🥊28

303 23 21
                                    


Taehyung bana iyice yaklaştığında aramızda hiç mesafe kalmamıştı. "Seni seviyorum ay ışığındaki kelebek.." dedi.

"Bende.. Bende seni seviyorum ay ışığı.." derken dudakları dudaklarımı buldu..

•••••

Hayatımda berbat denebilecek bir çok şey olmuştu. Ancak yeniden ayağa kalkmayı başarmıştım. Babam yoktu, annem yeni kocası tarafından öldürülmüştü ve bunlardan sonra sakin bir hayatım varken ünlü bir modelin sevgilisi olduğum düşünülüyordu. Yine de her şeye rağmen önemsememeye çalışıyordum ki Kai'nin dört senedir bana aşık olduğunu öğrenmiştim.

Bu kadar şey üst üste gelmişken düzeltmem gereken bir çok şey oluşmuştu. Bu koskoca dünyada tek başımaydım.

Ta ki onu görene dek..
Yaralı, çocukluğunda sıkışıp kalmış o adam..

Belki tanışmamız oldukça klişe bir roman başlangıcını andırıyordu ancak farklı olan bir şey vardı ki bizim hikayemiz toz pembe bir roman değildi.
Bizimki tüm siyahlara rağmen beyaza dönmeye çabalamanın hikayesiydi.

Hiçbir zaman yaşıtlarım gibi olmamıştım. Onların 'inek' olarak adlandırdıkları o kızdım. Fazlasıyla çalışkan ve tek derdi notları olan sessiz kız. Belki çalışkan olduğum doğruydu ama tek derdim hiçbir zaman derslerim olmamıştı. Hatta bunu çok isterdim ancak benim hayallerim Paris'e gidip orada yaşamak ve sadece gezerek gençliğimi yaşamaktansa annemi o adamın elinden kurtararak onun için güzel bir hayat inşa etmekti.

Ancak başarılı olamamıştım. Şimdi ise annemin benim için ne isteyeceğini düşünerek ayakta kalmaya çalışıyordum.
Muhtemelen beni görse çok kızardı. Doğru düzgün yemek yemiyordum ve okula gitmiyordum. Zayıflamış ve güçsüzleşmiştim. Kendimle ilgilenmeye vakit bulamıyordum. Sanırım bu boş hayatımda beni düşünen tek kişi bir anda hayatıma girip beni etkisi alan o adamdı..

Şimdi ise onun dudakları benim dudaklarımda, bir eli belimdeyken diğer eli yanağımı okşuyordu. Bu mucizevi ana sıkışıp kalmak istiyordum. Sonsuza kadar böyle kalmak ve asla arkamda bıraktığım pis dünyayı düşünmek istemiyordum.

Ben Taehyung'un yanındayken her şeyden soyutlanarak onunla bir oluyordum.

Her ne kadar bu andan ayrılmak istemezken Taehyung yavaşça geri çekildi. Nefes nefese bana bakarken sinirli olduğunu farkettim. Siniri bana mıydı?
Bakışları arkamıza dönerken bende o tarafa baktım. Kai'nin bizi izlediğini gördüğümde Taehyung'dan uzaklaştım.

"Senin ne işin var burada?" Taehyung hızla kalkarak onun yanına gitti. Bende peşinden giderek kolundan tuttum. Bir sorun çıkmasını istemiyordum.

"Lütfen onunla uğraşma. Sadece konuşalım.." dedim gözlerinin içine bakarak.

"Ben bir şeyleri onun gibi şiddete başvurarak çözmem Jennie. Geçerli bir bahanesi varsa dinlerim, o kadar." dedi siniri devam ederken.

Kai sessizdi. Bizi böyle görmek onu şaşırtmış olmalıydı. Bir anda gülmeye başladı. Kahkaha atmaya başladığında Taehyung ile birbirimize baktık. Kendinde görünmüyordu. "Bu anı ne kadar hayal ettiğimi biliyor musun Jennie? Dört senedir kaç defa sana sahip olmayı dilediğimi biliyor musun? Sana söyledim. Sana seni sevdiğimi söyledim ve bir çok fedakarlık yaptım. Hayatımda senden daha önem verdiğim kimsem yok Jennie. Ama sen.. Benim salonumdaki ucuz bir spor hocasıyla deniz kenarlarında sürtüyorsun..." dedi delirmiş gibi.

O kadar yüksek sesle konuşuyordu ki kulaklarım acımaya başlamıştı. Son cümlesini duyduktan sonra Taehyung'dan önce ileri atılarak tam önünde durdum ve yüzüne sert bir tokat attım. Yüzü yana dönmemişti ancak gözleri kapanmıştı.

༆Sρσɾτʂ Cσαςɧ| Tαεηηίε༆ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now