~18~ Şirket

215 8 8
                                    

  Azra ve ben korkak bakışlarla adamlara bakarken polislerden biri yanımıza yaklaştı. '' Hadi!'' dedi sert bir şekilde. Yaşlı adam kapıdan çekilmişti ama bize hala kin dolu bakışlar atıyordu.

Azra ve ben emin olmayarak yürüdük dışarı doğru. Kapıdan çıkarken adamın bastonu kaldırdığını gördüm. Bana doğdu savurdu ki polis tuttu bastonu. '' Tamam amcacım. Cezaları zaten verilecek. '' dedi yaşlı sinirliyi sakinleştirmeye çalışarak.

'' Ceza mı? '' dedim Azraya bakarak. Korkuyordum. Hapse girebilir miydik? Bi bu eksikti! Polislerden biri arabaya girdi ve diğeri arkamızda duruyordu. Arabanın kapısını açıp içeri doğru girdim. Azra da arkamdan. Arkamızda duran polis de yanımıza oturmuştu.

'' Hapse tıkın onları! Hırsızlar! '' dedi yaşlı sinirli. Azra ve ben bir şey demedik. Arabadan bağıracak mıydık? Polislerin keskin bakışları beni çok korkutuyordu. Ah Gizem! Ne ipucusu? Ya hapse girerseniz. Arkadaşının da başını yaktın!

Polis arabayı sürmeye başlamıştı bile. Ben tedirginlikle dışarı bakıyordum. Pencereden bi kaç kişi polis arabasına bakıyordu. Beni gördüler. Çok büyük bir suç işlemiş gibi baktılar bana.
 
Gerçi bu arabadaysam zaten bi suç işlemişsindir. Ama biz bir şey yapmadık ki! O yaşlı bunağı boğmak istiyorum! '' Iı.. Bu karakol nerde acaba? '' dediğini duydum Azranın. Polise soruyordu.

Polis cevap vermişti ama duymamıştım. O sıra bütün dikkatim dışardaki çocuğa yöneldi. Elindeki su şişelerini gördüm. Bu o çocuktu! Paramı çalan! Asıl hırsız o. Şuan bu arabada olması gereken o.

Azranın dürtüşüyle irkildim. Bana yaklaştı. '' Kızım çok iyi haberlerim var sana. '' garipser bir şekilde baktım. '' Cidden mi? Polis arabasında, karakola giderken, hırsızlıkla suçlanıyorken nasıl iyi bi haber verebilirsin bana? '' dedim onun gibi fısıldayarak.

Yanınızdaki polis '' Siz ne konuşuyorsunuz aranızda? '' dedi sinirle. Ben '' Hiiç.. '' diyebildim kırık, korkak sesimle. Azra da sus pus olmuştu. Bahsettiği haber de neydi?

Bi süre sessizlik olmuştu ve araba durdu. Arabadan inip yaslandığım kapıyı açtı. Afalladım. Arabadan düşecekken kalktım ayağa. Adam kolumdan tuttu. Bu beni daha da tedirgin yaptı.

Azra da arabadan indiğinde diğer polis onun da kolundan tutmuştu. '' Cidden buna gerek yok. '' dedi. '' Neyin gerek olup olmayacağını sizden öğrenmeyeceğiz hanımefendi. '' Polis gayet ciddiydi. Azra tekrar sus pus olmuşken karakola giriş yapmıştık.

Etraftaki insanların delici bakışları eşliğinfe koridorda ilerledik. Büyük salona girdiğimizde bi masaya doğru yaklaştık. Masadaki koltuk boştu. Polisler kolumuzu bıraktılar ama arkamızda durmaya devam ettiler.

'' Oturun. '' demişti polislerden biri. Azra ve ben birbirimize baktıktan sonra masanın önündeki iki siyah koltuğa oturduk. Tedirgin bir şekilde etrafa bakınırken bi adam yaklaştı ve büyük koltuğa oturdu.

'' Evet.'' dedi emince. Polislerden biri '' Hırsızlık efendim. '' dedi. Adam bi bana baktı. Beni süzdükten sonra Azraya döndü. Ben de öyle. Benim aksime Azranın yüzünde güller açıyordu. Delirmiş mi bu?

'' Azra? Senin burda ne işin var? '' dedi adam. Bi dakika, bu adam Azrayı nerden tanıyor? '' Ya Taner abi bi yanlış anlaşılma oldu. Yoksa hırsızlık falan.. Yapar mıyım? '' Azra bu aramı nerden tanıyor? Noluyo yahu?

Azra bana baktı. Olayları anlamadığımı anlayınca açıkladı. '' Taner abi benim kuzenim. Amcamın oğlu. Ara sıra görüşürüz. Bu karakola gelmiştim bi kaç kez. '' dedi salonu süzüp. Vereceği iyi haber bu muydu?

'' Aa.. Bu arada ben de Azranın yakın arkadaşıyım. '' diyip adamın elini sıktım. '' Yani çok yakın arkadaşım. Öyle böyle değil. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez..'' derken adama kocaman gülümsüyordum.

HAYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin