerde olduğumu anlayamıyordum.
Yaşıyor muydum bilmiyordum.
Aklıma Taehyung'un gelmesi ile bulanık bakışlarım arasında onu bulmaya çalıştım. Başımdan aşağı sıcak bir sıvı akıyordu ancak önemsemiyordum. Taehyung yoktu. Ben arabanın içindeydim ancak sürücü koltuğu boştu.

Başım dönmeye başladığında sessizce inledim ve başımı dizlerim üzerine koyarak kıvrınmaya başladım. Öylesine dönüyordu ki aklımı kaybedecekmiş gibi hissediyordum. Gözlerimi açmaya yeltendiğimde iki güçlü kol tarafından vücudum kaldırıldı. Kim olduğunu bile anlayamıyordum. Ancak tanıdık gelen parfüm kokusu beni hiçte mutlu etmemişti. Bilincin kapanırken duyduğum sözcükler şunlardı.

"Sonunda bana aitsin sevgilim.."






༆Sρσɾτʂ Cσαςɧ| Tαεηηίε༆ (Tamamlandı)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang